Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Hüseyin EREN

Yalnızlıkta yalpalamak



Yalnızlık ölüme yakın; öyleyse yalnızlığın da güzel yönü var. Hayatın şifresi ölüm; ölüm anlaşılmadıkça hayat anlaşılmaz. Gideceği yere göre yaşanıyorsa, buraya neden gelindiği anlaşılmıştır.

Yalnız geldik, yalnızlığa gideceğiz yine; kalabalıklar kapısı bir bir kapanıp bir kapı açık kalacak; kabir.

En yakın dost yalnızlık, en uzak sevgili değil ölüm. Ömür; yalnızlıkla ölüm arasında sıkışmış yalnızlıklar yumağı. Ünsiyet, ülfet; fırtınalar ve dalgalarla dolu ummanın uzağında bir liman. Umut; rüzgârsız, durgun bir denizde yelkensiz bir gemi. Dertlerin geminde sıkışmış neşe; ne neşe verir? Kederler yalnızlara mı gelir, keder mi yalnızlaştırır?

Gündüzün yalnızlığı gece, ağacın yalnızlığı çekirdek. Gündüz ne gürültülü, dallara tutunmuş yapraklar ne çok. Meyveler; çekirdeğin kesreti. Meyvelerin kalbi, yine yalnızlık çekirdeğine hamile.

Hayatın yalnızlığı ölüm, ölümün kalbinde yine hayat saklı. Açılan her bahar; sonbahar yalnızlığında savrulmuş bir çekirdek. Solan her gül; bülbülün yalnızlık çilesi.

Yalnızlık yakan bir ateş değil; alevlerin içinde yalnız kalan İbrahim'in (as) yanmaması gibi. Nemrut kesreti, kesret Nemrutluğu rüzgârın önünde bir avuç kül, bir ahlık duman.

Çokluğu içine çeken Karun, toprağın altında yapa yalnız. Hükmediciliğin esaretinde esir Firavun; dalgalarla boğuşurken, yanında yalnızlıktan başka kim var?

Kesret dalgalarında yunusun yuttuğu Yunus (as), duâyı kaç derin yalnızlık içinde yaptı?

Neslimizin babası Âdem (as); yeryüzünde onun kadar yalnız yaşayan oldu mu? Annemiz Havva; yalnızların anası.

Kâinat ne kalabalık, insan ne kadar yalnız. Beden ne kalabalık, ruh bir başına. Sevilen ne çok, seven yalnız kalp. Yalnızlık sevdiklerinden kaçış değil, sevdiğine kavuşmak.

Secde; kesretin suskunluğu, yalnızlığın yok oluşu. "Ben" hapsinden kurtuluş, varlığa vuslat. Damla yalnızlığının vuslat denizine dâhil oluş.

Gönlü secdede olana kâinatın hangi köşesi gurbet, zamanın hangi karesi karanlık, mekânın hangi kesiti kesret? Kâbe çok mu kalabalık, secdeden başka kim var orada; ne eş, ne dost, ne keder, ne kesret, ne yalnızlık.

Sizden, sevdiklerinizden, ihtiyaç ve musibetlerinizden haberdar bir Habir ve Latif var; neyleyeyim yalnızlığı, neyleyeyim kesreti. Keder kimi kederlendirir, sûrî sevinç ne sevinç verir?

Nereye gideceğini bilerek yaşıyorsan, buraya neden geldiğini biliyorsundur; bilmiyorsan yalnızlıklarda yalpalamaya, kesrette koşuşturmaya devam...

08.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.01.2008) - Keşif kılavuzu

  (25.12.2007) - Şehre ışık ekmek

  (24.12.2007) - Açılmak

  (18.12.2007) - Bir ömür bitmeyen ders

  (04.12.2007) - Kahraman şehit ağabeylerim

  (27.11.2007) - Hilm bir adam

  (20.11.2007) - Susmayı bilmek

  (13.11.2007) - Az olan büyükler

  (31.10.2007) - Siz özgürsünüz; sizi seviyorum

  (23.10.2007) - Şevki paylaşmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri