08 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Affetmek öfkeden vazgeçmektir


A+ | A-

Neden, kime, neye bu öfkemiz?

Kendimizi kontrol edemeyip hırçınlaştığımızda neyin savaşını veriyoruz, neyi anlatmaya, neyi anlamaya çalışıyoruz?

Neyi yaşamaya uğraşıyoruz?

Neyin hesabını kimden soruyoruz, kime ödettiriyoruz?

Kimleri niye suçluyoruz?

Kendimizin ve seçimlerimin bunda hiç mi payı yok?

Ne kadarını biz seçiyoruz acılarımızın…

Neden aynı şeyleri, aynı yerlerde arıyoruz?

Bulamadıklarımızı neden aynı yerlerden, aynı kişilerden soruyoruz?

Ne çok soru var ve ne çok cevap, sınırlarımızın ve gücümüzün nerede başlayıp nerede bittiğini her zaman tam olarak bilemediğimiz süreçler yaşıyoruz. Hayallerimiz var, arzularımız ve isteklerimiz var. Bütün bunlar engellendiğinde ve istediğimiz gibi olmadığında öfkelenip kızıyoruz. Hırçınca tepkiler verip, bağırıyoruz. Hiç istemediğimiz, hatta söylerken bile pişmanlık duyduğumuz sözler sarf ediyoruz.

Çoğu zaman gösterdiğimiz tepkinin asıl olaydan kat kat daha büyük olduğunu bildiğimiz halde, öfke tepkisi bir salıverilince toparlamak da kolay olmuyor. O âna ve o tepkiyi verene kadar ki bütün aşamalar yavaşlatılarak tekrar gösterilse, eminim ki o öfkeyi hazırlayan birçok etkenin peşi sıra gelerek olumsuz sonucu hazırladığı fark edilecektir.

Tepkimiz çoğu zaman sebep olandan daha fazlasıdır. İnsan nefsi olumsuzlukları biriktirmek ve birleştirmek de oldukça mahirdir. Duyduğunu, gördüğüyle birleştirip, hayal gücünü ve korkularını da ekleyince kendi senaryolarının kurbanı bile olabilir. Kendi başına gelmemiş bir şeyde bile, yaşamışçasına kaygılanıp, muhtemel olanı zihninde gerçeğe çevirebilir. Yani aslında öfkelendiğimizde o an çok da bilincinde olmadığımız birçok şeyin etkisiyle bu tepkiyi veririz. Bu noktaya geldikten sonra geri dönüşte zordur.

Affetmek ise nefse ve onun alışkanlıklarına ağır gelir. Kalp affetmeyi sever ve bundan lezzet alır. Bilir ki, affetmek öfkeden vazgeçmektir. Affettiğinde öfkenden, kızgınlığından, kırgınlığından ve içini tüketen, ruhunu yoran her şeyden de vazgeçersin. Seni sağlıklı düşünmekten, yetişkin gibi davranmaktan alıkoyan, bütün büyüttüğün yönlerini geriye döndüren bu duygulardan da vazgeçmiş olursun. Affeden insan kendine ciddî bir iyilik yapmış olur. Duygularını, kalbini ve ruhunu korumuş, saklamış ve sakınmış olur.

Karşısındakinden çok kendine yönelik bir hediyedir affetmek…

Gün boyunca içindeki kızgınlığın seni yiyip bitirmesinden, düşüncelerini alt üst etmesinden ve zihnini yormasından kurtulursun. Peşi sıra gelen birçok olumsuz duyguya da set çekersin. Bazen küçücük bir olay, öfkeyle bir deve dönüşür, dev gibi bir hal alır. Kocaman bir toz bulutunun içinde kaybolmuş gibi hissedersin. Yaşadığın olay hayatın tamamı gibi gelmeye başlar. Yaşadığın ve yanında olan güzellikler görünmez olur. Tek bir olaya ve kişiye kilitlenip, yoğun öfke hissetmek, hayatın tamamını görememeye ve kaçırmaya yol açar. Yolunda giden, aksamadan devam eden, sevdiğin ve yanında olan diğer şeyleri de fark edemez olursun.

Öfke kendinden çalmaktır. Kendine kızmaktır, hep kendinden harcamaktır. İçinde güzel, iyi ve doğru ne varsa ondan harcarsın… Bu ise sermayeyi tüketmek gibidir. Üretmeden, yıllarca büyüttüklerini ve beslediklerini tüketirsin. Sevmeyi, vermeyi ve dinlemeyi öğrenmen kaç seneni aldı? Kaç sene sürdü beklemeyi öğrenmen, sabırlı olmaya çalışman?

Hepsi için verdiğin emek, öfkenle harcanır gider. Sen olduğun için, sevilerek yaratıldığın için içine konan bütün hücrelerin öfkenin altında ezilir, gider.

Gel bugün, içindeki bütün kızgınlığını ve kırgınlığını affediciliğin serin sularında yıka… İçindeki güzel duyguları öfkenin sisleriyle kirletme… Bırak nefes alsın kalbin… İntikamını basiretinle temizle… Yaşadıklarından öğrendiklerini kendine azık et, ama öfkeni yüreğinde besleme, onu sulayıp sulayıp büyütme ne olur...

08.12.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.12.2010) - Duygularını değil, davranışlarını kısıtlayın

  (28.11.2010) - Boşanma ve çocuk

  (24.11.2010) - Duygularımızı ifade edebilmek

  (21.11.2010) - Kabul etmek onaylamak değildir

  (16.11.2010) - Delete (sil)

  (10.11.2010) - Ev hanımı değil, evin hanımı olmak

  (09.11.2010) - Sevgi her yaraya iyi gelir

  (03.11.2010) - Vazgeçtim...

  (27.10.2010) - Kime benziyor?

  (24.10.2010) - Anne saati geldi mi?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.