"Gerçekten" haber verir 06 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Şükrü BULUT

Medya tahribini seyredenler



Yaşadığımız çağın tereddi veya bozulmasından dertlendiğinizde, bozulmanın geçmişten günümüze normal bir seyir takip ettiğini iddiâ edenler çıkacaktır. Fakat kitaplara, yazılı medyaya ve dergilere müracaat ile ilmî bir mukayeseye giriştiğinizde, her vicdan sahibinin şikâyetçi olduğu bozulmanın son zamanlarda bir yangın hâlini aldığını göreceksiniz.

Gençliklerini 1970’li yıllarında yaşayanlar, 80’li yıllardaki menfî gelişmeleri net değerlendirebilirler. Türkiye’nin demokratik yürüyüşünü durduran cuntanın üyeleri, üniversite bahçesindeki erkek-kız gayr-ı ahlâkî hallerini bir başarı olarak anlatıyorlardı. Yani birbirlerine kurşun sıkmıyorlar, muhabbet ediyorlarmış. Ülkenin idarî en üst noktasındaki bu gayr-ı ahlâkî duruş, zaman içinde şehirlerin varoşlarına kadar yansıdı. Özal’lı yıllarda, Türk milletinin dinî ve millî değerlerine düşman olanlarca başlatılan özel televizyonculuk, maalesef bu bozulmayı kırsal alanlara kadar taşıdı. Anadolu’daki köylere yol ve sudan önce elektrik direkleri dikildi ve devlet babanın cebinden her haneye birer tv hediye edildi. O meş’um günlerde, Özal’ın başbakanlığında Amerikalı prensler, “çağdaşlık” olarak tarif ettikleri bu yolda, epeyce yürümüşlerdi.

Türkiye’de ifade edilmeyen ve maalesef yaşanan bir husus var. Devlet ideolojisinin ana ilkelerinden birisinin sefahet olduğu, genellikle darbe sonralarında milletin kulağına adeta üflenir. Bilhassa kendilerini her yerde Kemalist olarak ilân eden bazı paşaların, alkolsüz, danssız ve kadınsız yapamamaları, onların hâkim oldukları dönemi tereddide zirveye çıkarıyor. Yakın zamanlara kadar—AKP iktidarına kadar—sefaheti, dinî hayatla mücadeleyi ve millî sembollerimizle şeâirimize düşmanlığı, Kemalist paşalara arkasını dayayan medya organları, bazı sivil toplum teşkilâtlarıyla bazı resmî kurumlar üstlenirdi. 28 Şubat ile başlayan süreçte, ülkenin siyasetçilerle giriştiği dış münasebetler, sefih kemalistleri düşmanlıkta geri bıraktı. Ulusal yerine uluslar arası programların, projelerin, kültürel faaliyetlerin ve enstitülerce dağıtılan paraların yardımıyla, Türkiye’nin ahlâken, ruhen ve bedenen tereddiye itilmesi daha dehşetli oldu ve oluyor. Birçok tv kanalı, radyo, gazete, dergi, internet sitesi ve çeşitli reklâm vasıtaları, Türk halkının bedenen ve ruhen bitmesi üzerinde adeta ittifak kurmuş görünüyorlar. Bu adi savaşın metod, usul, strateji ve alanlarının tesbiti geniş çalışmaların konusunu teşkil ediyor. İşin en vahim yönü, düne kadar dindar imaj ve formatlarda yayına başlayan muhafazakâr ve dindar medyanın da, bu bozulmaya yakalanmasıdır. Çoğu gayr-ı müslim olan büyük reklâm ajanslarının dümenine giren muhafazakâr basın; bazen dinî sınırlarını, ahlâkî ilkelerini ve millî menfaatlerini de göz ardı edebiliyor. Küresel ölçekte gelen bu büyük tereddi dalgasına karşı, ancak bu milleti idare edenler müdafaa edebilirler. Amerika ve AB’de bile, büyük insanî tahribata karşı milletini ve insanını koruma vazifesi, herkesten önce Başbakan, Millî Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı ve Aileden Sorumlu Bakanlara ait olsa gerek.

Neden?

Nikâh yolunu kapatan, evlilik dışı kadın-erkek ilişkilerini sıradanlaştıran, uyuşturucu müptelâlığını modern gösteren, geleneksel aile hayatını çağdışı ilân eden, millet olarak benimsediğimiz namus ve iffet mefhumlarının içini töre cinayetleriyle boşaltan bu küresel ahlâksızlık dalgasına, bu ülke ne kadar karşı koyabilir ki? Millete; hakkını, hukukunu, namusunu, şerefini, değerlerini, beden ve ruh sağlığını korumaya söz verenler, seçilmiş hükümetlerdir.

Mevcut hükümete kimlerin, hangi sâikle rey verdiğini herkes biliyor. Dindar, muhafazakâr, ahlâklı, millî menfaatlerine düşkün ve Türkiye’nin ezelî düşmanlarına düşman olarak milletçe bilindiklerinden, hükümete geçenlerin nezaretinde bulunan memleketimizdeki bu millî felâkete duyarsız kalmanın maddî ve manevî bedeli çok ağır olur. Bu millet, Balkan, Birinci Cihan, İstiklâl ve İkinci Cihan Harplerini yaşadığı halde böyle bir ahlâksızlık, dejenerasyon ve tereddi dalgasını yaşamamıştı. Durup dururken ülkeyi haricî cereyanların yaktığı dinsizlik, ahlâksızlık ve sefahet ateşlerine teslim etmenin mazeretini hiçbir hükümet üyesi izah edemez.

Haricî ve dahilî bazı menfaatler yüzünden hükûmet tedbir almada gecikir veya inisiyatif göstermezse, bin seneden bu yana Türk milletine Kur’ân’ın bayraktarlığını yaptıran Rabbimiz, dengeleri öyle alt-üst eder ki, siyaseti menfaatleri istikametinde takip edenler, çok büyük zararlara uğrarlar. Hem şimdiye kadar kazandıkları şeref ve namları kaybolur, hem de hükûmet yoluyla elde ettikleri menfaatleri kaybederler. Hem millet nazarında, hem Allah yanında zarara uğramış olanlardan olurlar. Bizden söylemesi...

06.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.03.2009) - 40. yılındaki nevbahar

  (27.02.2009) - Galipler ligindeki hayat

  (23.02.2009) - Yeni Osmanlılar, ittihad-ı İslâma karşı...

  (20.02.2009) - Dinsiz yaşanmıyor...

  (16.02.2009) - Yeni Osmanlılar AB’ye karşı...

  (13.02.2009) - Milletler, özel kanunla korunur mu?

  (09.02.2009) - New Otomans - Yeni Osmanlıcılık-

  (06.02.2009) - Mûsibetzede ihtiyarlar

  (02.02.2009) - Hedefe reklâmla varmak

  (30.01.2009) - Garip bir hikâye...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla