20 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Vehbi HORASANLI

İşbölümü ve şahsî teşebbüs


A+ | A-

Günümüzde ekonomi ve toplum hayatı ile ilgili iki temel görüş öne çıkmaktadır. Birincisi sosyalizm, diğeri ise liberalizmdir. Hemen hemen her konuda birbirine zıt bu iki ekonomi anlayışı birbiri ile çatışmakta, farklı yaklaşımlar ile kendi teorilerinin üstünlüğünü savunmaktadırlar. Bu yazıda kendimce fikirlerini daha yakın bulduğum Liberalizm’den ve Bediüzzaman’ın eserlerinde yer alan işbölümü ve şahsî teşebbüsten bahsetmek istiyorum.

Adam Smith, serbest piyasa düzenini diğer bir ifade ile liberal ekonomiyi savunan 1723 ile 1790 yılları arasında yaşamış İskoçyalı bir filozoftur. Smith, Hristiyanlığın tahrif edilmesi dolayısıyla genel olarak dinî, ekonominin önünde bir engel olarak görmüştür.

“Ulusların Zenginliği” isimli kitabı ile meşhur olmuştur. Batı dünyasında, konusundaki yayımlanan en nüfuzlu kitap olduğu söylenebilir. 1776’da piyasaya çıktığında, İngiltere ve Amerika’da serbest ticaret anlayışı yaygınlaşmaktaydı ve ekonomik başarı için savunduğu teori ile merkantilizme karşı klâsik bir bildirge haline gelmişti. Bu dönemde Amerika’nın içinde bulunduğu, Kurtuluş Savaşı sonrasında ortaya çıkan fakirlik ve sıkıntılı şartlar, onun düşüncelerinde ne derece haklı olduğunu göstermiştir. Yine de kitap piyasaya çıktığı dönemde, serbest ticaretin yararları konusunda herkes iknâ olmamıştı. Zira kendi ülkesi yani İngiltere halkı ve parlamentosu, merkantilizme uzun süre bağlı kalmıştır.

Thomas Malthus ve David Ricardo gibi ekonomistler, Smith’in bugün klâsik ekonomi olarak bilinen teorisini geliştirmeye yöneldiler ve yazmış oldukları eserlerle modern ekonominin gelişmesini sağladılar. “Ulusların Zenginliği” adlı kitabın ana konularından bir tanesi, serbest piyasanın her ne kadar karmaşık ve denetsiz gözükse de aslında sözde bir “görünmez el” tarafından doğru miktarda ve çeşitlilikte üretim yapmak için yönlendirildiğidir.

Smith, bütün gücüyle sanayi gelişimini engelleyen modası geçmiş devlet kısıtlamalarına saldırıyordu. Nitekim ekonomik sürece olan çoğu hükümet müdahalesinin, gümrük vergileri de dâhil, verimsizliğe ve uzun dönemde yüksek fiyatlara yol açtığını savunmuştur. Her şeyin oluruna bırakılmasını savunan bu “laissez-faire” yani “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” teorisi ileriki yıllarda, özellikle 19. yüzyılda, hükümetin koyduğu kanunları derinden etkilemiş, dünyada büyük yankı yapmıştır. Smith’e göre, iktisadî hayat bireycidir ve bu bireycilik insanların tabiî yapısından kaynaklanmaktadır. Kişisel menfaat iktisadî hayat için itici bir güçtür. Kişi fıtratı gereği en az zahmetle en çok tatmine ulaşmaya çalışacaktır. İşte şahsî teşebbüs adı verilen düşünce sisteminin gelişmesinde Smith’in büyük rolü olmuştur.

Serbest piyasa düzeni veya bir başka ifadeyle tam rekabet şartlarında kişiler ve firmalar kendi çıkarlarını maksimum düzeye çıkarırken, aynı zamanda toplumun da çıkarına hizmet ederler. Örnek olarak, tam rekabet ortamında fiyatlar düşer ve fiyatlar düşünce de bundan tüketiciler yararlanır. Tam rekabet ortamında üreticiler ve tüketiciler arasında bir çıkar çatışması yoktur ve sonuçlarını eşit şekilde paylaşırlar.

“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” âyetine paralel olarak, toprak yerine insan emeğini servetin kaynağı olarak görmüştür. İşbölümünün sağladığı teknik imkânlarla emeğin üretiminin ve dolayısıyla da millî gelirin artacağını savunmuştur. Smith’in teoriye en önemli katkısı tam rekabet altında kaynakların en verimli düzeyde etkin dağılımı hakkında ilk analizi geliştirmiş ve artı değer kuralını kullanmış olmasıdır. İşbölümüne “toplu iğne fabrikası”nı örnek gösterir.

Smith’in ‘Ulusların Zenginliği’ adlı kitabında en ünlü bölümü işte bu işbölümüyle ilgili olan ilk bölümüdür. 18. yüzyılda yazılmış olmasına rağmen bugün bile çok etkili olmuştur. Smith bu bölümde iş bölümünün üretimi nasıl arttırdığını toplu iğne üretimiyle ilgili bir örnekle açıklar. Tek bir kişi, yapılması için on aşaması olan bir iğneden günde sadece on tane yapabilmektedir; fakat her aşamayı yalnızca bir kişi yapsa, yani on kişi çalıştırsa bir günde üretilen iğne sayısı 4800’e çıkıyordu. Ama her biri, her aşamayı yapsaydı sadece 100 iğne üretilecekti. Bu demek oluyor ki, işbölümü sayesinde iğne üretimini 48 kat arttırmıştır. Ayrıca işçinin belli bir aşamada uzmanlaşması sayesinde o teknolojiyi kullanmanın yeni yolları bulunarak arttırılabilir, bu da daha hızlı üretime sebep olur.

Uluslar arası bakımdan işbölümü, dünyayı çok geniş bir atölye haline getirmiştir. Bu atölyede emek en elverişli yere gidecek, en az zamanı gerektiren faaliyetleri arayacaktır. İş bölümü, üretimi arttıracağından dolayı piyasaların genişlemesini ve büyük piyasaları zorunlu kılacaktır.

Devlet ekonomik hayata müdahale etmemelidir. Devletin müdahalesi özel sektörün üretemediği veya yapamadığı konularda olmalıdır; savunma, güvenlik, adalet gibi. Eğer devlet çok vergi alırsa, vergiler üretimi kısacağından dolayı ülke durgunlukla karşı karşıya kalabilir. Bu müdahale hem iç, hem de dış ekonomi için geçerlidir. Eğer devlet vergilerle bir malın ithalatını azaltırsa bu, içerde o malın üretiminin tekelleşmesini arttırmaktadır. Uluslar arası iş bölümünden yararlanmak için ürünlerin ülkeler arasında serbestçe mübadele edilmesi gerekir.

Ekonomik hayat mal ve hizmet üretimi olduğu için, Smith üretime önem vermiştir. Üretimin arttırılması, emeğin verimine bağlıdır. Verimlilik artışı işbölümü, tam rekabet, iktisadî hürriyet, tasarruf ve sermaye birikimi ile mümkündür.

Bediüzzaman, İhlâs Risâlesi’nde işbölümünün öneminden bahsetmiş ve Smith’in “iğne örneği”ne yer vermiştir. Ayrıca Divan-ı Harb-i Örfi isimli eserinin son kısmında şahsî teşebbüsle ilgili olarak şu ifadesi mevcuttur: “Evet, mazinin sahralarında keşmekeşliğinize sebebiyet veren, her birinizdeki meylü’l-ağalık ve fikr-i hodserâne (başkalarının düşüncelerine önem vermemek) ve enaniyet; şimdi ise istikbalin saadetsaray-ı medeniyetinde fikr-i icada ve teşebbüs-i şahsiyeye ve fikr-i hürriyete inkılâp edecektir, İnşâallah.”

Evet, sevgili okuyucular, ekonomi ile ilgili yaklaşımlarda, Bediüzzaman’ın fikirlerine de müracaat edilmeli ve istifade etmeye çalışılmalıdır. Burada sadece kısa bir bölümüne yer verdiğimiz sözleri ışığında çalışmalar yapılmalıdır. Unutmamak gerekir ki, Risâle-i Nur Külliyatı her konuda büyük bir hazine olup, şerh edilmesi yani daha geniş bir şekilde ele alınarak istifade edilmesi gereklidir, vesselâm…

20.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.10.2010) - İşbölümü ve şahsî teşebbüs

  (16.10.2010) - Yeni Asya’nın büyük başarısı

  (14.10.2010) - Yemin metinleri

  (10.10.2010) - Kaptanın Seyir Defteri

  (07.10.2010) - Elektronik silâhlara karşı süngü

  (02.10.2010) - Lisân-ı mâderzad (anadil)

  (29.09.2010) - Müjdeli bir haber

  (24.09.2010) - Hükümetten beklenen

  (21.09.2010) - Zaman istişare zamanıdır

  (19.09.2010) - Nurcu olmak suç mudur?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.