28 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Bir otuz yaş klâsiği


A+ | A-

İÇİNDEKİ saat, bir sabah seni yarım kalmışlığın acısıyla uyandırdığında bir iç sorgulama yaşarsın, yüreğinin ta dibinde…

Geçen zamana dikersin gözlerini… Başlayıp da bitiremediğin bitirip de yeni başlangıçlara adım atamadığın bir sürü anı çarpar yüzüne.

Yarım kalmışlıkların ve başlamış yarımların fark ediliş yaşıdır, otuz yaş.

Şimdi, soğuk bir rüzgâr gibi yüzüne çarpan zaman, eskiden hiç bitmeyecekmiş gibi gelirdi sana…

İstediğin kadar hayal kurabilirdin, istediğin kadar da bekleyebilirdin, sevgiyi ve başarıyı….

Ama artık beklemeyi göze alacak kadar, vaktinin olmadığını da bilirsin.

Otuz demek anne yaşı demekti, senin için. Annelerimizin yaşı ancak otuz olabilirdi. Uzaktı bu yaşlar sana. Aslında hiç yaşlanmayacağını, hiç hastalanmayacağını sanmıştın. Hiç aklına gelmezdi, ama bir gün gücünün de, ümidin kadar azaldığını fark ettiğinde, içindeki volkanın eskisi kadar kükremediğini duyarsın.

Zaaflarınla ve korkularınla yüzleşirsin otuzlarında, artık kendini bile aldatamazsın. Geçen zamanla birlikte yüzüne vuran zaafların ve korkuların o kadar göze batar ki, onları görmemek için gözlerini sımsıkı kapatman gerekir. Eskisi kadar hayat kolay gelmez sana. Bazen toplumla bir olup, kendini sorguya çekersin. Bazen savcı, bazen suçlusundur, bu duruşmalarda. Eskiden hayallerinle güçlüyken, şimdi sahip olduklarınla güçlü olmaya çalışırsın. Duaların ve hayallerin kadar güçlü olmadığını fark edersin ihtiraslarının… Ümit kokan dualarınla buluşmayalı nice zamanlar olmuştur. Eskisi kadar ümitli olmayı istersin, ama yapamazsın.

Otuzlu yaşlar, alarmı kurulan bir saat gibi sürekli geçen zamanı hatırlatır. Yorulan vücudun ve azalan ümidin sana ikinci yarıyı oynuyormuşsun hissini verir. En iyi oyununu çıkarmak için, son bir şansın daha olduğunu bilirsin.

Bir iç sorgulama ve hesaplaşma yaşarsın otuzlarında. Verilmiş kararlarını tozlu raflarından indirip tekrar tekrar gözden geçirirsin. Bir zamanlar ne kadar da kolay aldığını fark edersin onları. Olmazsa değiştiririm, istemezsem bırakırım dediğin şeyler şimdi hiç de öyle gözükmez gözüne. Yüreğin acısa da, korkuların seni hareketsiz bırakır.

İniş çıkışlarıyla yaşadığın bilinmişlik, yeni ve parlak bilinmezliğe galip gelir. Kolayca basıp gidemezsin eskisi kadar. Yeni başlangıçlar korkutur seni. Bilmediğin iyi, bildiğin kötüden kazançlı görünmez sana. Daha az risk alır, daha az bilmediğin yaşantıların hayallerini kurarsın. Yalnız kalmaktan ve terk edilmekten daha çok korkarsın. Ama geçen zaman korkularını da yalnızlıklarını da arttırır.

Nice kırılmışlıkların gelir aklına, her birinin yeri hâlâ acır. Sürekli yaptığın hataları ve sürekli aynı yerden ısırılışlarını fark edersin. Bir formül gibi tekrarlanan kesitler görürsün geçmişinde. Ama o kadar zordur ki, kendini görmen. Ancak düştüğünde, canın acıdığında bir iç yolculuğa adım atarsın.

Ben ne yaptım dersin, otuzlarında. Çevrende seçmediğin bir sürü ilişki ve bir sürü kararla göz göze gelirsin. Zamanın geri sayımı kararlarını ve ilişkilerini de sorgulamaya götürür seni. İlişkiler içindeki yalnızlığını, kendin olamadığın anları fark edersin.

Artık hiç de kolay değildir yolculuk, ya kendinde katlanamadığın onca şeye rağmen taşırsın kendini, ya da zorlu bir yolculuğu göze alıp kendinle yüzleşip, değiştirmeye çalışırsın. Kaçınılmazın sükûneti seni çağırmadan, kendi içindeki senle karşılaşırsın…

O seni sorgulamadan önce, sen kendini sorgularsın…

28.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (25.04.2010) - Almak ve olmak

  (23.04.2010) - Nasıl bir özgüven?

  (18.04.2010) - Bana eskimeyen bir şey söyle...

  (14.04.2010) - Çocuğumuzu yeniden fark etmek

  (07.04.2010) - İlk çocuk olmak zordur

  (04.04.2010) - Ve bir gün...

  (31.03.2010) - Rakip değil, ekip olmak

  (25.03.2010) - Çocukluğumuza inelim

  (21.03.2010) - Babalara dair...

  (17.03.2010) - Sepetteki bebek, içimdeki ben

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım