Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

İslâm insanlığı kucaklar



İslâm, tüm insanlığı kucaklayıcıdır. Hangi din veya ırktan olursa olsun tüm insanlarla birlik bağları kurar. Zira, insanlar arasındaki bağ, ırkçılık değil; “dinî, sınıfî ve vatanî”dir. Yani, aynı dinden olanlar kardeştirler. Aynı inancı paylaşmayıp, aynı vatanda yaşıyorlarsa, “vatanî” bağları birlik noktalarıdır. Aynı dinden değil ve aynı vatanda da yaşamıyorlarsa, aynı meslektenseler şayet, bu noktada dayanışma ve yardımlaşma içinde olabilirler.

Allah’ın Elçesi (asm), “Irkçılığa çağıranlar bizden değildir, ırkçılık için savaşanlar bizden değildir, ırkçılık için ölenler de bizden değildir”1 buyurur. Başka bir hadis-i şerîfte de, ırkçılığı zulüm ve haksızlıkta milletine yardım etme diye tarif eder.2 İnsanların kabîle, millet ve taifelere ayrılmasının temel sebebi, tanışmak ve yardımlaşmak olduğu beyan edilir.

Menfî milliyet, diğer adıyla ırkçılık, felsefenin gayr-ı meşrû çocuğudur. Bir Frenk illetidir. Fert ve toplumları ırkla bağlamaya çalışan bu anlayış, çarpışmalara, bölünmelere sebep olur. Birbirlerini yutmakla beslenen ırkçı parazitler, sonunda başkaları tarafından yutulmaktan kurtulamazlar.

“Milletin selâmeti için her şey fedâ edilir” şeklindeki zâlimce prensip, ırkçılığın yadigârıdır. “Devletin bekàsı için de her şey, hatta halkın hakları da fedâ edilir” prensibi de böyledir. Irkçılık “ene” ağacının acı meyvesidir. Zaten ırka, kafatasçılığa dayalı bir milliyetçilik boş ve kuru bir övgüden ibarettir.

Sosyal hayatın ihtiyacından doğan müsbet milliyete gelince, onun ruhunu İslâm, aklını ise Kur’ân ve îman teşkil eder. Din, milliyetin hayatı ve ruhudur. Müsbet milliyet yardımlaşma ve dayanışmaya, adâlet ve insanlığa sebeptir. Bu milliyet, Resûlullah’ın (asm) lisanında, “Sizin en hayırlınız, sınırı aşıp günaha girmemek şartıyla milletini, aşîretini müdafaa edenlerinizdir”3 şeklinde bir ifadesini bulur. Bu milliyet İslâmiyete hizmetkâr ve kale olur, onun yerine geçmez.

Müslümanlar, insanlara hiçbir zaman “ırk ve menfî milliyet” anlayışı ile yaklaşmazlar. Dolayısıyla sadece kendi dindaşlarını koruyup-gözetmemişler, kim olursa olsun hak sahibine hakkını vermeye çalışmışlardır.

Batıyı da içine düştüğü “ırkçılık illetinden” kurtaracak olan yine İslâmın hakikatlarıdır. Bu sadece bizim değil, onların da itiraf, tesbit ve teşhisleriyle sabittir. Mart 1995 tarihinde YDH kongresine katılan, Batının tanınmış simâlarından, Mitterand’ın yakınında bulunan, solcu düşünür Bernard Kouchner, bütün açıklığıyla şu gerçeği ortaya koymuştu:

“Biz komünizme karşı bir zafer kazandık. Ama biz de yenildik. Çünkü, birbirimize söyleyecek bir şeyimiz kalmadı. Ama İslâm ülkeleri ve halkları öyle değil. Sizden öğreneceklerimiz var diyorum. Dayanışmayı, âile bağlarını, yeniden insan olmayı öğrenebiliriz sizden. Irkçılığa karşı bir panzehir olacaksınız bizim için. Avrupa’yı kendi içine dönük bir kale olmaktan kurtaracaksınız. Irkçılığın 2. Dünya Savaşı öncesine benzer bir dönüş yapmasından çok korkuyorum.”4

Avrupa Konseyi bünyesinde kurulan Irkçılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı Frank Orton, “Avrupa’da giderek artan ırkçılığın sebeplerinden birisi de İslâm dini hakkındaki eksik bilgidir” demişti.

Müslümanların yardımlaşma konusunda, hiçbir din, mezhep, ırk ayrımı gözetmeksizin, bütün insanları kucaklayan örnek davranışları, yabancıların dahi dikkatlerini çekecek ehemmiyette idi:

“Türkler, zekâtlarını fakir komşularına verirler. Ve o da yoksa, önlerine gelen fukaraya verirler. Çünkü çok hayırseverler. Din ve mezhep ayırmaksızın, ister Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahûdî olsun, bütün muhtaçlara yardım ederler.”5

Dipnotlar:

1-Ebû Dâvûd, Edep: 113.; 2-A.g.e.; 3-A.g.e.; 4-Nilgün Cerrahoğlu, Milliyet, 2 Nisan 1995.; 5-M. de Thevenot, Etat ad’un Voyage Fait au Levant, s. 95, baskı 1965.

05.06.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.06.2008) - Bunlar “sorun değil!” mi?

  (02.06.2008) - STK, cemaatler ve Diyanet

  (01.06.2008) - “Bediüzzaman, müstebit rejime hayatı pahasına muhalefet etmiş”

  (29.05.2008) - Pozitivist reformlar neden tutmadı?

  (28.05.2008) - Demokratik değil, “militan laiklik”

  (27.05.2008) - “Eskiyi dinamitle temelden söküp atmalı!”

  (26.05.2008) - Toplumun dinini değiştirme çabaları

  (24.05.2008) - Vazifemiz istişaredir, sonuç almak değil

  (23.05.2008) - Meşveretin geçerli olması için…

  (22.05.2008) - Mutluluğun anahtarı meşveret

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır