"Gerçekten" haber verir 07 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Türkiye’nin ruhu üzerine savaş



Yüzyılımızda en büyük iki savaştan birincisi, İslâm’ın ruhu, kimyası veya tanımı veya kimilği üzerine savaştır. İkincisi de, Clinton’ın deyimiyle 21’inci yüzyılın kaderini belirleyecek olan Türkiye’nin ruhu ve kimliği üzerine savaştır. Huntington ve Papa 16’ıncı Benediktus bu çatışmada Türkiye’nin müstakbeldeki yerini kendilerine has tayin eden zevat arasında yer alıyor. Bu savaşla ilgili tesbitlerimiz işkembe-i kübra ürünü değil. Selman Rüşdi yıllar öncesindeki bir makalesinde İslâm’ın ruhu, yani kimlik tanımı üzerine İslâm içi ve dışı küresel bir mücadele yaşandığını yazmıştı. Bu kimlik savaşının ana malzemelerinden birisi modernistlerin kullandıkları hermenötik veya tevil kapısıdır, ki bunun geçmişi Mutezile anlayışına kadar geri gitmektedir. İkinci büyük savaş ise, Türkiye’nin ruhu ve tanımı üzerine savaştır. Bunu söyleyenlerden birisi de New York Times yazarlarından Roger Cohen’dir. Cohen bu hususta şunu söylemektedir: “Türkiye’nin ruhu için yapılan mücadele bitecek gibi değil: Ancak yapıldığı sürece sağlıklıdır (Türkiye çözerek değil de içinde çatışarak Araf’ta veya Tih’te debelendiği müddetçe ve vakit kaybettiği oranda bizim için ne gam demek istiyor. İşte Türkiye Araf’tan ve arızî dönemden çıktığında kendisiyle birlikte dünyanın, gelecek yüzyılının şeklini tayin edecektir. Clinton aslında 100 yıl önce Arnold Tonbyee’nin durdurulmuş Osmanlı medeniyetine zımnî atıfta bulunmuştur. Durdurulmuşluğu, yani fetreti bittiğinde dünyanın merkezi olacak, dünya da onun mihveri üzerinde deveran edecektir). Batı, bu açıklığın korunması için elinden gelen her şeyi yapmalı zaman zaman bir ‘laik faşizm’ dozu içerse de (Cohen bu cümlesiyle Abdurrahman Yalçınkaya’nın Sovyet tipi laiklik yaftasını reddetmesini reddetmektedir)...” Türkiye’nin ruhu üzerine bu ağır mücadeleyi biraz daha açanlardan birisi stratejik analist Nejad Eslen’dir. Cohen’e iyi tercüman olmuş, belki de Cohen’in yarım ve mücmel bıraktığını tafsil etmiştir.

***

Emekli General Nejat Eslen, Cohen’den sonra şunları yazıyor: “Türkiye’de ciddî ve kaçınılmaz bir güç mücadelesi var ve bu mücadele Türkiye’nin geleceğini belirleyecek. İslâmcılar, ulusalcılar ve liberaller bu mücadelenin tarafları ve bu mücadele Soğuk Savaş sonrası süreçte ‘Türkiye’nin jeopolitik kimliğinin yeniden tanımlanması’ ile ilgili. Mücadele sona erdiğinde Türkiye yeni kimliğini tanımlayabilecek; bir Avrupa ülkesi veya Ortadoğu ülkesi ya da Avrasya ülkesi olabilecek.

...

Giderek şiddetlenen bu mücadele sadece iç dinamiklere bağlı değil ve dış yönlendirmelere de açık. Çünkü, Türkiye’nin Doğu eksenine kayması Batı’nın jeopolitik çıkarlarını zora sokabilir. Mücadelenin ne kadar süreceği ve nasıl sona ereceği belli değil. Bu mücadele sadece Türkiye’nin jeopolitik kimliğini değil, aynı zamanda kaderini ve rejimini de belirleyebilecek.” Bence de öyle.

***

Buradan baktığımızda, kaderin bir remzi gibi, vatandaşlara hitap eden Deniz Baykal her vesile ile hilâfete çatmaktadır. Ve AKP ile her girdiği polemik ve sürtüşmeden sonra soluğu bir cemevinde almakta ve orada hitap etmektedir. Mesut Yılmaz’ın imam hatiplerin orta kısmının kapatılmasından sonra Hacı Bektaş ilçesine giderek ‘müjdeci’ bir konuşma yapması gibi. Aslında bunlar hem sembolik, hem de şuuraltı hareketlerdir. Bu bağlamda, ‘Aygün ve karineler’ başlıklı yazısında Nazlı Ilıcak yazısının bir yerinde bu kimlik çatışmasının taraflarından birini temsil eden Sinan Aygün’ün duruşuyla ilgili şu notlarını aktarmaktadır: “Gelelim konunun Sinan Aygün ile ilgili kısmına: Aynı tarihlerde, Ankara Ticaret Odası’nda üst üste iki toplantı düzenlendi. Hilâfetin kaldırılmasıyla ilgili olan toplantıda, ev sahibi Atatürkçü Düşünce Derneği idi. Kuvvet komutanları panele tam kadro katılmıştı. Salona alkışla girip, 10. Yıl Marşıyla çıkmışlardı. O zaman, Şener Eruygur henüz emekliye ayrılmamıştı. Anlaşılıyor ki, emeklilik sonrası faaliyetlerini sürdürmek üzere, taa o tarihte Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdurmuştu. Panelin sonuç bildirisinde şöyle deniliyordu: “Karşı devrim yol buldu; yöntem buldu; mevziiler ele geçirdi; şimdi yeniden toparlanma vaktidir...” Toplantılar herkesin ilgisini çekmişti. Meselâ ben şöyle yazmıştım. Yazının başlığı şuydu: “Sinan Aygün neyin peşinde ?”

Bir başka yazının konusu olmakla birlikte şimdiden sormak lâzım: Baykal nereye koşuyor?

***

Kemalistler gerektiği zaman geri çekilmedikleri ve esnemedikleri için bu savaşı sonunda kaybetmeleri mukadderdir. Aslında, Batı da onların inatlaşmaları yüzünden Türkiye üzerindeki tezlerini kaybedecektir. Tezad, ama Batılılaşma projesini Batılılaşma projesinin yerli mimarları veya taşeronları yüzünden kaybedeceklerdir. Akıl yerine çılgınlığı seçtikleri için bu böyle olacaktır. Batı maksadının aksiyle tokat yiyecektir. Batıcılar veya aymazlıkları yüzünden Türkiye’nin Batılılaşma projesi çökecektir.

07.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.07.2008) - Belle Epoque ve teneffüs devreleri

  (09.07.2008) - Nifak cereyanının sonuna doğru

  (08.07.2008) - Modern Platonik devlet

  (07.07.2008) - Türkiye’nin ruhu üzerine savaş

  (06.07.2008) - Şeriatçı başpapazdan, şeriatçı başyargıca

  (04.07.2008) - Mescidi Aksa buldozeri

  (03.07.2008) - Ali Bulaç’ın analizinin analizi

  (02.07.2008) - Misilleme ve restleşme

  (20.06.2008) - İmparatorluk güveleri

  (19.06.2008) - Zakkum ağacı

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör