25 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Çocukluğumuza inelim


A+ | A-

Çoğu zaman espri olsun diye söylediğimiz bu söz, insan hayatıyla ilgili önemli bir gerçeği de yansıtmaktadır. Çocukluk yıllarının, kişilik gelişimindeki ilk temeli oluşturduğu gerçeği... Özellikle yetişkin yaşlarda kendimizi keşfetmeye, davranışlarımızın sebeplerini fark etmeye başladığımız zamanlarda, bunun etkilerini daha çok fark etmeye başlarız. Kişiliğimizi şekillendiren bir çok yapının, ilk yıllarda farkına varmadan öğrendiğimiz kalıplardan oluştuğunu görürüz.

Çocukluğumuzda yaşadığımız travmatik olaylar, sarsıcı yaşantılar ve aile içindeki iletişimin niteliği, doğuştan getirdiğimiz mizacımızın üzerinde kalıcı etkiler yapar. Korkularımız ve güvensizliklerimiz, o yıllardaki temel ilişkiyle ilk şeklini almaya başlar. Sonradan bunu değiştirmek farkındalık ve çaba gerektirir. Bir uçta aşırı koruyucu ve verici davranarak kendi sorumluluklarını almalarına engel olabildiğimiz gibi, hakları olan şartsız sevgi ve güveni onlardan esirgeyerek de, hayata en baştan zayıf ve güvensiz başlamalarına sebep olabiliriz. İlk önce onların penceresinden görürüz çevremizi ve insanları, sonraları büyüme serüveniyle ve yaşadıklarımızla bu hazır kalıbı kırmaya ve yeni ekler oluşturmaya çalışırız. Bu ise, sancılı bir süreçtir. Her değişim, sağlıklı olmasa da kullandığımız bir çok savunma mekanizmasının yıkılması anlamına da gelir. Çünkü, her hastalıklı davranışın bile, insana yan kazançları olabilir. Onu sorumluluktan ve hayata katılmaktan, mücadele etmekten ve çaba göstermekten koruyan yönleri vardır. Sağlıklı olmasa bile insanı hayatın kendisinden muaf tutan tarafları olduğu için, bu hazır kalıpları sorgulamadan devam ettiririz. Engebeli ve sıkıntılı olsa da, bildiğimiz yol daha kolay ve daha az riskli gelir.

Kendini değerli ve mutlu hissetme, yaşanan acı olaylardan sonra tekrar toparlanıp hayata devam etme yetisi de ilk çocukluk yılları ile birlikte oluşmaya başlar. Hayatında ilk tanıdığı erkek, babası olan bir erkek çocuk için, onunla başbaşa geçirdiği vakitler, oynadığı oyunlar ve ondan aldığı onaylanma ve takdir duygusu kendi kimliğinin oluşmasında çok önemlidir. Annesiyle konuşabilen, duygularını paylaşabilen, onun sevgisini ve desteğini alan bir kız çocuğu, hayata daha olumlu bir bakış açısı geliştirir. Yine babasıyla sağlıklı ve doyumlu ilişki kurabilen küçük kız çocuğu, büyüdüğünde etrafıyla barışık, güven duyan, kendinden hoşnut, sevmeyi becerebilen bir insan olmanın ilk başlangıcını yapmış olur. “Çocuktur anlamaz” diye düşünmek yanlış olur. Bir kayıt cihazı gibi duyduklarını ve gördüklerini kaydeden çocuk, anlamını o an tam kavrayamasa da, ileriki yıllarda kullanılmak üzere, bu bilgileri zihninin derinliklerine kaydeder.

Terapi aracılığıyla çocukluğuna inilen kişilerde, bu ilk kayıtların izleri bulundukça, yetişkin hayattaki bir çok sır da çözülmüş olur. Aynı hikâyenin hayatımızda neden tekrarlandığını ve aynı sorulara neden sürekli maruz kaldığımızı da yavaş yavaş anlamaya başlarız. Korktuğumuz şeylerin neden sürekli karşımıza çıktığını, bu tekrarlanışlarla bize neyin öğretilmek istendiğini keşfetmenin tadını alırız. İnsanlarla nasıl ilişki kurduğumuzu, zorda kaldığımızda nasıl kaçtığımızı, acılarla nasıl baş ettiğimizi ve hayatı nasıl ertelediğimizi de bu yolculukta keşfederiz. Aynı zamanda, kendi hikâyemizdeki tekrarların, aynı yola çıkan tıkanışların da farkın varmaya başlarız.

Çocukluğuna inmeye karar veren insanlar, yüreğinde öfkeyi büyütmeden oradan çıkmayı başarabiliyorlarsa eğer, aslında büyümeye de niyet etmiş olurlar...

Psikolog&Psikoterapist




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

25.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (21.03.2010) - Babalara dair...

  (17.03.2010) - Sepetteki bebek, içimdeki ben

  (14.03.2010) - Özgüvenli olsun derken, bencil mi oldular?

  (10.03.2010) - Karşılaştırma yapmak öfke doğurur

  (03.03.2010) - Karşılaştırma yapmak öfke doğurur

  (24.02.2010) - Ben sadece üzgün bir kadınım...

  (16.02.2010) - İlk seanslarda neden ağlanır?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl