"Gerçekten" haber verir 26 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

İlâhî inayet



Tarihçe-i Hayat’ın Önsöz’ünde Ali Ulvi Kurucu’nun metnini koyup mealini de verdiği çok manidar bir âyet-i kerime yer alıyor:

“Bizim uğrumuzda mücahede edenlere mutlaka yollarımızı gösteririz. Ve hiç şüphe yok ki, Allah muhsinlerle—Allah’ı görür gibi ibadet eden mücahitlerle—beraberdir.” (Ankebut: 69)

Kur’ân’da, bu mânâyı farklı boyutlarıyla dile getiren daha birçok müjdeli âyet-i kerime var.

Keza, Kur’ân’ın bu zamana dersi ve mesajı olan Risale-i Nur’da da, söz konusu âyetlere ve yanı sıra, asırlar ötesinden bu hizmete müzahir olan Hz. Ali (r.a.) ile Gavs-ı Geylânî’nin (k.s.) müjdeli mesajlarına atıfla, Nur hizmetinin İlâhî inayet altında olduğunu ifade eden izahlar var.

Bu meyanda, “Nurun birinci muhatabı” Hulûsi Beyin Barla Lâhikası’nda yer alan mektuplarında da bu mânânın işlendiğini görüyoruz.

O mektuplardan birinde Hulûsi Bey diyor ki:

“Allahü Zülcelâlin nihayetsiz kerem ve rahmeti, fazl ve inayetiyle iki kere iki dört kat’iyetinde kat’î kanaatim gelmiştir ki, Hz. Gavs’ın ve onun üstadı İki Cihan Fahri Nebî-i Efhamımız (a.s.m.) Efendimiz Hazretlerinin dua ve himmetleri Hz. Kur’ân’ın şakirdleri üzerinedir.”

Ardından, “Su-i ihtiyarımızla bozmazsak, bu himayet ve sahabet elbette devam edecektir, kat’î kanaat ve imanındayım” diyor Hulûsi Bey.

İrademizi kötüye kullanıp bu manevî himaye ve sahiplenilme mazhariyetinden mahrum vaziyete düşmemenin çaresi, ihlâsın muhafazası.

İhlâs Risalesi’nde, Hz. Ali’nin (r.a.) o mucizevari kerametiyle ve Hz. Gavs-ı Âzam’ın (k.s.) o harika keramet-i gaybiyesiyle, Nur talebelerine bu ihlâs sırrına binaen iltifat edip himayetkârane tesellî vererek hizmetlerini manen alkışladıklarını belirten Üstad, “Hiç şüphe etmeyiniz ki, bu teveccühleri ihlâsa binaen gelir. Eğer bilerek o ihlâsı kırsanız, onların tokadını yersiniz” diyerek bu mânâya dikkat çekiyor (Lem’alar, s. 166).

Hulûsi Beyin, “Ey Üstadımın bu fâni âlemde arkadaşları, İnşaallah ahiret âleminde de yoldaşları olacak aziz ve kıymetli kardeşlerim” hitabıyla seslendiği hizmet ehline tavsiyesi de bu:

“Hz Üstadın gösterdiği yol, aynen Kur’ân’ın cadde-i kübrasıdır; ondan ayrılmayalım, hizmetten kaçmayalım, fütur getirmeyelim. Sermayesi yalan ve yalancılık olan siyaset propagandaları, su-i kesbimizle kazanılan ve bugün tevarüs edilen fena şeylere karşı kaderi ittiham derecesinde muradullaha müdahaleye cesaret etmeyelim.

“Biz abdiz; sebeb-i hilkatimiz (yaratılışımızın sebebi), Seyyidimizi, Yaratanımızı, Râzıkımızı bilmek ve bulmaktır. Hulâsa-i mevcudat olan Peygamberimiz vasıtasıyla inzal ve ikram buyurulan Kur’ân’ın ahkâmına ve o Hazretin Sünnetine tevfik-i harekete bezl ü gayret edelim.

“İşte o Nur elimizde, mürebbî (terbiyeci) yanımızda, muarrif (tarif edici) aramızda. Nurları nâşir (neşreden) mürebbî ve muarrifimizi dinlemeye çalışalım. Biz vazife-i ubudiyeti yapalım, netice-i mükâfatı Hâlık-ı Rahîmimize bırakalım, Yekdiğerimize en büyük yardım olan duayı da esirgemeyelim.” (Barla Lâhikası, s. 474-5)

Ehl-i hizmetin her zaman ihtiyaç duyduğu son derece önemli ikaz ve hatırlatmalar bunlar.

Var ediliş ve yaratılış gayemizi hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmadan; en birinci vazifemizin önce kendi imanımızı kurtarıp sonra başkalarının imanına kuvvet verecek şekilde çalışmak olduğunu şuuraltımıza yerleştirerek; şahsî kemalâta odaklanıp hizmeti ihmal hatasına düşmeden ubudiyet-hizmet bütünlüğünü muhafaza ederek; “hizmette hırs-neticeye kanaat” düsturuyla; boş tartışma, dedikodu ve çekişmelerle zaman ve enerji kaybetmeden; gelip geçici rüzgârlara kapılıp sarsılmadan; ana hedefleri hiçbir zaman gözden kaçırmadan; Allah’ın verdiği ömür sermayesini son âna kadar ihlâs ve istikamet çizgisinde en iyi şekilde değerlendirme çabası içinde yola devam etmek şiarımız olmalı.

İlâhî inayetin artarak devamı buna bağlı.

26.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.10.2008) - İsviçre’de başörtüsü

  (24.10.2008) - Başörtüsünde çözüm

  (23.10.2008) - Yine fiyasko olmasın

  (22.10.2008) - Skandallar zinciri

  (21.10.2008) - Dokuz yıllık dâvâ

  (19.10.2008) - Said Nursî ve şehitler

  (18.10.2008) - AB yine unutuldu

  (17.10.2008) - İlâhî ikaz ve Diyanet

  (16.10.2008) - Tehditle olmaz

  (15.10.2008) - Yetki talebi; niçin?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır