02 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Recep TAŞCI

Sihirli anahtar


A+ | A-

Geçen hafta; Düşük kurun ekonomiye verdiği zararlardan söz ettik.

Ve sorduk: “Öyleyse neden bu ısrar?”

Şimdi cevaplıyoruz. Sanayici... İhracatçı... Ekonomistler... Hatta hükümet... Herkes şikâyetçi.

Buna rağmen, düşük kur sevdasından bir türlü vazgeçilemiyor.

Çünkü düşük kur... Sihirli anahtar. Sanal cennetlerin kapısını açıyor. Ekonomide pembe tablonun oluşmasının baş mimarı.

Ekonomik verileri parlatıyor, göz kamaştırıyor. Gerçekleri örtüyor. Enflasyonu düşürüyor.

Millî geliri arttırıyor. Carî açığı kapatıyor. Borsayı coşturuyor. Dış kredi maliyetini aşağıya çekiyor.

En önemlisi, halk bol ve ucuz mal bulabiliyor.

Nasıl mı? Sırasıyla anlatalım.

Enflasyon... 25 yıl ekonominin üzerine kâbus gibi çöken, halkı ezen enflasyon canavarı, çift haneli rakamlardan tek haneli rakamlara hapsedildi.

Güzel. Gayet memnuniyet verici bir tablo gibi görünüyor. Bu mahkûmiyette düşük kur anahtar rol oynuyor.

Şöyle somut bir örnekle izaha çalışalım. 1 Dolar = 1,5 TL olduğunu varsayalım.

Yine varsayalım ki, ABD’de bir kalemin satış fiyatı 1 Dolar olsun. Bir iş adamı bu kalemi ithal etmek isterse 1,5 TL karşılığında 1 Dolar ödeyecek. Diğer maliyet unsurlarını ve kârı bir an için ihmal edersek, bu kalem ülkemizde 1,5 TL’den satılacak.

Dolar ucuzlar da… 1 Dolar = 1 TL olursa... Kalemin fiyatı 1 TL’ye inecek. Enflasyon da böylece düşecek!

Millî gelir... Dolarla ifade edilir. Dolar ucuzladıkça durduk yerde üretim artışı olmadan millî gelir büyür!

Ne sihirdir ne keramet, düşük kurdadır marifet.

Meselâ; Millî gelir 900 milyar TL ise; 1 Dolar = 1,5 TL’ye göre dolar cinsinden millî gelir 600 milyardır.

Dolar 1 TL’ye eşitlenirse; Millî gelir 900 milyar dolara fırlar. Bir kalemde 300 milyar dolarlık bir artış.

“Millî geliri şu kadar arttırdık” diye övünmek gayet normal algılanırken…

Realitede… Cebine giren çıkan bir şey olmadığından, vatandaş da şaşkınlıkla dinler.

Carî açık...

Türkiye döviz gideri gelirinden fazla olan ülke... Yabancının kesesinden yiyor! Bunun için düşük kur şart.

Tabiî, yanında yüksek faiz de olmalı… Aksi halde, sıcak para akışı aksar, iktidar koltuğu sallanır.

Hiçbir hükümet bunu göze alamaz.

Borsa... Düşük kur-yüksek faizin tahrik ettiği sıcak paranın bir kısmı borsaya yönelince, esasen sığ olan borsa hareketlenir, endeks rekor kırar, bazıları bunu ekonominin iyiye gittiğinin işareti sanır.

Dış kredi maliyetleri... Dış kredi kullananlar, kurların düşük seyretmesinden dolayı kazançlarını katlarlar.

Halka gelince... Her çeşit ithal malı ucuza satın alır. Bütün bunlar “Düşük kurda ısrar” sebebini açıklamaya yetiyor. Yetkililer kıllarını kıpırdatmıyor.

Kılıf da hazır. Hükümet; “Kur ayarlamasından Merkez Bankası sorumludur” diyerek işin içinden sıyrılıyor.

Merkez Bankası da; “Dalgalı kur rejiminde döviz fiyatları serbest piyasa şartlarında oluşur” gerekçesiyle topu taca atıyor.

Oysa ortada serbest piyasa şartları filan yoktur. Kurun fiyatını; enflasyon, dış ticaret, borçlanma ve faiz gibi faktörler belirler. Diğer ülkelere göre... En yüksek faizi verirseniz... Elbette para size gelir.

Gelen bu para da piyasada bolluk oluşturacağından döviz fiyatını düşürür.

Bu kadar basit. Küresel dünyada şartlar eşitse, serbest piyasadan bahsedilebilir.

O yüzden, kimse “serbest piyasa” bahanesini ileri sürmesin.

Neticede; ne kadar bağırsak da, çağırsak da tatlı rüyadan uyanmamak için düşük kurla bir süre daha yaşamak zorundayız. Varsın yerli üretim, ihracat, tarım, hayvancılık darbe yesin, işsizlik can yaksın, yabancılar sırtımızdan zenginleşsin...

Yeter ki... Ekonomi işlesin!

02.08.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.07.2010) - Neden bu ısrar?

  (19.07.2010) - Yüzmilyonun hesabını kim verecek?

  (12.07.2010) - Daha ne olsun...

  (05.07.2010) - Herkes başının çaresine bakacak

  (28.06.2010) - Tahtaravalli

  (21.06.2010) - Normal mi?

  (14.06.2010) - Diplomatik başarı mı?

  (07.06.2010) - Kelin merhemi olsa başına sürer

  (31.05.2010) - Nerde bu milyonlar?

  (24.05.2010) - Komşu komşunun külüne muhtaçtır


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.