"Gerçekten" haber verir 15 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Çağdaş aşkın hikâyesi!



Leyla ve Mecnun, Kerem ile Aslı, Yusuf ile Züleyha…

Tarihten günümüze miras kalan aşk hikâyeleri… Sevgililer günü dolayısıyla gazeteler ilâveler çıkarıp, broşürler basarak tüketim ekonomisine katkılar sağlarken, konu ile ilgili uzman görüşlerine de sık sık yer verildi medyada. Leyla ve Mecnunsuz Sevgililer Günü olur mu? Onların da adı sık sık geçti elbette.

Uzmanlara göre aşk bir hastalık. Hele ki, takıntı haline gelirse, aynen depresyon tedavisi gibi ilâçla, elektro şokla tedavi edilmesi gerekiyor.

Konu ile ilgili fikir beyan eden bir uzman şunları söylemekte: “Leyla, Mecnun… Bunlar efsanevî yönleri ağır basan hikâyeler. Şu zamana bakacak olursak, Leyla ile Mecnun şimdi olmaz. Yani bu dönemde yaşasalardı biz onları tedavi ederdik. Devam edip gitmezdi.”

Evet, günübirlik ilişkilerin sıkça gündeme getirildiği, hayattan “haz” almaya dayalı “benmerkezci” hayat görüşünün hâkim olduğu zamanımızda artık aşk da “Kullan, at!” felsefesinden nasibini almakta!

Böyle olmadığındaysa “hastalık” olarak kabul edilip, ilâç tedavisi uygulanmakta! Garip bir asırdayız vesselâm… Hani deveye sormuşlar ya “İnişi mi seversin, yokuşu mu?” “Yok mu bunun bir orta yolu?” cevabını vermiş. O hesap!

İsm-i Vedud

Peygamberimizin (asm) sıkça yaptığı duâlardan birinin “Ya Rabbi! Bana eşyanın hakikatini göster!” olduğunu kaynaklardan öğreniyoruz. Bediüzzaman Hazretleri “eşyanın hakikati esmâ-i İlâhiyedir” diyor.

İnsan, fıtratındaki duyguları dengeli-ölçülü kullanmakla insan olur. Aksi takdirde duygularının esiri olan bir nev’î insan bozması canavar ya da hiçbir şeyle ilgilenmeyen ahmak bir mahlûk durumundadır.

İnsanın fıtratındaki aşk duygusu da İsm-i Vedud’un bir tecellîsi, yansıması. ‘Cenâb-ı Hak seven ve sevilen’dir anlamına gelir Vedud ismi. Kullarını sever, kulları tarafından sevilir.

Bu ismi üzerinde yansıtan insanlar da sever ve sevilirler, muhib ve mahbub olurlar birbirleri için. Bu duygularını Kur’ân ve Sünnet düsturları ışığında sınırlandırır, dengelerler.

Yusuf ile Züleyha

İlginçtir, Kur’ân-ı Kerim’de kıssaların en güzeli “ahsenü’l-kısas” olarak nitelendirilen Yusuf Sûresi aynı zamanda bir aşk hikâyesini de barındırır içinde. Yusuf ile Züleyha’nın hikâyesidir bu. Yusuf Sûresi’nde ismi zikredilmemekle birlikte Züleyha’dan bahsedilmektedir. Risâle-i Nur’da Züleyha’nın Yusuf ile aralarında geçen hadiselere değinmeden Züleyha’nın Yusuf’a “aşk”ı ile Yakub’un (as) oğluna olan “şefkat”i karşılaştırılmakta ve şefkatin aşktan ne kadar üstün olduğuna vurgu yapılmaktadır. Yusuf (as) zindanı tercih edip, Züleyha’nın isteklerine karşılık vermez. Yıllarca zindanda kalır.

Masumiyeti yıllar sonra anlaşılır, Mısır’a aziz olur. Züleyha ile evlenir.

Kur’ân’da gerektiği kadarıyla ve birçok hikmete binâen aktarılan kıssanın detayları üzerinde durmayan Risâle-i Nur’da olayın aşk-şefkat boyutuna ve bunlar arasındaki duruma işaret edilmektedir. Bir yanda Hz. Yusuf’a büyük bir aşkla bağlanan Züleyha, bir yanda oğlu için her daim “En iyi koruyucu Allah’tır. Merhametlilerin en merhametlisi de O’dur” (Yusuf Sûresi, 64.) duâsını yapan şefkatli bir baba… Bediüzzaman Hazretleri Yakub Aleyhisselâmın parlak hissi ve muhabbetinin aşk değil şefkat olduğunu belirtirken, şefkatin aşktan çok keskin ve parlak, ulvî ve nezih olduğunu, bu yönüyle de nübüvvete lâyık bulunduğunu belirtmiştir.

Kur’ân-ı Kerim parlak bir şekilde Yakub Aleyhisselâmın yüksek derecedeki şefkat hissiyâtını, Züleyha’nın aşkından yüksek göstermek sûretiyle şefkatin aşka üstünlüğünü veciz bir şekilde ortaya koymuştur.

Evet, şefkat aşktan üstündür…

15.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.02.2009) - Hakîm isminin penceresinden ev idaresi

  (25.01.2009) - Bir seminerin ardından…

  (18.01.2009) - Ve insan, doğar...

  (11.01.2009) - Şefkat, merhamet ve rikkat kıtlığı!

  (04.01.2009) - Bir başka açıdan iktisat

  (28.12.2008) - Ateşte açan güller diyarı Kütahya’dan notlar…

  (21.12.2008) - İktisat hazinesini keşfederken...

  (14.12.2008) - İmtihan edilen kadın

  (07.12.2008) - Bir başka açıdan kamusal alan kavramı

  (30.11.2008) - Şaka mı, lâtife mi?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır