Hem hiç terbiye olunduğumuzun farkına bile varmayarak…
Caddeler boş, sokaklar aldı nefes, beşerin elinden kurtulup kaçarak.
Toprak sevindi, sema mesrur, temiz kalmanın huzuruna vararak.
Bir kaldırım taşı vardı bildiğim; yüzüne renk gelmiş, olmuş şen şakrak.
Bunun sebebi olmalı o, sallanarak huzurla düşen yaprak.
Salgın var elbet, evde kalmak, tedbir almak gerektir.
Zira biliriz ki tedbir, mühim bir sünnet-i Nebidir,
Zaman ise buna şahit, o ne büyük bir Müdebbir!
Fakat; her hadisenin bir görünen yüzü vardır bir de görünmeyen.
Çaba ve tefekkür gerekir, anlamak için kat’iyen.
Hırsızlık, ahlâksızlık, günahlar ve şerler azaldı.
Gözle göremediğimiz bir mikrop, bunda büyük vazife aldı.
Yorum yapıyoruz, ölçüp biçiyoruz, sebeplerde boğularak,
Bilmelidir ki insan, vardır aklının fevkinde bir idrak.
Kapının dışında kaldı; uzaklaştı seyyiat ve sefahat
Ne olur! Hakkıyla idrak edelim, “evde kalmak”bir fırsat!
O zaman gerçek olacak, mu’cizevari bir fütuhat.
Nasıl idrak edelim dersen, ey heyecanlı merakaver,
O ilk emri hiç unutma toparlan haydi, kendini okumaya ver!
Tarih şahittir, ne harpler gördü bu beşer,
Onlardan en büyüğü nefisle, adı “cihad-ı ekber”
Şimdi savaşta kritik bir vakit, şeytanın kuvveti büyük yara aldı.
Manevî kuvvetler çarpışırken, öne geçmeye ramak kaldı…
Atalet vakti sona erdi, kalk yatağından ey asakir-i zaman!
Cepheye koşmak için atıl, mürşidin Kur’ân, silâhın iman..
DR. EMİN CENAN COŞKUN