08 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Sami CEBECİ

Hava tabakasının en mühim vazifesi


A+ | A-

Dünyamız, kâinatın içinde seçilmiş ve cin ve insanlar için bir imtihan meydanı olarak tercih edilmiştir. Cenâb-ı Hak, kâinat ve dünyayı insan için, insanı da kendisine iman ve ibâdet için yaratmıştır. Bunun dışındaki yorum ve îzahlar, dalâletten başka bir şey değildir. Zirâ, insanı ve kâinatı yaratan Allah’tır. Bu hususta söz söyleme hakkı elbette Allah’a âittir.

Atmosfer dediğimiz ve yerden yaklaşık üç yüz kilometreye kadar yükselen hava tabakalarının vazifeleri ancak Allah (cc) tarafından bilinebilir. Bilebildiklerimiz ise, bilemediklerimizin yanında hiçtir. Canlıların nefes almasından ses ve görüntülerin nakline, yelkenli gemilerin yürütülmesinden gayb âlemlerini ilgilendiren konulara kadar binlerce, hatta milyonlarca vazifesi bulunan hava nimetini basit görmek ve nimet olduğunun farkına bile varmamak gaflet ve dalâletin en dehşetli bir hâlidir.

“Hava unsurunun yüksek ve ehemmiyetli bir vazifesi ‘Kelimât-ı tayyibe O’na yükselir.’ âyetinin sırrıyla; güzel ve mânidar ve imanî ve hakikatli kelimelerin, kalem-i kaderin istinsahıyla ve izn-i İlâhî ile intişar etmesiyle, bütün küre-i havada melâike ve ruhanîlere işittirmek ve arş-ı âzam tarafına sevk etmek için kudret-i İlâhî kaleminin mütebeddil bir sahifesi olmaktır.” (Nur Âleminin Bir Anahtarı, s. 18)

Gökler âlemine kıyasla basit ve hakîr görünen dünyayı canlılarla şenlendiren, hatta ölmüş hayvanların bile bedenlerinde yeni canlılar yaratan Yüce Kudret, semâvât âlemlerini dolduran hadsiz yıldızları da boş bırakmamış ve hadsiz melâikelerle şenlendirmiştir. O melâikeler de bu kâinat memleketinin seyircileri, nihayetsiz san'atlı varlıkların hayret edicileri ve Saltanat-ı Rububiyetin dellâllarıdırlar. Âlemin her tarafında bulundukları gibi, yeryüzünde de vardırlar. İnsanların ağızlarından çıkan Kur’ân-ı Kerim’in âyetlerini, onların hakikatlerini ve bütün güzel kelimeleri iştiyakla dinlerler. İman hakikatlerinin müzakere edildiği sohbet meclislerini doldurup, hayretle dinleyip, orada hazır olanlar için meclis dağılıncaya kadar mağfiretle duâ ederler. Hadislerin bize verdiği haber budur.

Hava tabakası yalnız insanlara ve sâir hayvanâta değil, cin ve melâike denilen ruhanî varlıklara da bir takım vazifeler icrâ ediyor. Bir anda milyarlarca kelimenin yazılıp silindiği bir yaz-boz tahtası olan hava sayfası, bir hadisin mânâsına da işâret ediyor. Bediüzzaman’ın da eserlerinde aktardığı bir hadis-i şerifte haber verilmiş ki: “Bir melâike var. Onun kırk bin başı, her başta kırk bin ağız, her ağızda kırk bin dil ve her dilde kırk bin tesbihat yapıyor.” demek o melek aynı anda altmış dört trilyon tesbihatı bir anda söylüyor. Üstadın yorumu ne kadar ilginçtir: Küre-i hava diyor ki: “Bu hadis benden veya bana nezârete memur melekten haber veriyor. Çünkü, insandaki bütün konuşmalar ve sâir bütün hadsiz sesler, karışmaları içinde karıştırılmadan tam hurufâtıyla ve söyleyenlerin şîveleriyle, mümtaz sesleriyle söylenmek gösterir ki, küllî bir şuurla yapılan bu iş yalnız tek bir zerrenin vazifesi, ne bana, yani küre-i havaya ve ne de bütün esbâba vermesi hiçbir cihet-i imkânı yok. Demek her yerde hazır, nâzır ehadiyet cilvesiyle ve içinde ihatalı bir irâde ve muhit bir ilim bulunan bir kudret-i ezeliyenin cilvesidir. Buna milyonlar şahitlerinden birisi radyodur.” (Nur Âleminin Bir Anahtarı, s. 40)

Yeryüzünde söylenen ne kadar kelimât-ı tayyibe varsa, hususan Arafat’ta söylenen Allahü Ekber ve sâir mübarek kelimeler, semâvât âlemlerini çınlatıp, berzah tabakalarında da dalgalanıp seda veriyor.

Hülâsa; hava tabakası, bilinen-bilinmeyen, madde ve mânâ âlemlerine bakan milyonlar, belki milyarlar vazifesiyle çok büyük neticelere hizmet ediyor. O neticeler, âhiret âlemlerinde tamamen ortaya çıkacak ve insanlar o neticelere göre ya mükâfat ya da ceza göreceklerdir.

08.12.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.12.2010) - Bediüzzaman’ın fikrî cephesi ve hedefleri

  (24.11.2010) - Rüzgâr, fırtına ve kasırgalar

  (20.11.2010) - Komşusu aç iken tok yatmak

  (10.11.2010) - Bir avuç havadaki mu'cize

  (03.11.2010) - İslâm birliği ve cemaatler

  (27.10.2010) - Rahmet yüklü bulutlar

  (20.10.2010) - Atmosferdeki mu'cize olaylar

  (13.10.2010) - Vefakârlık

  (06.10.2010) - En kıymetli, fakat en ucuz nimet: Hava

  (29.09.2010) - Gökadaları


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.