"Gerçekten" haber verir 07 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Fahri UTKAN

Müşteriyi aldatma



İnsanlarla gerek insan olarak, gerekse müşteri veya satıcı olarak hayatımızın her bölümünde münasebette bulunmaktayız.

Peki bu tür durumlarda bir Müslüman olarak davranışlarımız nasıl olmalıdır?

Ebû Hûreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

Resûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm, çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama:

“Ey satıcı nedir bu?” diye çıkıştı. Adam:

“Ey Allah’ın Resûlü, yağmur ıslattı” deyince:

“Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlayamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir” buyurdu.

Ebu Dâvud ve Tirmizî’nin rivayetlerinde (yukarıdaki hadiste) şu fazlalık mevcuttur: “Resûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm’a ‘elini yığına daldır’ diye vahyedildi, o da elini daldırdı. Yığın ıslaktı. ‘Aldatan bizden değildir’ buyurdu.”

Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır:

Ukbe İbnu Âmir (radıyallahu anh) rivayet etmiştir ki: “Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır.” Buhârî, bunu bir bâbın başlığında kaydetmiştir. (Büyû: 19)

Bu rivayetler, Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın devlet reisi vasfıyla zaman zaman çarşı pazarı teftiş ettiğini göstermektedir.

Bununla beraber, çarşıya alış veriş için gelmiş bulunsa da, bu esnada kontrol ve murakabe işini de yürüttüğünü ve dolayısıyla, devletin ve devlet adamlarının bu gibi işlere ehemmiyet vermesi gerektiğini ifâde eder.

Şu halde bağ-bağ, sandık-sandık, sepet-sepet, çuval-çuval, toptan satışlarda üst kısma kalitelisini, kusursuzunu koyarak, müşterinin nazarından bazı kusurlarını gizlemek haram olmaktadır. Üst kısımla alt kısım arasında fark büyük olduğu takdirde müşteri anlaşmayı bozabilir.

Bazı âlimler, bu hadisten, büyük ve fazilet ehli kimselerin alış veriş için pazara gitmelerinin sünnet olduğu hükmünü çıkarmışlardır. Nitekim İmam Mâlik: “Eskiden insanların âdeti, pazar yerlerine çıkmak ve oralarda oturmak idi. İbni Ömer çok defa pazara gelip orada otururmuş” der.

Yahya İbnu Sâid de: “Ben Saîd İbnu’l-Müseyyeb ile Sâlim Mevlâ İbnu Ömer’in (radıyallahu anh) bir kısım rivayetlerini, onlar çarşıda oturup sohbet ederken aldım” demiştir.

Bu durumu te’yid eden bir rivayet, ashabdan Abdullah İbnu Büsr en-Nasrî ile ilgili: Bu zat (ra), cuma namazını kıldıktan sonra, hemen çıkar, çarşı-pazarı bir dolaşır, tekrar camiye girip ibâdetle meşgul olurmuş. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulunca: “Müslümanların Efendisi Aleyhissalâtu Vesselâm’ı böyle yapar gördüm de ondan” cevabını vermiştir.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla, metinde yalnızca müşteri kelimesi geçmektedir. O halde alış verişlerde, Müslüman olsun veya olmasın, müşteriyi aldatan bizden, yani inanan insanlardan olamaz şeklinde anlaşılmalıdır.

Bunun sonucu olarak, bizim gerek satıcı, gerekse alıcı olma durumlarında bulunmamıza göre alış verişlerdeki davranışlarımızın esasları ortaya çıkmaktadır.

Demek ki, bir insan ve bir Müslüman olarak görevimiz, karşımızdakini aldatmamaktır. Bu kural da yeni kalite yönetim sistemlerinde “müşteri memnuniyeti” olarak ifadesini bulmuştur.

Konuyu te’yîden son söz olarak, Üstad Said Nursî’den bir cümle ile yazımı tamamlamak istiyorum:

“Evet sıdk ve doğruluk İslâmiyetin hayat-ı içtimâiyesinde (toplum hayatında) ukde-i hayatiyesidir (hayat çekirdeğidir). Riyakârlık (ikiyüzlülük-yalancılık), fiilî bir nev'î yalancılıktır.” (Hutbe-i Şamiye)

07.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.05.2008) - Kibirlenmek akıl kârı değil

  (14.02.2008) - Mazeret yok, bu hizmet hepimizin

  (03.02.2008) - Mükemmelleşme yolculuğu

  (03.01.2008) - Değişim yönetimi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör