"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yankesicilik; kader, kısmet değil, tercihtir!

Ali FERŞADOĞLU
02 Şubat 2023, Perşembe
Acaba tembellik, fakirlik ve bunlardan doğan ümitsizlik, mutsuzluk, huzursuzluk kader, kısmet, talih, nasip midir? Bediüzzaman olmadığını şöyle izah ve ispat eder:

Suâl: “İnşaallah, tâliimiz varsa biz de göreceğiz. Bize tevekkül kâfi değil midir?”

“Cevap: Bîçare tâliinize siz de yardım etmelisiniz. Bağdat tarrarları gibi olmayınız. Sizin atâlet bahanesi olan şu teşebbüssüz tevekkülünüz, nizâm-ı esbâbı reddettiğinden, kâinatı tanzîm eden meşîete karşı temerrüd demektir. Şu tevekkül döner, nefsini nakzeder.” (Münazarat, Enstitü/internet, s. 30.)

Yankesici, dilenci demek olan tarrarların en büyük emeli çalışmadan ve bir an önce mala kavuşmak, zengin olmaktır. Tarrar beleşten ve kolaydan geçinmek isteyen, tembel ve asalaktır. Bu gayeye giden dilencilik ve yankesicilik hem haram hem de kainatta cari olan “sünnetullah, adetullah, sebeplere”, yani, fıtri kanunlarına aykırıdır. Zenginliğe ve refaha ulaşmanın yolu kainattaki fıtrata uygun hareket etmek, çalışmak ve şeriatın men ettiği gayrı meşru yollardan uzak durmaktır.

Tevekkül, farzdır ve güzel bir haslettir. Allah’a imanın derecesini gösterir. Ancak tevekkül başkasından, Allah’tan sadece beklemek değildir.

“Şu tevekkül (çalışmadan yalnızca beklemek, anlamındaki tevekkül) döner, nefsini nakzeder”, bozar, geri çevirir. Yani, sonuç vermez. Allah’ın koyduğu kanunlara uymayan O’na tevekkül etmiyor, isyan ediyor. Bediüzzaman, “Siz de üzerinize düşeni yapın ki, gelecek nesil neticeye kolay ulaşsın. Tembelliği tevekkül olarak görmeyiniz. Tevekkül, üzerine düşeni yaptıktan sonra, Allah’ın tekvini şeriatına, kanunlarına itimat etmek ve çalışmayı yaptıktan sonra kısmetine, verdiğine kanaat etmektir” dersini verir. Kanaat, yeterli bulmak değil, çalışmayı yaptıktan sonra kısmetine, nasibine, verilene razı ve memnun olmak ve çalışmaya devam etmektir.

Tarrarlık; yani yankesicilik, bir tercihtir. Keza, cehalet, tembellik de tayin edilmiş değil, tercihtir.

Aslolan çalışmaktır. Çalışmak, “İnsan için yalnız çalışmasının karşılığı vardır.” (Necm Suresi, 39.) mealindeki ayete göre Allah’ın koyduğu bir kanundur ve herkes için geçerlidir. Hangi din, inanç, düşüncede olursa olsun, çalışan karşılığını alır. Çünkü, O’nun koyduğu fıtri, tekvini şeriat olan tabiat kanunlarına uymak, Şeriata uymuş demektir ve kazanır!

Okunma Sayısı: 1836
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Suphi Deniz

    3.2.2023 00:20:04

    "Bağdat tarrarları gibi olmayınız. Sizin atâlet bahanesi olan şu teşebbüssüz tevekkülünüz, nizâm-ı esbâbı reddettiğinden, kâinatı tanzîm eden meşîete karşı temerrüd demektir." Üstadın burada "Bağdat tarrarları"ile sembolize ettiği "tarrar" manasından yankesicilik çıkmaz. Buradaki mana tembelliktir. Nitekim bu deyim kürtçede de " terale Beğdade" şeklinde ifade edilmektedir. Bağdat tarrarlarının meşhur tembellikleri anlatılırken, bunların hurma ağaçlarının gölgesine yattıkları ve ağaçtn bir hurma düşsede yesek şeklinde konuştukları; yine ağaç gölgesinin yeri değiştiğinde, sürünerek ağacın gölgesine gitmelerini büyük bir iş yaptıkları şeklinde ifade ettikleri anlatılır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı