19 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Cemaatleşme ihtiyacı


A+ | A-

Senelerdir devam eden, yakınlarda olduğu gibi dönem dönem gündemin en baş sıralarına çıkabilen tartışmalar, asılsız itham ve yakıştırmalar bir yana, gerçek şu ki, cemaatleşme insanî ve toplumsal bir ihtiyaç.

“Zaman cemaat zamanıdır” ifadesini defaatle tekrarlayan Üstad, bu ihtiyacın nereden kaynaklandığını da sosyal ve psikolojik gerekçelerle açıklıyor. Hem de mahkeme müdafaalarında.

İlginç örneklerinden biri Denizli mahkemesine verdiği “Son sözün bir kısmı” metninde.

Orada cemaatleşme için şu nitelemeler var:

* Sosyal hayatın bir temel taşı.

* İnsan fıtratının zarurî bir ihtiyacı.

* Aileden kabile, millet, İslâmiyet ve insaniyet hayatına kadar en lüzumlu ve kuvvetli rabıta.

* Her insanın kâinatta gördüğü ve tek başına mukabele edemediği “medar-ı zarar ve hayret” hallere; insanî ve İslâmî vazifelerin ifasına mâni maddî ve manevî sebeplerin hücumlarına karşı bir nokta-i istinad ve medar-ı tesellî.

* Dostluk, kardeşane cemaat ve toplanmak.

* Samimane uhrevî cemiyet ve kardeşlik.

* Hem dünya, hem din, hem ahiret saadetlerine kat’î vesile olarak iman ve Kur’ân dersinde halis dostluk ve hakikat yolunda arkadaşlık.

* Vatanına ve milletine zararlı şeylere karşı, siyasî cephesi bulunmayan bir tesanüd...

Bütün bu tanımlamaları “Risale-i Nur Talebelerinin pek çok takdir ve tahsine şayan ders-i imanda toplanmaları” için dile getiren Bediüzzaman, bu birlikteliğe “siyasî cemiyet” namı verenler için son derece ağır ifadeler kullanıyor:

“Ya gayet fena bir surette aldanmış veya gayet gaddar bir anarşisttir ki, hem insaniyete vahşiyane düşmanlık eder, hem İslâmiyete Nemrudane adavet eder, hem hayat-ı içtimaiyeye anarşiliğin en bozuk ve mütereddî tavrıyla husûmet eder ve bu vatana ve millete ve hakimiyet-i İslâmiyeye ve dinî mukaddesata karşı mürtedâne, mütemerridâne, anudâne mücadele eder.

“Veya ecnebi hesabına bu milletin can damarını kesmeye ve bozmaya çalışan el hannas bir zındıktır ki, hükümeti iğfal ve adliyeyi şaşırtır; tâ o şeytanlara, firavunlara, anarşistlere karşı şimdiye kadar istimal ettiğimiz manevî silâhlarımızı, kardeşlerimize ve vatanınıza çevirsin veya kırdırsın...” (Tarihçe-i Hayat, s. 639-40)

Üstad, Afyon mahkemesindeki müdafaasında da “Biz bir cemaatiz” dedikten sonra, yukarıdaki nitelemeleri tamamlayan bir çerçeve çiziyor:

“Hedefimiz ve programımız evvelâ kendimizi, sonra milletimizi idam-ı ebedîden ve daimî berzahî haps-i münferidden kurtarmak ve vatandaşlarımızı anarşilikten ve serserilikten muhafaza etmek ve iki hayatımızı imhaya vesile olan zındıkaya karşı Risale-i Nur’un çelik gibi hakikatleriyle kendimizi muhafazadır.” (a.g.e., s. 853)

(Buradaki “idam-ı ebedî” ve “haps-i münferid’ ifadelerinin özlü bir izahı Sözler’de: “Kabir, ahirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalâlet için bir idam-ı ebedî kapısı, darağacı;” “ahireti tasdik eden, fakat sefahat ve dalâlette gidenlere, tecrit içinde, yalnız başına bir hapis kapısı.” {s. 232})

Görüldüğü gibi, Said Nursî’nin cemaat tariflerinde hiçbir şekilde siyaset veya ideoloji yok.

Tamamen iman ve ahiret eksenli bir beraberlik var ve bu anlamdaki cemaatleşmenin dünyevî neticeleri ise toplumu anarşi, serserilik gibi zararlı neticelerden korumak; huzuru, kardeşliği, dayanışmayı ahengi sağlamak; hayatın güçlüklerine karşı bir dayanma noktası, moral alış verişi ve tesellî gibi tümüyle pozitif kazanımlar.

Ve bu birliktelikte ayrılıkçılığın zerresi yok.

“Öyle bir cemiyetimiz var ki, her asırda üç yüz elli milyon dahil mensupları var ve her gün beş defa namazla o mukaddes cemiyetin prensiplerine kemal-i hürmetle alâkalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar ve ‘Mü’minler ancak kardeştir’ kudsî programıyla birbirlerinin yardımına duâlarıyla ve manevî kazançlarıyla koşuyorlar” (Tarihçe, s. 614) sözleri bunun ifadesi.

19.07.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.07.2009) - Tuhaf zamlar

  (17.07.2009) - Men dakka dukka

  (16.07.2009) - Yine HSYK krizi

  (15.07.2009) - Darbe ve demagoji

  (14.07.2009) - Darbelerle hesaplaşmak

  (12.07.2009) - İman ilmi

  (11.07.2009) - Haksız düzen

  (10.07.2009) - Doğu Türkistan

  (09.07.2009) - Değişen birşey var mı?

  (20.06.2009) - Derin mesafe

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.