04 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

Bediüzzaman’ın hâdiseleri tefsiri…


A+ | A-

Bediüzzaman, “Sefâhette ve dalâlette bozulmuş ve İsevî dininden uzaklaşmış, Deccal gibi bir tek gözü taşıyan, kör dehâsı ile rûh-u beşere cehennemî bir hâleti hediye eden” maddeci Batı medeniyetinin gelişmişlik nîmetine şükretmeyip Karun gibi şirke düştüğü tesbitini yapar.

Bu yüzden günâhlarının iyiliklerine gâlip geldiğini ifâde eder. “Şu medeniyet-i Avrupaiye öyle bir semâvî tokat yedi ki, yüzer senelik terakkîsinin mahsulünü yaktı, tahrip edip yangına çevirdi” hükmüna çıkarır. (Kastamonu Lâhikası, 17)

Bugün insanlık ve bilhassa İslâm dünyası, zâlimlerin satranç oyunlarıyla işgal ve zulüm altında inliyor. Ülkeler, şehirler, kasabalar, evler bombalanıyor. “Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyan ile, nev-i beşer tam tokada kendini müstahak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak” gerçeğince, bütün mâsum ve mazlûmlar bu zulüm ve tahribatından hissesini alıyor. (Emirdağ Lâhikası, 31-32)

Zâlim işgâl güçleri Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de, Keşmir’de çocukların, kadınların, yaşlıların üzerine tonlarca bomba yağdırdı, yağdırıyor. Makinalı tüfeklerle tarıyor. İran’a, Somali’ye, Yemen’e, Sudan’a sudan bahaneler arıyor. Terör tezgâhlıyor, şiddet ve vahşet yapıyor, barbarlık provalarında bulunuyor…

“Beşerin (insanlığın) perişâniyetini ihzar eden (hazırlayan) gaddarlar ve kendi menfaati için insan âlemine ateş veren hodgam (kendini beğenen ve yalnız çıkarını düşünen), alçak insî şeytanlar”, çeşitli ifsadlarla mazlûmları kargaşayla ihtilâf ve çatışmaya sürükleme plânında. (Kastamonu Lâhikası, 79-80)

Bediüzzaman’ın bundan doksan yıl önce nazara verdiği, “Hutûvât-ı Sitte (Şeytanın altı aldatması)” adlı eserinin başında belirtilen, “beşerde (insanlarda) insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekârâne siyasetiyle cihânın her tarafına kundak sokan el hannas (şeytan)”, “zamanın insî şeytanları“ olarak işbaşında. Hem zulüm yapıyor; hem de İslâm âlemini ifsad için “habis ve muzır mâdenleri fiilî propaganda ile işlettiriyor.”

ZULME RIZÂ…

Zâlimlerin satranç oyunlarının oynandığı “yeni dünya düzeni”nin insanlığı sevk ettiği tablo, Bediüzzaman’ın, “Ey beşerin nefs-i emmâresi!” hitâbıyla yaptığı şu temsildeki misâle benziyor:

“Görüyoruz ki, her adım başında biçare, âciz bir adam bulunur. Zâlimler hücum edip malını, eşyasını gasp ederek kulübeciğini harap ediyorlar. Bazen de yaralıyorlar. Öyle bir tarzda ki, acınacak haline semâ ağlıyor. Nereye bakılsa, hal bu minval üzere gidiyor. O yolda işitilen sesler zalimlerin gürültüleri, mazlumların ağlayışları olduğundan, umumî bir matem o yolu kaplıyor. İnsan, insaniyet cihetiyle gayrın elemiyle müteellim olduğundan, hadsiz bir eleme giriftar oluyor…(Lem’alar, 119 -120) Kısacası Bediüzzaman’ın ifâdesiyle, “Bin mâsum çoluk, çocuk, ihtiyar, hasta bulunan bir yerde, bir iki düşman askeri bulunmak bahanesiyle bombalarla mahvediliyor, milyonlarla mâsumun kanını heder ediliyor.” Ve “hiçbir kanun-u adâlete ve insâniyete ve hiçbir dustur-i hakîkate ve hukuka muvafık gelmeyen ve milyonlarla mâsumların kanlarıyla yoğrulmuş gaddarâne zulümler” yaşanıyor. (a.g.e. 161-162)

Bundandır ki Bediüzzaman, “Gerçekten insan çok zâlim ve câhildir” (Ahzâb Sûresi, 72), “Zulmedenlere en küçük bir meyil göstermeyin; yoksa Cehennem ateşi size de dokunur” (Hûd Sûresi, 110) âyetlerinin terfisiyle yeryüzündeki hâdiseleri tahlil edip ikaz ediyor.

“Efkâr-ı ammenin tehditlerle, korkularla hîlelerle mukakeme-i akliyesinin kapatılıp” zulme alkış tutması, çoğu insanların o zâlimlerin zulümlerine fiilen bizzat katılarak veya itarafgirlik göstermesiyle yahut en azından ses çıkarmamasıyla, bigâne kalmasıyla mânen iştiraki, umumî mûsîbete sebebiyet verdiriyor. (Sözler, 158)

Zâlimlerle işbirliği, umumî musîbetin sürmesine, şiddetlenmesine İlâhî kadere fetva verdiriyor. (Kastamonu Lâhikası, 24)

“AY’, ‘VAY’ VE ‘AHLAR’, RAHMETLİ

BİR BULUT TEŞKİL EDECEKTİR…”

Kur’ân-ı Kerim’de, “Böylece Biz nice zâlim beldeyi- ülkeyi- memleketi helâk ettik ki, şimdi onların yerinde altı üstüne gelmiş ıpıssız yıkıntılar-harabeler, kullanılmaz halde terk edilmiş kör kuyular, nice daha önce görkemli/süslü/bakımlı bomboş duran yüksek köşkler- saraylar vardır” haberi verilir. (Hac Sûresi, 45))

Eski Peygamberlerin helâk olan kavimlerine dair âyetlerde, Karun gibi, dünyevî zenginliğin, gelişmişliğin şükrünü etmeyerek, maddî medeniyeti ile böbürlenip bunu mazlûmlar ve mâsumlar için tahakküm aracı olarak istimal eden zâlimlerin zulûmlerin akıbeti nazara verilir.

Ayrıca, “Onlar tuzak kurdular, biz de farkında olmadıkları bir sırada onlara bir tuzak kurduk. Onları da, kavimlerini de toptan helâk ettik. İşte harâbeler, onların zulümleri yüzünden çöküp gitmiş evleridir. Şüphesiz ki bunda ilim ve idrâk sahibi bir topluluk için büyük bir ibret vardır” buyuruluyor. (Neml Sûresi, 50,51,52)

O zaman Bediüzzaman’ın, “Ümidim kavîdir ki: Çok mâsumların kalblerinden hararet-i hüzünle tebahhur eden ‘ay’, ‘vay’ ve ‘ah’lar, rahmetli bir bulut teşkil edecektir. (Divân-ı Harb-i Örfî, 52)

Bediüzzaman’ına bundan tam bir asır önce Hutbe-i Şâmiye’de “ye’sin (ümitsizliğin) rağmına olarak bütün dünyaya işittirecek derecede kat’î kanaatle müjdelediği istikbâl tahakkuk edecektir: “İstikbâlin kıt’alarında hakîkî ve mânevî hâkim olacak ve beşeri dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek yalnız İslâmiyettir.” “İstikbâl, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak. Ve hâkim, hakaik-i Kur’âniye ve imaniye olacaktır…” (82-84)

Vefâtının yıldönümünde rahmetle anıyoruz…

04.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.09.2010) - Ramazan, işgal ve zulüm… (3)

  (02.09.2010) - Ramazan, işgal ve zulüm… (2)

  (01.09.2010) - Ramazan, işgal ve zulüm… (1)

  (31.08.2010) - Terör şantajıyla “özerk Kürdistan” şartı…

  (30.08.2010) - Kitap ve Kültür fuarları…

  (29.08.2010) - “Görüşme” ya da “pazarlık” ve akıbeti…

  (27.08.2010) - Siyasetin dine saygısı…

  (26.08.2010) - “Türban raporu”

  (20.08.2010) - “Ramazan eğlenceleri…”

  (19.08.2010) - Bayat bir “proje”


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.