"Gerçekten" haber verir 30 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Süleyman KÖSMENE

Günah ve tövbe



Özcan Bey: “Bazı kitaplarda Peygamber Efendimizin (asm), bazı günahlar zikrettiğini ve bu günahları işleyenler için ‘Allah’ın rahmetinden uzak kalmıştır’ veya ‘Allah lânet etmiştir’ gibi ifadeler kullandığını görüyoruz. Meselâ bir hadiste, içki içenlerin ebediyen Cennete giremeyecekleri beyan ediliyor. Oysa Allah’ın rahmeti gazabını geçmiş değil mi? Allah, bütün günahları bağışlayıcı değil mi? Allah’ın affedici ve mağfiret edici oluşu ile, böyle gazap haberleri veren hadisleri nasıl telif etmeliyiz? Meselâ içki içen affedilmez mi?”

Beşer olarak dehşetli bir imtihandan geçiyoruz. Bazen farkında olmadığımız halde kendimizi bir veya birden fazla günahın içinde buluyoruz; bazen bilerek veya bilmeyerek bir ayıp, bir kusur, bir günah, hatta haddi ve cezayı gerektiren bir suç elimizden sâdır olabiliyor; bazen Allah’ın rahmetinden uzak kalmayı gerektiren bir isyânımız–maazallah-olabiliyor; bazen Allah’ın lânetini mûcip bir davranışımız vücuda gelebiliyor. Biz beşeriz. Beşer, şaşar! Allah, şaşırmasın! Cenâb-ı Hak ise Rahîm’dir, Kerîm’dir, Afüvv’dür, Ğafûr’dur, Settâr’ul-Uyûb’tur (ayıpları örtendir).

Bahsettiğiniz gibi; Allah’ın kahrından ve gazabından bahseden hadisler ve âyetler mevcuttur. Allah’ın merhametinden ve mağfiretinden bahseden hadisler ve âyetler de mevcuttur.

Meselâ bir hadiste Peygamber Efendimiz (asm): “Üç kişi vardır ki; Allah onlara Cenneti haram kılmıştır: Bunlar; devamlı içki içen, ana-babasına eziyet eden ve ailesinin fuhuş yapmasını onaylayan deyyustur”1 buyurur. Bu hadîste geçen büyük günahlar için Cenâb-ı Hak öyle gazaplanır ki; kişinin affa istihkak kesbetmesi için, derhal bu günahlardan sıyrılıp nedâmet ve pişmanlık içinde tevbe etmesi lâzım. Ancak, tevbe etmemekle beraber; gözü öylesine kararır, kulakları öylesine tıkanır, basireti öylesine bağlanır ki, bu günahları işlemeye devam eder; geleceğini düşünmez, âhiretini nazara almaz, Allah’a hesap vereceğini dikkate almaz. Allah’ın gazaplandığı günahlarda öyle bir nitelik vardır ki, pişmanlık ve tevbe ile derhal vazgeçilmediği takdirde, başka büyük günahlara da kapı açar. Meselâ içki böyledir. İçki bütün kötülüklerin anasıdır. Anaya-babaya eziyet etmek de böyledir; başka büyük kötülüklere kapı açar.-Af buyurun-Deyyusluk da böyledir! Ne ar kalır, ne hayâ; ne karakter kalır, ne kişilik! Diğer büyük günahları da aynı sırada sayabilirsiniz! Aslında büyük günahların tamamı böyledir; insanın kişiliğini, kadr ü kıymetini, onur ve şerefini, edep ve hayâ perdesini alır götürür.

Ancak bu günahları işlemeye devam edilmediği; derhal terk edildiği, derhal günah olduğu anlaşıldığı, kabul edildiği; derhal hicap ve hayâ edildiği; derhal iç muhasebeye girişildiği; derhal nefis sorgulandığı, pişmanlık ve nedamet duyulduğu ve derhal tevbe ve istiğfar içine girildiği takdirde -sizin bahsettiğiniz müessif, ama talihsiz olay da dâhil -hiçbir günah yoktur ki, Allah’ın af ve mağfiret şemsiyesi altına girmiş olmasın! Allah’a sığınan kurtulur! Allah’tan eman isteyen, eman bulur! Allah’tan mağfiret isteyen, bağışlanır! Allah’ın gazabını isteyen de -maazallah; bu, günahlara devam etmek ve pişmanlık duymamak demektir -Allah’ın gazabını bulur!

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’inde: “De ki; ey nefislerine zulmedip, aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin! Allah bütün günahları bağışlar! Çünkü O, bağışlayandır, merhamet edendir”2 buyurmakla, kötülüklere boylu boyunca dalan fitne, fücur, fısk, isyan ve tuğyan sahiplerine şefkatle seslenir. Bu müşfik ses, onlara, günah işleyip durdukları bu fânî dünyadan ayrılmadan, günahlarını terk edip tevbe etmeleri halinde mağfirete dönüşmektedir.

Enes (ra) rivayet eder: Allah Resulü’nün (asm) yanında oturuyordum. Adamın biri gelip dedi ki:

“Ya Resûlallah! Haddi gerektiren bir günah işledim! Bana bunun cezasını uygulayınız!”

Allah Resulü (asm) ona cezayı gerektiren günahının ne olduğunu sormadı. Daha doğrusu, günahının gizli kalmasını ve tevbe ile arınmasını istediğinden, şimdilik üzerinde durmak istemedi. Nitekim namaz vakti geldi. Peygamber Efendimiz (asm) namaza durdu; o da Peygamberle (asm) birlikte namaz kıldı. Allah Resulü (asm) namazını tamamladığında, adam tekrar Allah Resulüne (asm) yaklaşıp durdu. Nihayet tekrar:

“Ey Allah’ın Resûlü! Ben bir günah işledim! Bana Allah’ın Kitabındaki hükmü uygulayınız!” dedi.

Allah Resulü (asm) bu def’a:

“Sen bizimle birlikte namaz kılmadın mı?” buyurdu.

Adam: “Evet!” diye cevap verince, Resûlullah (asm):

“Allah senin günahını bağışladı. Kalk git!” buyurdu..3

Anlaşılıyor ki, biz Allah’a yaklaşmaya devam edip ibadetlerimizi yaptıkça ve geçmişte tövbe ettiğimiz ve artık belleğimizde izi bile kalmayan bir hatadan veya günahtan dolayı -hâşâ -Allah’ın affedici olmadığını düşünecek derecede kriz içine girmemize gerek yoktur. İbadetlerimize devam edelim. Allah, Settâr’ul -Uyûb’dur; günahlarımızı örter ve bağışlar. Allah’ın örttüğü günahımızı, biz de unutalım ve ibadetlerimizi neşeyle ve umutla yapalım.

Dipnotlar:

1- Müsned, 2/63, 2- Zümer Sûresi, 39/53, 3- Buhârî, hudûd, Bab:27

30.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.10.2008) - Tercihlerimiz ve kaderin hükmü

  (28.10.2008) - Kısa kısa

  (25.10.2008) - Namaz borcu

  (24.10.2008) - Ecel ve sebepler

  (23.10.2008) - Dâbbetü'l-arz üzerine-3

  (22.10.2008) - Dâbbetü'l-arz üzerine-2

  (21.10.2008) - Dâbbetü'l-arz üzerine-1

  (20.10.2008) - Vahdetü'l-Vücud mesleği üzerine

  (19.10.2008) - Zemahşerî üzerine

  (18.10.2008) - Kader’den atılan taşlar

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır