Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Nimetullah AKAY

Duygularımın düşmanları



Ben şahsen olmak istediğim yerde olamıyorum ne yazık ki. Hayallerimle karanlıkları atlayarak aydınlıklara kanat açmak isterken karşıma hep kapkara karaltılar çıkmaktadır. Bu karaltılarla sersem olmakta, yolumu şaşırma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktayım çoğu zaman. Hayatımın her safhasında önüme çıkan engelleri aşmayı arzu etmekteyim, ama her zaman başaramamakta, bazen tökezlenen ayaklarım beni çıkılması zor çukurlara düşürmektedir.

Beni çekiştirenler, ayağıma pranga takanlar, güzelliklere kavuşmama engel olanlar vardır şu fani dünyamızda. Şu duygularımın düşmanlarını şikâyet ediyorum Her Şeyin Sahibine. Hayatım boyunca da, hep şikâyet etme azminde olmaya çalışacağım. Şikâyetimin geri çevrilmesi, duâlarımın menziline kavuşmaması için çaba gösterenler olacaktır elbette. Hayatların düşmanları sadece benim değil hepimizin aklını çelmeye, kalbimizi fesada uğratmaya çalışıyorlar. Bunlar bizlere, düşmanları dost, dostları düşman olarak gösteriyorlar.

Kurtulmalıyız ayağımızdaki prangalardan, temizlemeliyiz zihnimizdeki kazûrâtları. Hayat, hayatların düşmanlarıyla devam edemez. Hayatlara adavet besleyenlerin dünyaya ve insanlığa yaptıklarını hiç unutmamalıyız ve şikâyetlerimizi hiç geri almamalıyız. Arzuhalimizi hep beraber göndermeliyiz Adalet Sahibine...

Bıkmamalıyız hiçbir zaman kötülüklerle mücadeleden. Rahat uyumayı değil, hiç uyumayan düşmanları düşünmeliyiz her zaman bir ve beraber olarak. Onların uyumadığı bir âlemde gözlerimiz uyku tutmamalı. Çünkü bu hayata hayat katmak o kadar kolay değildir. Geçici hayatta hep rahatı düşünürsek sürekli hayattaki rahatlıklara kavuşamayacağımızı unutmamalıyız. Bu sebeple bizleri geçici lezzetlere meftun etmek isteyen nefislere karşı hep isyanlarda olmak istemeliyiz hayatımız boyunca.

Zihinlerin malumat kirliliğine maruz kaldığı bu zamanda işimiz kolay değildir şüphesiz. Seçicilikte zorluk çekmek, zamanımızın tehlikeli bir hastalığıdır. Doğru yolları takip ederek aydınlık ülkelere varmak için büyük çabalara ihtiyaç vardır. Bunun için de behemehâl unutma hastalığından kurtulmamız gerekmektedir.

Her nefeste hatırlanması gereken gerçeklere sığınmamız elzemdir. Nefeslerin sahibini aramamız gerekir. Nefeslerin sahibini bulup hiç ayrımlamamız gerekir. Hep Ona sığınmalı, Ondan yardım istemeli, nefeslerin sahibi olan O yüce Yaratıcıyı bizlere unutturmak isteyen nefislere aldanmamalıyız. İblis'in avaneleri bizi bizden, bizi Sahib-i Hakikimizden uzaklaştırmamalı. Onun için uyanık olmalı, onun için nöbetleri terk etmemeliyiz.

Kâinatı düşünmeli, dünyaların yaratılış hikmetini bulmalıyız. Yaratıcıyı tanımalı, bu geçici dünyaya insanların neden gönderildiğini bilmeliyiz. Bulmazsak gerçekleri, bilmezsek doğruları çıkamayız muammalı sırların içinden. Yazık olur insanlığımıza o zaman.

Bütün muammâlar inançla çözülebilmekte, bütün sırlar iman edilerek bilinmektedir. Bütün mahlukatı yaratan ve terbiye eden Rabb-i Rahîme iman edenler, Onun insanlığa gönderdiği muallimlere kulak verip tâbî olanlar aşacaktır mutlaka bütün zorlukları. Onlara müjdeler bulunmakta, onları güzellikler beklemektedir ölümlerin olmadığı bir âlemde.

Aydınlıkların sahibi, hayat ve şuur sahiplerini başıboş bırakmamıştır ve bırakmayacaktır da. O "eşref-i mahlukat" olarak şereflendirdiği insanlara güçlü aydınlıklar göndermiştir. O bizleri uyandırmakta ve uyarmakta, görüş menzilimize giren, görüş mesafemizi kısaltan karaltılardan kurtulmamızı istemektedir.

Gerçek aydınlıklardan kaçmak hamakatinde bulunan insanların oldukça fazla bulunduğu bir dünyada yaşamak kolay olmamaktadır doğrusu. Ama başarmalıyız. Kendimizi ve insanlığımızı kurtarmalıyız mutlaka... Hedefe ulaşmak için birlikte hareket etmeli, birbirimize dayanmalı, sevgiyle beslemeliyiz kendimizi. Geçici aydınlıkların şeytânî duyguları kabartan çekiciliklerine kapılanların fazla olduğu bir dünyada kılı kırk yararcasına doğruları aramak zorundayız hep beraber.

Boş vermişlikle, önemsiz görmekle maksûda varmak kolay olmayacaktır elbette. Bütün dikkatimizle, bütün ciddiyet ve samimiyetimizle yaratılışın en büyük hakikatini aramalı ve buluncaya kadar da gözümüze uyku girmemelidir.

14.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.01.2008) - Kendimizle yüzleşmek

  (07.01.2008) - Ömürler heba edilmemeli

  (01.01.2008) - Üç çeşit zulüm

  (31.12.2007) - Dünyada da huzur bulabilmek

  (25.12.2007) - Mühür denilince

  (24.12.2007) - Gerçek hürriyeti düşünürken

  (18.12.2007) - Sonbahar ve ölümler

  (17.12.2007) - Âyinesi iştir kişinin

  (11.12.2007) - Nefis, tuzakları hissetmiyor

  (10.12.2007) - Önemli bir mesele

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri