Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdil YILDIRIM

İstinat noktamız



İnsan olarak, ne kadar âciz ve çaresiz olduğumuzu anlamak için, nazarımızı ruhumuza çevirip kalbimizin hatırını sormak yeterlidir. Kalbimizde binlerce elemlerden gelen feryatları işitecek, ruhumuzda tonlarca yükün ağırlığını hissedeceğiz. Hayat yolculuğumuza kendi akıl fenerimiz ve cüz’î ihtiyarımızla devam ettiğimiz müddetçe, bu ağır yükler ve kederler bizi terk etmeyecektir. O zaman hayat bir azaptan ibaret olacaktır.

Arkamıza baktığımızda, geçmiş hayatımız gözümüzün önüne gelecek. Çekmiş olduğumuz sıkıntılar, geçirmiş olduğumuz badireler, yaşamış olduğumuz acılar, hafızamızın yakasına yapışmış olduğu halde, bize azap vermeye devam edecektir. Neşeli oyunlar ve güzel oyuncaklar arasında geçen çocukluğumuzun çok gerilerde kaldığını, güç ve kuvvet kaynağı olan gençliğimizin bizi terk ettiğini, çok sevdiğimiz annemiz, babamız ve dostlarımızın toprak altında çürüyüp gittiklerini düşünerek, arkamızda ağır bir yükün asılı olduğunu fark edeceğiz.

İleriye baktığımızda, geleceğe dair endişeler, korkular, bizi bekleyen ihtiyarlık, hastalık ve ölüm gibi musibetlerin yolumuzu gözlediğini göreceğiz. Gelecekte fakir düşmek, aç kalmak, perişan olmak, düşkün ve zelil bir vaziyette kimsesiz kalmak endişesi gibi senaryolar da hayalimizin sahnesinde canlanacak. Böylece hayattan dehşet almaya devam edeceğiz. Bu da ağır bir yük olarak ruhumuzun omuzlarında yerini alacak.

Yukarıya baktığımızda başımızın üzerinde durmadan dolaşan sayısız gök cisimlerini, ateşten bir kılıç gibi parlayıp sönen şimşekleri görecek, kalbimizi titreten gök gürültülerini işiteceğiz. Korkuların ağırlığı da kalbimize karabasan gibi çökecek. Bunların karşısında ne kadar âciz olduğumuzu anlayacak, korku ve endişeden geceleri uykularımız kaçtığı gibi, gündüzleri de huzurumuz kaçacak.

Aşağıya baktığımızda, kabir bir ejderha gibi ağzını açmış, bizi yutmak için bekliyor olduğunu göreceğiz. Veya da, bizden öncekilerin düşüp kaybolduğu bir dipsiz kuyu gibi görünecek. Velhâsıl, hangi yöne baksak, vahşet, dehşet, korku ve endişeden başka bir şey göremeyeceğiz. Bütün bu korkuların ağırlığı altında ezilip gideceğiz.

Bu kadar ağırlık altında, bir azap içinde yaşamak mümkün olmadığına göre, bu yükleri kalbimizin ve ruhumuzun omuzlarından kaldıracak bir kaldıraca ihtiyacımız vardır. Ünlü fizikçi Arşimed, “Bana bir istinat noktası gösterin, dünyayı yerinden kaldırayım” demiş. Demek ki istinat noktamız kuvvetli olursa, biz de ruhumuzun ve kalbimizin üzerindeki çok ağır yükleri kolaylıkla kaldırıp, o yüklerin altında ezilmekten kurtulacağız.

İstinat noktası olarak, kendi gençliğine, güç ve kuvvetine güvenenler, bir süre sonra gençliğin de, gücün de ellerinden çıktığını görüyorlar. Kaldı ki, gençliğin gücü de hayatın yükünü kaldırmaya yetmiyor. Parasına, servetine, şöhretine güvenenler, bir süre sonra onları da kaybediyorlar. Yoksulluğun ve yalnızlığın ağır yükü altında ezilmeye başlıyorlar.

Öyleyse, insana öyle bir istinat noktası lâzım ki, ona dayandığı zaman dünyanın ağırlığını kolaylıkla kaldırıp üzerinden atabilsin. Bu istinat noktası ise, Bediüzzaman’ın ifadesi ile, “her mü’mini tek başıyla dalâletin cemaatle hücûmuna mukavemet ettirecek gayet kuvvetli bir iman-ı tahkikî” olabilir. İstinat noktası Allah’a iman olanlar, hiçbir yükün altında ezilmeyecek, hiçbir zorluğun karşısında yılmayacak ve yıkılmayacaktır.

27.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.05.2008) - Siz hiç baharla sohbet ettiniz mi?

  (06.05.2008) - Yalnız değilsiniz

  (29.04.2008) - Elimden gelse

  (25.04.2008) - Evham ve hayâlat bulutlarına sarılmış hakikatler

  (03.04.2008) - İbadet ve ticaret

  (26.03.2008) - Zindanlardan saraylara

  (11.03.2008) - Korkulardan kurtulmak

  (16.02.2008) - Ördek Ali ve başörtüsü

  (08.02.2008) - Müthiş bir derdime, müşfik bir ilâç

  (27.01.2008) - Görenedir görene

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Zeynep RUHAN

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır