28 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

“Dinî vecîbe”ye bigâne…


A+ | A-

Anayasa’nın 136. maddesiyle devletin din işleriyle ilgili yetkili kuruluşu Diyanet İşleri Başkanlığının “kuruluş ve görevleri” hakkındaki 633 numaralı kanunla kuruma, “İslâm dininin inançları, ibâdet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak” vazifesi verilir.

Yine aynı kanunla verilen “yetki ve sorumluluklar”a dayanılarak, tesettür ve başörtüsünü dinî, hukukî ve diğer yönlerden inceleyen Diyanet’in en yetkili dinî-ilmî kurulu Din İşleri Yüksek Kurulu, başörtüsünün “dinî vecîbe” olduğunu hükme bağlar.

Yüksek Kurul, 12 Eylül darbesinin akabinde 30.12.1980 tarihli 77 nolu kararda, öncelikle İslâm’ın temel kitabı Kur’ân’ın âyetlerinden hareketle, öncelikle “Mü’min kadınlara da söyle; gözlerini bakılması yasak olan şeylerden çevirsinler. İffetlerini korusunlar. (El, yüz, ayak ile bu uzuvlarda bulunan yüzük, kına ve sürme gibi) kendiliğinden görünenler müstesna ziynetlerini açmasınlar, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar…” emrinin buyrulduğu Nûr Sûresinin 31. âyeti esas alınır.

Ahzab Sûresi’nin 59. âyetindeki, “Ey Peygamber; eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üzerlerine dış elbiselerini giysinler; bu, onların iffetli bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar” hükmü zikredilir…

“BAŞÖRTÜSÜ DİNİN KESİN EMRİDİR”

Kararda, İslâmiyet’ten önce (cahiliyyet devrinde) kadınlardan başlarını örtenlerin örtülerini enselerine bağladıkları veya arkalarına salıverdikleri, boyun ve gerdanlarını açık bıraktıkları belirtilerek, “Cenâb-ı Hak bu âyet-i celile ile câhiliyye devrinin bu âdetini kesinlikle yasaklamış; Müslüman kadınlara başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun ve gerdanlarını örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir” yazılır.

Kur’ân-ı Kerim’in mücmel hükümlerini tefsir yetkisinin evvelâ onu tebliğ ile görevli Peygamberimize ait olduğu gerçeği açıklanır. Hz. Aişe’nin naklettiği, yüz ve elleri hâriç tutan sahih bir hadis kaydedilir.

Mezkur âyetlerin, Müslüman hanımların evlerinden çıkarken üzerlerine vücut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafeti ile sokağa çıkmamaları emredildiğine sarahat getirilir. Bu konudaki bütün âyet mealleri ve hadislerden, İslâm müctehid ve fakihlerinin, Müslüman kadınların sadece namaz kılarken değil, namaz dışında da vücudun el, yüz ve ayaklar dışında kalan kısımlarını, aralarında dinen evlilik câiz olan yabancı erkekler yanında açık bulundurmamaları gerektiği hükmünde ittifak ettikleri bildirilir.

Keza İslâmî hükümlerin iki temel kaynağı olan Kitap (Kur’ân) ve Sünnet (Peygamberimizin yaşayışı, emirleri ve buyruklarını ihtiva eden) delilleri yanısıra, İslâm’ın doğuşundan ashab ve tabiîn devirlerinden itibaren günümüze kadar bu hususun on dört asırdır bütün İslâm dünyasında daima böyle anlaşıldığı ve uygulandığı; böylece kadınların tesettürü meselesinde her asırda icma-i ümmet (ümmetin görüş birliği) meydana geldiği hatırlatılır. Nitekim, hiçbir İslâm âliminin bu hükme aykırı bir şerhi olmadığına dikkat çekilir…

Yine Din İşleri Yüksek Kurulu’nun “Tesettür” konulu 6 nolu 3.2.1993 tarihli bir diğer kararında, İslâm dininde kadının kıyafeti ile ilgili yapılan incelemede, âyetlerde zikredilen İlâhî emirlerle ve tesettürle ilgili pek çok hadis-i şerifle, kadınların örtünmesi ve başörtüsü açıkça târif edilir.

Ayrıca “dinimizin emrettiği örtünmeden maksat” izâh edilmekte. Kararın “netice” kısmında, “Kadınların, âyette “kendiliğinden görünenler” ifadesiyle vücudun el, yüz ve ayakları dışında kalan kısımlarını, aralarında dinen evlilik câiz olan erkekler yanında, vücut hatlarını ve rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise (örtü) ile örtmeleri; ve başörtülerini, saçlarını, başlarını, boyun ve gerdanlarını iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmaları, dinimizin; Kitab, Sünnet ve İslâm âlimlerinin ittifakı ile sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları dini bir vecîbedir” yazılır…

“KARARLAR” AİHM’E BİLDİRİLMİYOR!

Peki bütün bunlara rağmen, ilk AKP hükûmetinin kurulduğu gün (16 Kasım 2002) kamuoyuna deklâre edilen Âcil Eylem Plânı’nda, seçim bildirgeleri ve hükûmet programlarında YÖK dahil 12 Eylül darbesinden kalma bütün antidemokratik kurumları ve yasakları kaldıracağını söz verdiği halde ancak iktidarının altıncı yılında başörtüsü yasağını hatırlayan siyasî iktidar, AB ve AİHM’e anayasal kurum Diyanet’in “başörtüsü dinî vecîbedir” kararını bildirmemekte. Dahası, Leyla Şâhin davasında olduğu gibi, Dışişleri Bakanlığı’nın Strasboug’a gönderdiği “hükûmet savunması”nda, tıpkı azılı yasakçılar gibi başörtüsünü “laikliğe aykırı”, “gerginlik sebebi” ve “siyasî simge” niteleyip eğitim hakkını gasbeden yasağı onaylamakta. Sekiz yıllık iktidarında, AİHM nezdinde etkili olacak, “dinî vecîbe” olgusunu hâlen nazara vermemekte. Diyanet’in fetva ve görüşünü iletmemekte…

Ve en son Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sakındırdığı, mevzuatta hiçbir yasaklama hükmü bulunmayan yasadışı yasak için “yasa çıkarma” girişimiyle kalmayıp, yasağın kaldırılmasını isteyen Anamuhalefet Partisi’ne “yasa teklifi” vâhim önerisinde bulunmakta. Yasaya gerek olmadan demokratik irâde ile sağlanacak bu en tabii insan hakkının ve inanç özgürlüğünün yaşanmasında kırılganlık, zâfiyet ve siyasî kıskançlık sergilemekte… Neden? Niçin bile bile aynı yanlışta ısrar ediliyor?

28.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.09.2010) - Vartaya dikkat!

  (25.09.2010) - Tartışılacak değişiklikler…

  (24.09.2010) - “12 Eylül’ü yargılama” karmaşası…

  (23.09.2010) - Statüko nasıl aşılacak?

  (22.09.2010) - Sıra “uyum yasaları”nda…

  (05.09.2010) - Leyle-i Kadrin duâsı ve dâvâsı…

  (04.09.2010) - Bediüzzaman’ın hâdiseleri tefsiri…

  (03.09.2010) - Ramazan, işgal ve zulüm… (3)

  (02.09.2010) - Ramazan, işgal ve zulüm… (2)

  (01.09.2010) - Ramazan, işgal ve zulüm… (1)


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.