"Gerçekten" haber verir 19 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Anayasa tutukluğu



Başbakan, “Darbe anayasasından ne zaman kurtulacağız?” sorusuna “Nisan’da” karşılığını vermiş. Bu cevap ilk bakışta, AKP’nin dört buçuk yıllık iktidarında hiç gündeme gelmeyen, 22 Temmuz’dan sonra ise ucundan kıyısından getirilir gibi olduğu halde tepkiler üzerine hemen rafa kaldırılan sivil anayasa projesinin 29 Mart yerel seçiminden sonra yine kamuoyu önüne getirileceği söz ve taahhüdünü içeriyor gibi görünüyor, ama...

Erdoğan’ın sözlerinin devamına bakıldığında, topyekûn bir anayasa değişikliğinin yine söz konusu olmadığı, CHP ile bulunacak asgarî müştereklere göre parçalı ve perakende bir değişiklik arayışına girişme niyetinin varlığı görülüyor.

Başbakan Yardımcısı Çiçek’in aynı paraleldeki beyanları da, gündeme getirilmesi muhtemel anayasa değişikliklerinin yine CHP’nin rıza ve onayına bağlı olarak belirleneceğini gösteriyor.

Daha yola çıkmadan işin seyrini ve kaderini CHP’nin iki dudağına hapseden perakende bir anayasa değişikliği projesinden hayır çıkar mı?

AKP’nin korkusu, CHP’yi dışlayarak yapılacak bir anayasa değişikliğinin, bu parti tarafından yine Anayasa Mahkemesine götürülüp iptali. Nitekim Başbakan bunu açık açık söyledi.

Ve bu durum, AKP’nin kapatma dâvâsı sonrasında nasıl bir psikoloji ve sendrom içine girdiğini ayan beyan gösteriyor. İktidar partisi bir kez daha AYM önüne gitmekten çok çekiniyor.

Kapatma dâvâsında çıkan “ağır ihtar” kararının yükü altında ezilen AKP, resmî ideolojiye yaslanan statükonun bir çeşit “sabıka kaydı” olarak elinin altında tuttuğu bu karar gerekçelerinin, herhangi bir sebeple yine AYM’nin eline düşerse, bu defa kendisini sıyırıp kurtaramayacağı bir şekilde kullanılmasından endişe ediyor.

AYM kararını, tepesinde sürekli sallanan ve her an düşebilecek bir “Demokles’in kılıcı” olarak görüyor ve bu kaygıyla yola devam ediyor.

Peki, bu psikoloji içindeki bir partinin Türkiye’yi sağlıklı şekilde yönetebilmesi, demokrasinin önünü açacak güçlü reformlar yapabilmesi, büyük ümitlerle kendisine oy veren kitlelerin hak ve hukukunu koruyabilmesi mümkün mü?

İşin garibi, anayasa gibi en temel bir konuda yapacaklarını CHP’nin onayı şartına bağlayan ve bunu açıkça dillendirmekte beis görmeyen AKP’nin, aynı zamanda halktan, 22 Temmuz’daki yüzde 47’nin de üzerinde bir oy istemesinin izahı ve mantığı ne? Halk bu partiye niye daha fazla oy versin? Verilen o fazla oyları da bloke edip işe yaramaz hale getirsin diye mi?

Tabiî, burada CHP’nin tavrını da eleştirmek gerekiyor. Bu parti de diğerleri gibi 12 Eylül’ün gadrine uğrayıp o dönemde kapatıldığı ve liderlerine yasak konulduğu halde, bu ihtilâlin hazırlatıp yürürlüğe koyduğu anayasaya dokundurmamaktaki ısrarıyla hangi akla hizmet ediyor?

Mesele “cumhuriyetin temel değerleri” olarak lanse edilen mâlûm “değiştirilemez maddeler” ise AKP onlarla ilgili herhangi bir tasarrufa zinhar niyeti olmadığını tekrar tekrar ilân ediyor.

Haddizatında, köklü bir anayasa reformundan söz edebilmek için, tam tersine işe onlardan başlamak lâzım. Ama AB adayı 21. yüzyıl Türkiye’si hâlâ aba altından sopa göstermeler, örtülü, hattâ açık tehditlerle, bu konuyu tartışmaya açmaktan dahi uzak tutulmaya çalışılıyor.

Ve takiyye ile suçlanan AKP’nin “gizli niyetler”i, bu tutumun bahanesi olarak gösteriliyor.

Altı buçuk yıldır devam eden bu tuhaf duruma artık son verme zamanı hâlâ gelmedi mi?

* Dünkü yazımızla ilgili olarak arayan Mazlum-Der Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, İsrail Kara Kuvvetleri Komutanının Türkiye tarafından tepkiyle karşılanan sözlerini tartışmak üzere hafta başında bir TV kanalında düzenlenen programa birlikte katıldıkları İsrail Başkonsolosunun, “Sizin için PKK ne ise bizim için de Hamas o” diyerek, General Mizrahi'nin beyanlarını sahiplenip savunduğunu aktardı...

19.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.02.2009) - Böyle “onur” olur mu?

  (17.02.2009) - İsrail'le imtihan

  (15.02.2009) - Said Nursî ve Yahudiler

  (14.02.2009) - ANAP’tan AKP’ye

  (13.02.2009) - Darbeler ve demokratlar

  (12.02.2009) - Seçim ve CHP

  (11.02.2009) - Seçime doğru AKP

  (10.02.2009) - Filistin ne yapmalı?

  (08.02.2009) - ABD’de Nur hizmeti

  (07.02.2009) - Hamas ne yapıyor?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır