Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevher İLHAN

Yasadışı yasağı yasayla çözmek...



Başörtüsü gündemi yine sapa sardı. "Başörtüsü yasağı" meselesinde yeniden başa dönülüyor. Tablo şu ki siyasî iktidar, son beş yıldır özellikle inanç özgürlüğü ve mânevî değerlere dair el attığı her meseleyi yüzüne gözüne bulaştırıyor.

Net tavır almayışı ve kararlılığın olmayışı, bocalatıyor; tartışmaları tırmandırıp kamplaşma ve kutuplaşmaları daha da derinleştiriyor.

İspanya'ya giderken "Alevî açılımı"yla "cemevlerinin camilere alternatif olması"ndan "Aleviliğin Müslümanlıktan ayrı bir din gibi kabulü"ne kadar toplumdaki farklılaşmaları tefrikaya dönüştüren tehlikeli bir tartışmayı başlatan Başbakan, İspanya'da başörtüsü için yaptığı "velev ki siyasal simge de olsa" yorumuyla ne yazık ki tartışmaları daha da alevlendirdi.

Yasakçılara gün doğdu; yasadışı yasağa "gerekçeler" türetilerek, çözüm daha da zorlaştırdı.

Peki Başbakan neden durup dururken İspanya'dan Türkiye'nin bu iç meselesini gündeme getirdi? Türkiye'de ve bölgede bu denli dehşetli olayların ortasında birden başörtüsü gündeminin amacı nedir?

Ortadoğu'nun işgal ve ihtilâflarla kaynadığı, Cumhurbaşkanı Gül'ün son ABD ziyaretinin üzerindeki sır perdesinin halen aralanmadığı, Bush'un İslâm dünyasını ve Arap âlemini saldırmaya bahaneler aradığı İran'a karşı topyekûn bir "Sünnî-Şîi fitnesi"ni tahrik peşinde olduğu, Irak'ta her gün onlarca insanın öldürüldüğü, İsrail'in Filistin'deki katliamının daha da azdığı, Marksist bölücü terör örgütüne karşı sınır ötesi harekâtın sürdüğü.

İçte ekonominin "alarm" zillerinin çaldığı kalabalık gündem karmaşasıyla bulanık hale gelmiş bir süreçte bir Başbakan'ın başörtüsünü gündeme getirmesinin gereği nedir?

Mahallî seçimlere doğru Türkiye'nin gerçek gündemini perdelemek, "seçmene selâm" siyasî projesi mi?..

* * *

Gerçek şu ki AKP hep yasadışı yasağa sığınmakla yasağı âdeta meşrulaştırdı. Millî Eğitim eski bakanlarından Mehmet Sağlam'ın ifâde ettiği gibi, Türkiye'de kılık ve kıyafeti düzenleyen bir yasa olmadığını ve başörtüsünün yasak olmadığını cesâretle dillendirmedi. Olmayan bir yasağın aşılması için gerekli demokratik direnç ve irâdeyi göstermedi.

Oysa bunun beraberinde ciddî sakıncaları getireceği ve olmayan yasağın bu kez yasayla yeniden ikamesine sebebiyet vereceği endişesi hep iletildi.

Ne var ki AKP'nin yasadışı yasağı yasal görme yanlışı, meseleyi hep sürüncemede bıraktırıp bu vartaya getirdi. Partinin kuruluşu safhasında kurucu üyelerin başörtülü olmamasını parti yetkilileri, "yasal engel"le açıkladılar. Keza milletvekili seçimlerinde başörtülü aday gösterilmemesini de, Anayasa Mahkemesi'nin başta Anayasaya aykırı "yasadışı yasağı"na sığınmakla izâh ettiler.

Öylesine ki, 28 Mart mahallî seçimlerinin ardında AKP'li belediye başkanları, "Belediye Meclisi de yerel parlamentodur, TBMM'ye türban giremiyorsa buraya da giremez" dediler. AKP'li belediyelerde bazı başörtülü meclis üyelerinin bizzat belediye başkanları tarafından toplantıya alınmamaları, mâlum medyada "iktidar partisinin gerginlik istemediği" ve "Türkiye'nin gerçeklerini anladığı" şeklinde takdimi edildi.

Hükûmet, AİHM'e gönderdiği savunmada, yasakçıların gerekçelerine katıldı. Başörtüsünü, "siyasî simge", "laikliğe aykırı" ve "gerginlik sebebi" saydı; yasaklamanın "yasal zorunluluk" olduğunu bildirdi. Diyanet'in fetvalarına göre başörtüsünün tesettürün bir parçası olarak "dinî bir vecîbe" olduğuna değinmedi bile.

Böylece son beş yıldır yasakçıların "yasal yasak var" propagandasına tam destek verildi. AB'nin demokratik eğitim ve özgürlükleri esas alan perspektifine rağmen, AHİM bile şaşırtıldı; hükûmet savunmasına göre Türkiye'deki başörtüsünün mevcut mevzuatına göre yasaklanmasının uygun olduğu şeklinde bir şaştırmaya mâruz kaldı.

Hep "yasadışı yasağa" sığınıldı; kanunsuz keyfî başörtüsü yasağı âdeta yasallaştırıldı.

* * *

Neticede hangi sâikle olursa olsun, AKP'nin bunca zamandır erteleyip ötelediği "başörtüsü yasağı"na karşı çözüm arayışı şüphesiz hayra alâmet. Zira yasak bütün şiddetiyle sürüyor, her dönem yüzbinler başörtüsü mağduruna binler, onbinler katılıyor.

Ancak Başbakan'ın ve siyasî iktidarın şimdi de yasadışı bir yasağı "yasayla çözme" formülüne başvurması, "işin içinde yine 'bir bit yeniği' mi var?" istifhamını uyandırıyor.

Dahası dünden bugüne bunda da bir dizi zikzak çiziliyor. İktidar partisi sözcülerinin konunun "özgürlükler bağlamında ele alınacağı" açıklamalarına karşılık, Başbakan yurtdışında meselenin "yeni anayasa çerçevesinde çözüleceğini" söyledi. Peşinden Başbakan Yardımcısı, "bu konuda yasal bir çalışma yok" dedi. Başbakan yurda döndüğünde ise, "Yeni anayasayı beklemeye gerek yok; mutâbık kaldığımız bir cümleyle çözülür, CHP katılmazsa da MHP'yle olur" diye konuştu.

Ve bütün bunlardan sonra, şâyet yeni bir çark olmazsa ve tartışmalar ortasında yine "gerginlik olmasın" diye mesele bir defa daha ertelenip ötelenmezse, hükûmetin yasadışı yasağın "yasa"yla kaldırılması gibi bir yolu tercih ettiği gözleniyor. Her an yeniden gündeme getirilip yasayla, ya da Anayasa Mahkemesi kararlarıyla yasaklanabilecek muhataralı ve çetrefilli bir yola.

Bakalım bunda nereye varılacak?...

19.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.01.2008) - Başörtüsü hakkı

  (17.01.2008) - Başbakan'ın başörtüsü çıkmazı

  (16.01.2008) - Muamma

  (15.01.2008) - Skandal.

  (14.01.2008) - "Alevî açılımı"nın akıbeti

  (12.01.2008) - Ziyaret soruları

  (11.01.2008) - Hangi "barış projesi"?

  (10.01.2008) - "İşbirliği"nin bedeli

  (09.01.2008) - Hükümetin gündemi dağınık

  (08.01.2008) - Gül'ün ABD ziyareti

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri