04 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Yemin bozma kefareti


A+ | A-

Hüseyin Gültekin: “Yeminin çeşitleri ve kefareti hakkında bilgi verir misiniz? Bu hastaneye uğramayacağım diye yemin eden birisi; yıllar sonra söz konusu hastanenin kadrosu, sahibi ve hastane adı değişmiş olsa ve bina yenilenmiş olsa aynı yemini geçerli olur mu? Yoksa yemininin güncelliği geçmiş mi olur? Bu durumda söz konusu hastaneye uğrasa kefaret ödemesi gerekir mi?”

Yemin, bir işi yapmak veya yapmamak hususunda ileri sürülen bir iddiayı kuvvetlendirmek için Allah’ın isim veya sıfatlarından birisini şahit tutmak veya kutsal sayılan bir değere yemin ifadesiyle sığınmaktır. Önemli bir ihtiyaç yokken, normal durumlarda yemin etmemelidir. Dili yemin alışkanlığından kurtarmalı, her zaman sadeliği ve doğruluğu esas almalıyız.

Ancak bazen, ciddî, hassas ve önemli görülen konulara bağlı olarak yemin bir ihtiyaç olur. Bu durumda da yemin doğru sözümüzü teyit eden bir şemsiye olur. Aksi takdirde olur olmaz şeylere yemin etmek ve yemini bir sakız gibi ağzımızda çiğneyip durmak mekruhtur.

Üç çeşit yemin vardır. Bunlar:

1- Lağv yemini.

2- Geçmişe dönük haberleri doğrulamak amacıyla yapılan yeminler.

3- Geleceğe dönük akit ve sözleşmeleri kuvvetlendirmek için yapılan yeminler.

Bunlara sırayla temas edelim:

1- Lağv Yemini: “Lağv” tabiri Kur’ân’a aittir. Kur’ân, “doğru olduğu sanılarak, dil alışkanlığı ile veya yanlışlıkla” yapılan yeminleri bu tâbirle zikreder. Ve bu tür yeminlerden dolayı sorumluluk olmadığını bildirir. Âyet şöyledir: “Allah sizi lağv türü yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz. Lâkin bilerek yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar. Allah gafûrdur, halîmdir.” 1

Lağv yeminine “alışkanlık yemini” de denebilir. Kişinin dilinin kasıtsız ve bilinçsiz olarak yemin cümlesine kayması ve takılıp kalması bu cümledendir. Bu, bir yemin sayılmaz. Çünkü bu tür yeminler bir işi sağlama almak veya ispatlamak kastıyla yapılmış değildir. Bunlar, mânâsı düşünülmeden, kendiliğinden ağızdan çıkıveren sözlerden ibârettir. Meselâ herhangi bir konuşma sırasında ikide bir “Evet, vallahi... Hayır, vallahi” gibi sarf edilen sözler lağv sözleridirler. Yemin değildirler. Bu sözlerin kefareti, mümkün mertebe dili bu sözlerden temizlemektir.

2- Geçmişe dönük haberleri teyid eden yeminler. Bu tür yeminlere fıkıh dilinde “gamûs yemini” de denmektedir. “Vallahi ben falan işi yaptım” veya “Allah’a yemin ederim ki, ben o kişiyi görmedim” gibi yapılan yeminler bu türdendir. Geçmişe dönük sözlerle ilgili yapılan yeminlerin şer’î mânâda yemin olduğunun delili şu âyettir: “O sözleri söylemediklerine dair Allah’a yemin ediyorlar.” 2

3- Geleceğe dönük akitleri ve verilen sözleri kuvvetlendirmek için yapılan yeminler. Bu tür yeminlere de fıkıh dilinde “Mün’akit yemin” denmiştir. “Vallahi şu işi yapacağım”, “Billahi oraya girmeyeceğim” gibi ifâdelerle, gelecekle ilgili işlere dönük verilen sözleri kuvvetlendirmek için yapılır. Peygamber Efendimiz’in (asm), “Allah’a yemin ederim ki, ben Kureyş’e savaş açacağım” 3 sözü gelecekle ilgili yapılan yemine bir örnektir.

Lağv yemini için kefaret gerekmiyor. Fakat dili böyle alışkanlıklardan temizlemek gerekiyor.

Diğer yemin türlerine gelince: Gerek geçmişe dönük haberlerle ilgili yalan yere bilerek yapılan yeminler için, gerekse geleceğe dönük akit ve sözleşmelerle ilgili yalan yere bilerek yapılan yeminler için kefaret ödemek Allah’ın emridir, yani farzdır. Bu tür yeminlerle eğer birisine zarar vermişsek ve bir kul hakkını ihlâl etmişsek, önce zararı telâfi etmeli, kul hakkını ortadan kaldırmalı; sonra adamla helâlleşmeli; ardından da tövbe ederek yeminin kefaretini ödemeliyiz.

Yeminin kefareti için sırayla: 1- On fakiri yedirmek, 2- On fakiri giydirmek, 3- Mü’min bir köle âzâd etmek şıklarından herhangi birisi tercih edilir. Eğer bunları yapmaya imkân bulunamaz veya bunlara güç yetirilemezse, yalan yere yapılan her bir yemin için üç gün oruç tutulur. 4

Yemin eğer bir farzı terk etmeye, Müslümanlar arası barışı bozmaya, Müslümanların zararına, bir musîbetin gelmesine veya bir menfaatin engellenmesine sebep olacak şekilde yapılmışsa; yemin bozulur, yani yemine uyulmaz ve yapılan yemin için kefaret ödenir.

“Bu hastaneye gitmeyeceğim” diye yemin etmek, esasen kendini bir menfaatten mahrum etmeye yönelik bir yemindir. Aslında böyle mahrumiyet yeminleriyle insanın kendi kendisini ve geleceğini bağlamasına lüzum yoktur. Bu tehlikelidir. Hoşuna gitmiyorsa gitmez. Ama bir şekilde yemin yapılmışsa, ihtiyaç olduğunda yemin bozulur ve kefaret ödenir.

Böyle yıllar sonra kadrosu, sahibi, yönetimi, adı ve binası değişmiş olan bir kurumu yeni bir kurum saymak ve yeminin bu yeni kurumu kapsamadığını düşünmek mümkündür. Fakat kefaret ödemenin gündemden kalktığı kanaatine varılsa bile, yapılan yeminin kefaretini ihtiyaten ödemek faziletten ve bereketten hâlî değildir. Çünkü kefaretin hangi şıkkı olursa olsun, ibadet yapılmış olacaktır.

Dipnotlar: 1- Bakara Sûresi, 2/225, 2- Tevbe Sûresi, 9/74. 3- Ebû Dâvûd, 3285, 4- Mâide Sûresi, 5/89.

04.08.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.08.2010) - Hz. Peygamber’den (asm) altın prensipler

  (02.08.2010) - Berzaha duâ nakleden mânevî radyo

  (01.08.2010) - Çocuksuz aileler ve kimsesiz çocuklar

  (30.07.2010) - Yeni Asya'da Kur'ân coşkusu

  (29.07.2010) - Reenkarnasyon batıl inançtır

  (27.07.2010) - İbadeti ihmal büyük bir cürümdür

  (26.07.2010) - Elli seneye denk bir ibadet gecesi

  (25.07.2010) - Boşanmada nezaket usûlü

  (23.07.2010) - Sesteki helâl güzellik

  (21.07.2010) - Yirmi Dördüncü Lem’a’nın diliyle tesettür


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.