"Gerçekten" haber verir 21 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Cevher İLHAN

“AKP yüzde kaç alır?”



Türkiye birbirinden beslenen siyasî polemiklerle, bir yıl içinde milyonlarca seçmen sayısının artmasının ardından “TC kimlik numarası” sürprizi tartışmalarıyla ilginç bir yerel seçime gidiyor.

Siyasî yasaklar başlamadan Başbakan, TOKİ evlerinden bir kısmı eski raylı yeni “hızlı tren”e, birkaç kilometrelik metrodan birbuçuk kilometrelik tünellere kadar resmî törenlerinin tamamını medyatik şovlarla icra etti.

Ekonomik krize karşı etkisiz “önlem paketleri”nin ardından demokratikleşmede de gözboyama oyalayıcı paketlerle geçiştirilmekte. Büyük iddialarla ortaya atılan ve demokratikleşmenin temelini teşkil eden “yeni anayasa” paketinden “dört maddelik” sığ değişikliklerle iktifa edilmekte. Gerçek şu ki AKP siyasî iktidarı özellikle “kapatma dâvâsı”yla alınan “kapatmama kararı”yla demokrasi ve özgürlüklere âdeta kendini kapattı. Daha baştan Başbakan, “mevcut durum içinde hareket edecekleri”ni söyleyip “siyasî teslimiyet belgesi”ni imzaladı.

Her fırsatta 28 Şubat “postmodern darbe süreci”ndeki antidemokratik dayatmaları ve özellikle “irtica tehdidi” uydurmasıyla başta dinî özgürlükler olmak üzere hak ve hürriyetlerin önüne konulan engelleri öne çıkaran şartları kullanan iktidar partisi yönetimi, geçmişini reddetmekle yetinmedi. Yalnız “gömlek değiştirdikleri” söylemleriyle siyasî mazilerini toptan silmekle kalmadı. Önce “değişimi” reddiyeye dönüştürdü; sonra 28 Şubat konjonktürünü kullanıp yine 28 Şubat’la simgelenen demokrasi dışılığa teslim oldu…

Daha kuruluş safhasında “Başörtüsü Türkiye’de kadınların meselesi değil”le başlayan, kimi mahfillere şirin gözükme adına “Kocatepe Camii ile Anıtkabir’i yanyana” koyup değişim siyasetlerinin simgesi olarak lanse eden demeçler bunun ifâdesi.

Keza bugünün Adalet Bakanı’nın Başbakan Yardımcısı iken “Başörtüsü Türkiye’nin ancak yüzde birbuçuğun problemi” demesi, parti yöneticilerinin “yasal yasak var” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin Anayasasa’ya aykırı yasadışı yasağa sığınarak seçimlerde başörtülü aday kabul edilmemesi, seçilen başörtülü belediye meclis üyelerinin bizzat iktidar partisine mensup başkanlar tarafından kapı dışarı edilmesi, “teslimiyet” örneklerinden birkaçı.

3 Kasım 2002 seçimlerinde 28 Şubat siyasî aktörleriyle beraber Meclis’teki diğer partileri, 28 Şubat’ın en baş mağduru DYP’yi cezalandıran halk, “hiçbir partinin devamı olmamakla ve sıfır kilometre” olmakla ortaya atılan AKP’yi, yüzde 35 oyla Meclis’in üçte ikisini dolduracak ve Anayasayı değiştirecek –yüzde 65’e tekabül eden- güçte iktidara getirdi. Ardından 22 Temmuz 2007 seçimlerinde başta ihtilâl Anayasası olmak üzere 12 Eylül ve 28 Şubat’tan kalma darbelerin izini silmek, darbe yasalarını ve yasaklarını ortadan kaldırmak için daha da güç verip yüzde 47 ile yeniden iktidar yaptı. AKP’nin en çok şikâyet ettiği ve her defasında mâzeret olarak gösterilen Cumhurbaşkanlığını verdi.

Bu sürede, başta “dindar Cumhurbaşkanı” propagandası olmak üzere başörtüsü ve diğer demokratikleşme ve özgürlükleri mâlum medyanın asimetrik yayınlarıyla alabildiğine seçim propagandasında malzeme yapan AKP, ne yazık ki sâyesinde iktidara geldiği, getirildiği olumsuzluklara karşı kayıtsız kaldı.

Başbakan’ın önerdiği “anayasa değişiklği”nde sâdece “siyasî parti kapatılmasının zorlaştırılması” ve “Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı” var. “Fikirlerin kapatılması”ndan, kişilerin inanç ve kanaatlerini ifâde etmesini “suç” sayan yasaları düzeltmek, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasayı aşarak yasadışı başörtüsü yasağının dayatılmasını önüne geçmek için hiçbir tedbir ve çalışma yok.

Görünen o ki “Ergenekon soruşturması” çerçevesinde bir gazetecinin notlarında geçen ve dönemin bir kuvvet komutanına atfedilen, “Şimdi 28 Şubat benzeri durum da zor. Artık tecrübe kazandılar, ama yapılacak şu, korkutup yerlerinde tutmak, kendi hedefleri bakımından bir şey yapamayacakları bir yerde tutmak. Biz bunu yapmaya çalışacağız” taktiği adım adım işliyor. “Kapatmama davası”ndan sonra AKP siyasî iktidarının etrafına çember çekip bir nev'î kuşatılmışlık içinde kendi kendini kelepçelemesi bunu açıkça ele veriyor.

Oysa demokrasinin katledildiği ve hukukun askıya alındığı 12 Eylül ihtilâl konseyi”nece çıkarılan ve 28 Şubat ara rejiminde dayatılan bütün yasalar ve uygulamalar duruyor.

Geçen süre içinde çeşitli iktidarlar döneminde ceza yasasını değiştirilmesine, özellikle inanç ve ifâde özgürlüğüne dair Meclis’te çıkarılan onca düzenlemeye, TBMM tarafından çıkarılan yaklaşık üçbin beşyüz yasa ve Anayasa değişikliğine rağmen, hâlâ düşünceyi ifâdeyi “suç” sayan, inanç ve ibadet hürriyetini kısıtlayan uygulamalar sürüyor. Göz göre göre Anayasa’ya ve yasalara aykırı olarak yasadışı başörtüsü yasağı dayatılıyor,

Darbeleri kollayan, darbecileri her türlü kara ve tasarruflarından haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiasının ileri sürülemeyeceği ve herhangi bir yargı merciine başvurulamayacağı Anayasa’nın “geçici 15. maddesi” 29 yıldır yürürlükte. 27. Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül darbelerinde “Türkiye Cumhuriyetini korumak” perdesinde gerekçe gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddesi kaldırılmış değil.

12 Eylül darbesi lideri Kenan Evren ve “Konsey üyesi arkadaşları” hakkında iddianâme hazırladığı için garip bir biçimde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca mesleğinden atılan, ancak AİHM’in haklı bulduğu savcı Sacit Kayasu’nun tesbitiyle, darbeye teşebbüs edenlerin bile yargılandığı bir ülkede, darbecilerin yargılanmaması, dahası bunun engellenmesi büyük bir hukuk ayıbı olarak hâlâ duruyor.

Ne var ki AKP bundan böyle yüzde 70 oy da alsa yapacağı bir şey olmadığını âdeta ikrarında. Şimdiye kadar yapmadığını, yapamadığını, yapamayacağını deklâre ediyor.

Bundandır ki yüzde kaç oy aldığının hiçbir önemi kalmıyor…

21.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.03.2009) - Yargı reformu…

  (18.03.2009) - Türkiye’nin ayıbı

  (17.03.2009) - “Türkiye raporu” ya da “AKP’nin demokratikleşme karnesi”

  (16.03.2009) - “Pansuman paketler”le krizden kurtarma!

  (14.03.2009) - “Kriz kırım raporu”

  (13.03.2009) - 12 Mart ve darbelerin yargılanması…

  (11.03.2009) - Çatışmacı siyasetin ihmali

  (10.03.2009) - Türkiye, ABD’nin “taşeron”u mu?

  (09.03.2009) - Washington’un Ankara’dan “talepleri”

  (08.03.2009) - Davos sonrası derin kırılma… (2)

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis