"Gerçekten" haber verir 04 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

Altındal’ın hangi yanlışını düzeltelim?



Adam işten yorgun-argın evine döner. Yemeğini yer, koltuğuna çöker ve gazetesini okumaya başlar. Bu sırada hamur yoğuran hanımı, bir fıkra anlatarak beyini dinlendirmek ister: “Bey, Hz. İsa’nın keçisi bir gün kaçmış…”

Bey, daha da yorgun bir ses tonuyla: “Hangi birisini düzelteyim hanım! Bir kere Hz. İsa (as) değil, Hz. Musa (as); keçisi değil, koyunu…”

Bir televizyonda “Türkiye’de Cemaat Baskısı Artıyor mu?” programında konuşan araştırmacı-yazar Aytunç Altındal, hiç ilgisi olmadığı halde, üzerine basa basa bazı meseleleri birbirine karıştırarak, Said Nursî’nin İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne girdiğini ileri sürmüş… Bu cehaletinin eseri değilse; kasıt ve ifsadının bir göstergesidir!

Evvelâ şunu belirtelim: Said olarak bilinen meşhur üç isim var: 13 Şubat 1925’teki isyanı patlatan Palulu Şeyh Said başka, İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucusu Said Molla başka, Bediüzzaman Said Nursî bambaşka şahsiyetlerdir. Said Molla, 14 Temmuz 1930 Romanya doğumlu. Osmanlı ülkesinde misyonerlik faaliyetlerinde bulundu. Mondros Mütarekesi’nden (30 Ekim 1918) sonra İngiliz haber alma servisi ajanı olarak İstanbul’da bulunan, Millî Mücadele’yi engelleyebilmek için çalışmalar yürüten, Batı Anadolu’da Albay Emiling adıyla faaliyetlerde bulun İngiliz ajanı rahip Robert Frew (Rahip Fru) ile yakın ilişkileri oldu. 20 Mayıs 1920’de İstanbul’da İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni kurdu. Ajan Robert Frew aracılığıyla İngiliz yönetiminden parasal destek sağladı. 1918-1921 arasında İstanbul Gazetesi’ni yayımladı. İngiliz casusu olduğu tesbit edilince, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Romanya’ya kaçtı. 1924’te “Yüzellilikler” listesine alındı ve 1927’de vatandaşlıktan çıkarıldı. Bediüzzaman Said Nursî ise, Şeyh Said’i isyandan vazgeçirmeye çalışan, Ahmed’i Mehmed’e kırdırmanın İslâmiyetle bir ilgisi olmadığını söyleyen, Van ve civarını isyana katılmaktan kurtaran, meşrutiyetçi, hürriyetçi (gerçek demokrasinin ruhunu İslâm’dan aldığını söyleyen), 6 bin küsûr sayfa eser yazan ve ilmi, cesareti, kahramanlığı ve hürriyet mücadelesiyle kendisini dünyaya kabul ettiren dünya çapında bir mütefekkirdir.

Bediüzzaman, İstiklâl Savaşı’nda İngiliz baskısı altında Şeyhülislâm’ın Kuva-i Milliyeciler hakkında verdiği “İsyancıdırlar” fetvasının geçersiz olduğunu söyler ve buna mukabil fetva yayınlar: “İşgal altındaki bir memlekette İngilizlerin emri ve tazyiki altında bulunan bir idarenin ve Meşihat’ın fetvası mualleldir; mesmu’ olamaz (dinlenilemez). Düşman istilâsına karşı harekete geçenler asi değillerdir. Fetva geri alınmalıdır.” (Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî, Nesil Yayınları, 2005, s. 255.) Hutuvat-ı Sitte isimli eseri yayınlayarak İngiliz desiselerini çürütür, ulemayı ve kamuoyunu onların tuzaklarına düşmekten kurtarır. Zaten, gerek I. Dünya Savaşı, gerekse İstiklâl Savaşı’ndaki kahramanlıklarını bilen Ankara hükümeti ve M. Kemal onu ısrarla Ankara’ya dâvet eder. Meclis’te dine karşı bir lâkaytlık ve batılılaşma bahanesi altında kudsî değerlere, İslâmî şeâire karşı bir soğukluk görür. Bunun üzerine on maddelik bir beyanname yayınlayarak, İslâmiyetin hakikatlerine uygun “demokratik bir yapı” kurulması gerektiğini beyan eder. Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi’nde şiddet ve hiddetle Bediüzzaman’a karşı bağırarak “Seni buraya çağırdık ki, bize yüksek fikir beyan edesin. Sen geldin, namaza dair şeyler yazıp içimize ihtilâf verdin” der. Onun hiddetine karşı, “Kâinatta en yüksek hakîkat îmandır, îmandan sonra namazdır. Namaz kılmayan hâindir; hâinin hükmü merduddur. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîminde, yüz yerde edâsını emrettiği namazdan daha büyük bir hakîkat olsa idi, îmandan sonra onu emrederdi” diye cevap verir.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurucusu Said Molla, işgalci İngilizlerin yönlendirmesiyle Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kurulmasında önemli rol oynamıştı.

Bu cemiyetin önde gelen isimleri, Doğu bölgesinde özerk bir Kürt devletinin kurulması yönünde Said Nursî’nin desteğini kazanabilmek için çeşitli teşebbüslerde bulundular. Fakat o, gelen teklifleri kesin bir ifadeyle reddetti. Üstelik bununla da kalmayıp, Türklerle ittihada zarar verebilecek her türlü hareketi kınadı. Sözü edilen maksada yönelik Said Nursî’ye gelenlerden birisi, mezkûr cemiyetin başkanı olan Seyyid Abdülkadir’e Said Nursî’nin verdiği cevap şu oldu:

“Allah-u Zülcelâl Hazretleri, Kur’ân-ı Kerim’de, [meâlen] ‘Öyle bir kavim getireceğim ki, onlar Allah’ı severler, Allah da onları sever’ [5:54] diye buyurmuştur. Ben de bu beyan-ı İlâhî karşısında düşündüm, bu kavmin bin yıldan beri âlem-i İslâm’ın bayraktarlığını yapan Türk milleti olduğunu anladım. Bu kahraman millete hizmet yerine, dört yüz elli milyon hakikî Müslüman kardeş bedeline, birkaç akılsız kavmiyetçi kimsenin peşinden gitmem.” (Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî, s. 233-234.)

Bediüzzaman Said Nursî, asla ifsat, zındıka ve dinsizlik komiteleriyle barışık değildir ve olamaz. Ayrıca, Risâle-i Nur, siyasî bir hareket değil, Kur’ân, iman hareketidir. Nurcuların gayesi, dünya değil, ahirettir.

04.03.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.03.2009) - Bediüzzaman, İlm-i Ledün ve Risâle-i Nur

  (28.02.2009) - İlmin türleri ve Bediüzzaman

  (27.02.2009) - Medresetüzzehra ve Risâle-i Nur

  (26.02.2009) - Ahirete iman, çocukları dahi mutlu eder

  (25.02.2009) - Basının görevi ve ahlâkî ilkeleri

  (23.02.2009) - Çok partili hayatta darbe heveslisi ve alkışçısı medya

  (22.02.2009) - Yeni Asya ekolü, 40 yıla neler sığdırdı?

  (21.02.2009) - Risâle-i Nur’un naşir-i efkârı

  (20.02.2009) - Batının ifsat silâhı: Basın-yayın (2)

  (19.02.2009) - Batının ifsat silâhı: Basın-yayın (1)

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla