23 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Yargı vesayeti


A+ | A-

Gelişmeler, 12 Eylül’ün kurduğu vesayet düzeninin yargı ayağında, AKP hakkındaki kapatma dâvâsında verilen kararla daha da perçinlenen daralmanın, seçilmiş iktidara neredeyse hiçbir hareket alanı bırakmayacak noktalara vardırıldığını düşündürüyor.

Asker vesayetindeki “hafifleme” görüntüsü, yargı vesayetindeki koyulaşma ile telâfi ediliyor.

Meclisin halktan aldığı yasama yetkisi, “üniversitede başörtüsü” ve “AKP’ye kapatma” dâvâlarındaki Anayasa Mahkemesi kararlarıyla budanıp tırpanlanırken, şimdi de “askere sivil yargı” ve “mayın temizleme” kanunları aynı mahkemede.

İktidar grubunda bile fireye yol açan mayın kanunu geniş toplum kesimlerinin de itirazları dikkate alınmadan çıkarıldığı için, iptali yönünde çıkabilecek bir karar kamuoyunda belki memnuniyetle karşılanacak, ama ne pahasına?

Meclis iradesi bir kez daha yara almış olacak.

“Demokrasi, sivilleşme ve AB süreci adına çok önemli bir adım” olarak nitelenen “askere sivil yargı” kanununun iptali durumunda ise buna ilâveten demokratikleşme umutlarının yerini yine hüsran ve karamsarlık bulutları kaplayacak.

AYM sürpriz yapıp da iptal başvurularını reddederse ayrı konu; o zaman en azından sivilleşme bahsinde yargının da demokrasiden yana tavır koymaya başladığını görerek ümitlenebiliriz.

Keşke mahkeme hepimizi böyle şaşırtsa!

Ama başörtüsü ve AKP kararlarına imza atıp, son olarak, eşi Ergenekon dâvâsında sanık olarak yargılanan Başkanvekili hakkında, AYM’de görülen dâvâlarla ilgili olarak dışarıya bilgi sızdırdığını tesbit ettiği halde işlem yapılmasına gerek görmeyen bir mahkemeden bu yönde karar çıkması maalesef zayıf bir ihtimal olarak görülüyor.

Olayın diğer bir boyutu, Meclisten ve Çankaya’dan geçen kanunların AYM’ye takılmasında, yürürlükteki anayasa gerçeğinin dikkate alınmaması ve özellikle “askere yargı yolu” örneğinde olduğu gibi, yapılan düzenleme için objektif hukukçular tarafından da “anayasaya aykırılık” iddiası seslendirildiği ve dolayısıyla önce anayasanın ilgili maddesinin düzeltilmesi gerektiği halde, bunu yapmayıp, adeta iptal edileceğini bile bile kanun çıkarma yanlışına tevessül edilmesi.

Bu iktidar, vesayeti bitirebilir mi?

Böyle gayri ciddî tavırlarla yargı vesayetini hafifletmek ya da bitirmek mümkün olabilir mi?

Yargı vesayetinin “sivil” alandaki diğer etkili kurumları, özellikle hükümetin ve belediyelerin icraatlarını “idarî işlem” olarak denetleyen; bu çerçevede öğrenci burslarından Kur’ân kurslarına ve başörtüsüne, ders müfredatlarından okullardaki Atatürk köşelerine kadar birçok konuda aldığı ideolojik kararlarla gündeme gelen—umarız, YÖK’ün katsayı kararı da oraya gitmez—ve ayrıca idare mahkemesi kararlarının temyiz mercii olan Danıştay; hukuk ve ceza mahkemesi kararlarının temyiz mercii olarak çalışan Yargıtay ve hakim ve savcı atamalarında yetkili HSYK.

(Askerî yargı alanındaki kurumlar ayrı.)

HSYK cenahında yaşanan ve adeta hükümetle yargı arasında bilek güreşine dönüşen son tıkanmayı günlerdir hep beraber takip etmekteyiz.

Ortaya çıkan fotoğraf, üçü Yargıtay, ikisi Danıştay çıkışlı beş yüksek hakimle Adalet Bakanı ve müsteşarından oluşan kurulda, hükümet tarafının atamalarla ilgili listesini diğer cenaha kabul ettiremezken, onların dayattığı kritik görev değişikliklerine şimdiye kadar direndiği, ama sonuçta kurulun kilitlendiği bir tabloyu gösteriyor.

Bu kilitlenmenin haftalardır tayin bekleyen “ünvansız” hakim ve savcıları da mağdur etmesi, önceki gece varılan “uzlaşma” ile önlendi, ancak kritik atamalarla ilgili sıkıntı hâlâ aşılmış değil.

Hükümet kurulda ortaya konulan inatçı direnişi kıramazsa, sürünceme hali devam edecek.

Ve bu durumun, koyulaşan yargı vesayeti ile iktidarsız iktidarın uzayıp giden çekişmesine dönüşüp, giderek büyüyen tehlikeli bir “devlet krizi”ni davet etmesi endişesi kuvvet bulacak...

23.07.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.07.2009) - Eruygur ve Tolon

  (21.07.2009) - Türkiye beklemede

  (19.07.2009) - Cemaatleşme ihtiyacı

  (18.07.2009) - Tuhaf zamlar

  (17.07.2009) - Men dakka dukka

  (16.07.2009) - Yine HSYK krizi

  (15.07.2009) - Darbe ve demagoji

  (14.07.2009) - Darbelerle hesaplaşmak

  (12.07.2009) - İman ilmi

  (11.07.2009) - Haksız düzen

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.