"Gerçekten" haber verir 08 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Cevher İLHAN

Davos sonrası derin kırılma… (2)



Sâbık Amerikan Başkanı Bush’un Bakanı Condallezze Rice gibi son Gazze saldırısını “İsrail’in kendini savunma hakkı” gören Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Ortadoğu çerçevesinde Ankara’ya uğradığı sırada siyasî iktidarın derin Davos kırılması bâriz bir biçimde açığa çıkmakta.

İsrail Cumhurbaşkanı Peres’le hararetli buluşmada, İsrail ordusunun çoğu çocuk ve kadın bin dört yüz Filistinli katletmesine ve beş bine yakınını yaralamasına “saygı duyduğunu” açıklayan yeni Amerikan Dışişleri Bakanı’nın başta işgalci Amerikan askerlerinin Türkiye topraklarını kullanması olmak üzere bir dizi ek “talepleri”nden söz ediliyor. Bunlar tek tek tartışılacak…

Ancak Washington’un daha baştan Türkiye’yi İsrail’le işbirliğini sürdürme ve geliştirmeye “mecbur etme” politikası bütün yönleriyle sırıtıyor. ABD, bölgedeki gerçek “stratejik müttefiki” İsrail’le “stratejik ortaklık” iddiasındaki Türkiye’nin “birlikteliğini” her vesileyle “istiyor” ve dayatıyor. Bu durum Washington-Ankara-Telaviv hattında açıkça görülüyor.

AB’yi savsaklayan AKP siyasî iktidarının ABD eksenli dış politikası bu çerçevede. Davos sonrası toplanan ilk Bakanlar Kurulunda milyonlarca dolarlık son casus uçakları ve silâh alımı ihâleleri dahil İsrail’le bütün anlaşma ve işbirliklerinin devam edeceği kararının bizzat Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsü tarafından açıklanması, bunun ilk işaretiydi.

ANKARA TELAVİV’E KARŞI

GEVŞEK VE TUTUK…

Aslında İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Avi Mizrahi’nin, Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta Peres’e, “Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz!” sözüne cevaben zehir zemberek “Önce aynada kendine bak!” diye resmen hakaretine Ankara ciddî bir tavır koymadı. İsrailli komutan, Türkiye’yi tarihte “Ermeni soykırımı”yla itham etti ve “Kürt katliâmı” iftirasını attı. Ayrıca İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesine Türkiye’nin Kıbrıs’ın Kuzeyini on yıllardır işgal ettiğini ileri sürüp nâzire gösterdi. Erdoğan’ın İsrail’in BM’den çıkarılması yolundaki çağrısını hatırlatarak, “Böyle bir durumda Türkiye de İsrail’in yanına eklenmelidir!” suçlamasıyla yüklendi. Ne var ki bütün bunlara karşı Ankara, bir iki cümlelik “kuru kınama”nın ötesine geçmedi. Genelkurmay’ın daha çok “Ermeni soykırımı” ve “Kürt katliâmı” iddiasının “edilemez olduğu” açıklamasından ve İsrail Büyükelçisi’nin Dışişleri’ne çağrılıp “izâhat” istenmesinin dışında hiçbir diplomatik tepki gösterilmedi.

Siyasî iktidar, “meselenin fazla abartılmaması” gerektiği görüşüyle hep geçiştirmeye çalıştı. Ne Başbakan’dan, ne de hükûmetten İsrail’e doğru dürüst bir cevap verilmedi. İsrail ordusundan gelen “Kendi görüşüdür” açıklamasını tatmin edici bulmayan Dışişleri Bakanı Babacan, Türkiye-İsrail ilişkilerinin hassas dönemden geçtiği bugünlerde Siyonist komutanın bu sözlerinin “faydalı olmadığını” düşük bir profilde söylemekle yetindi. İşin garibi Dışişleri Bakanı Babacan, İsrail’in herhangi bir doğrulama ya da yalanlamayı henüz net şekilde yapmadığını; Telaviv’deki Türk Büyükelçiliği ile Ankara’daki İsrail Büyükelçisinin iki ülke dışişleri bakanlıkları ile temaslarına yoğun şekilde devam ettiğini belirtmekle iktifa etti. “Ancak bu temaslara özel bir anlam yüklememek gerek; önümüzdeki günlerde daha detaylı ve kapsamlı bir açıklama olsa iyi olur diye düşünüyoruz” beklentisiyle ibret-i âlem gevşek ve tutuk bir tutum sergiledi.

“Olayları bu tür açıklamalarla tırmandırmama” temennisinde bulunan Bakan, İsrail’den “kapsamlı ve detaylı bir açıklama” bekleyedursun, hükümetin Davos sonrası örtülü bir biçimde güçlendirerek devam ettirdiği İsrail’le işbirliğini, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar açıkça ikrar etti. Türkiye-İsrail ilişkileri konusunda bir problem olmadığını ve yürüyen projelerde sıkıntı bulunmadığı belirten Bayar, ‘’Türkiye ile İsrail’in burada karşılıklı menfaatleri var, bu projeler de o çerçevede yürüyor” diye konuştu. İsrail’le işbirliği ve anlaşmaların iptalinin ya da askıya alınmasının ve sözkonusu olmadığını, “çünkü bunlar uzun vadeli projeler; bu projelerde hiçbir değişiklik yapamayız” cümlesiyle resmen açıkladı…

TÜRKİYE, HÂLÂ İSRAİL’E

YAKINLAŞMA PEŞİNDE…

Bu arada İsrail’in Türkiye’yi dize getirtmek için Amerikan yönetimi ile Amerikan Yahudi lobisi, Yahudi sermayesi güdümündeki “yerli” ve yabancı uluslar arası medyanın desteğiyle İsrail’le ilişkileri “pahalıya satma” oyunu yine sahnede. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levi’nin Türk halkının Gazze’de zulüm ve katliâmdan dolayı İsrail’i protesto eden gösterileri, “Ülkenizdeki antisemitik ifadelerin artması, İsrail’deki turistlerin Türkiye’ye gelmesinin önüne geçiyor; kış turizmi tamamen öldü, baltaladı; yaz turizmi de tehlikede” cümlesi, “üstü kapalı şantaj” olarak Türkiye’nin önüne konuluyor. (Akşam, 25.2.2009)

Keza “Ben de dahil birçok İsrail yurttaşı Türkiye’de doğdu, Türkiye kültürümüzün bir parçası; Yahudilere bu kadar güzel ev sahipliği yapan iki ülkeden biri; çok yönlü savunma işbirliğimiz ve istihbarat ortaklığımız var ve Türk ordusunda birçok Yahudi teknisyen çalışıyor” diyen İsrail Büyükelçisi’nin, özellikle Amerikan Kongresindeki “Ermeni soykırımı” tasarısını nazara vererek, “Yahudi lobilerini kontrol edemiyoruz” demesi, Türkiye’ye yönelik “tehdidi hissettirme taktiği”nin bir parçası olarak karşımıza çıktı. Yine bu süreçte, Türkiye’deki Şalom gazetesi yazarı Haymi Behar’ın, “Türkiye’deki Gazze protestolarına öfke duyan İsraillilerin yüzde 70’inin Türkiye seyahatlerini iptal ettiğini” ve Türkiye’nin son yıllarda artan ekonomik ve askerî bağların kesilebileceği imâsıyla, “Türkiye - İsrail balayı bitti” uyarısı (!), “örtülü şantaj”ın bir diğer açığa çıkan tarafı…

Ne var ki bütün bunlara karşı Türkiye hâlâ İsrail’le yakınlaşma peşinde. İsrail’in Haaretz gazetesi, Türkiye ve İsrail’in ikili ilişkilerin restore edilmesi için Ankara ve Telaviv arasında üst düzeyde karşılıklı mesaj teâtisiyle “sessiz yoğun görüşmeler” yapıldığını yazıyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün, İsrail’e gidip Telaviv nezdinde gizli temaslarda bulunarak “arabuluculuğa” soyunan 84 yaşındaki Yahudi iş adamı Jak Kamhi aracılığıyla Peres’e Haziran’da İsrail’i ziyaret etme isteğini ihtiva eden mektubunu iletmesi, Ankara’nın bu konudaki kırılganlığını bir defa daha ele veriyor.

Belli ki Gül, siyasî iktidarın özellikle “Davos çıkışı”ndan sonra İsrail’le yakınlaşma ve ilişkileri daha da derinleştirme politikalarına uygun olarak, tam da Hillary Clinton’un ziyareti esnasında Davos’taki tartışmayla “gerilen” ilişkileri rayına oturtmak ve Türkiye’nin İsrail’le yaptığı ekonomik ve savunma sanayii anlaşmalarını, askerî işbirliğini ve silâh ihâlelerini sürdürmek amacıyla bu ziyareti plânlanıyor.

Peki, Türkiye’yi İsrail’e mecbur eden nedir; neden onca istiskale rağmen bir türlü vazgeçemiyor?

Demek “Davos çıkışı” Davos’ta kaldı. Başbakan bile meydanlarda artık Davos’a değinmiyor, unutturuyor. Demek “one mınute” tişörtlerinin de modası geçti; hem de Davos’un hemen ardından…

08.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.03.2009) - Davos sonrası derin kırılma… (1)

  (05.03.2009) - Türkiye’nin en büyük problemi…

  (03.03.2009) - Ekonomik tufandan siyasî tsunamiye

  (02.03.2009) - Siyasetin zehirlenmesi

  (01.03.2009) - “28 Şubat” sürüyor... (2)

  (28.02.2009) - “28 Şubat” sürüyor... (1)

  (26.02.2009) - Gerçek gündem devre dışı…

  (25.02.2009) - Siyasette gündem kayması…

  (24.02.2009) - “Yamalı bohça”yı yamamakla olmaz

  (23.02.2009) - AKP’nin “yeni anayasa” irâdesizliği

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla