2020’de dünyada 6.5’tan büyük 12 deprem oldu. Bazı ülkelerde hiçbir kayıp yaşanmazken, en çok can kaybı Türkiye'de.
BİZDEKİ KAYIP KAT KAT FAZLA
24 Ocak'taki Elazığ depreminde 41 kişi vefat ederken, son İzmir'de depremindeki can kayıplarının sayısı 60’ın üzerine çıktı. Sene başından bu yana dünyada meydana gelen diğer depremlerdeki toplam can kaybı ise 13.
6.5-6.9’DA HİÇ ÖLEN YOK
Meksika’da (7.4) 10, Papua Yeni Gine’de (7)1, Filipinler’de (6.6) iki kişi can verirken, Japonya, Şili, Endonezya, Yunanistan, Solomon Adaları ve ABD'de gerçekleşen 6.5-6.9 büyüklüğündeki depremlerde ölen olmadı.
***
Sulak bostanda çürük demirle yapılmış
Depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanında kullanılan malzemeler tartışma konusu oldu. Apartmanın yapımında kullanılan demirin yıkıma davetiye çıkardığı belirtilirken, Deniz jeoloğu ve jeofizikçi Cenk Yaltırak apartmanın çevresinin sulak bir bostan olduğunu söylemişti. ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi de Bayraklı geneli için aynı tespitleri yaptı.

***
Deprem, kentsel dönüşümü beklemedi
Yıkılan binaların ve enkazların altında insanların olduğu Bayraklı’da uzun süredir “kentsel dönüşüm” tartışmaları yaşanıyordu. Bayraklı Belediyesine bağlı Deprem Etüt Merkezinin analizini yaptığı binaların yüzde 57’si “çok riskli” gruptaydı. Sadece yüzde 5’i ‘’risksiz’’ çıktı.
***
153 BİN RİSKLİ YAPI VAR
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in sorusuna cevap veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 2015’ten günümüze kadar geçen sürede Türkiye genelinde 485 bin 191 adet bağımsız bölüm içeren toplam 153 bin 92 “riskli yapı” tespiti yapıldığını açıkladı.
***
Deprem karnemiz kırık
Bütün dünyada gerçekleşen depremlerle, Türkiye’deki depremlerin ardından oluşan zararlar kıyaslandığında en çok can kaybı Türkiye’de.

2020 yılında şu ana kadar bütün dünyada 6,5 büyüklüğünün üzerinde 22 deprem yaşanırken, bu depremlerde en çok can kaybı Türkiye’de yaşandı. 24 Ocak’ta Elazığ’da gerçekleşen depremde 41 kişi vefat ederken, İzmir’de gerçekleşen 6,8 büyüklüğündeki depremde şimdiye kadar 51 kişi can verdi. Dünyadaki diğer depremlerde ise çok farklı bir manzara var. Habertürk’ten Barış Kaygusuz’un haberine göre, 2020 yılında bütün dünyada gerçekleşen depremler içinde en çok can kaybının yaşandığı iki deprem Türkiye’de gerçekleşti. Tüm dünyada gerçekleşen depremlerle, Türkiye’deki depremlerin ardından oluşan zararlar kıyaslandığında ise durumun vahameti daha net ortaya çıkıyor. Depremle birlikte büyük kentlerdeki çarpık yapılaşma, dikey mimari ve Türkiye’deki yapı stoğunun niteliği ölümleri arttırıyor.
Japonya’da kimse ölmedi
2020 yılında Türkiye’deki Elazığ ve İzmir depremleri sayılmazsa, dünyanın farklı ülkelerinde 6,5 üzerinde tam 20 deprem gerçekleşti. Bu depremlerin tamamında sadece 13 kişi can verirken, bu 13 kişiden 10’u 23 Haziran’da Meksika’da meydana gelen 7,4 büyüklüğünde depremde, 1’i ise 17 Temmuz’da Papua Yeni Gine’de gerçekleşen 7,0 büyüklüğündeki depremde öldü. Tıpkı İzmir ve Elazığ’daki depremler gibi 6,5 ile 6.9 büyüklüğü arasındaki depremlere bakıldığı zaman, Türkiye dışında yedi farklı ülkede 12 depremin yaşandığı görülüyor. Bu depremlerde can kaybı yaşanan tek deprem ise 2 kişinin vefat ettiği 6,6 büyüklüğündeki 18 Ağustos Filipinler depremi oldu. Japonya, Şili, Endonezya, Yunanistan, Solomon Adaları ve ABD’de gerçekleşen 6,5 ile 6,9 büyüklüğü arasındaki depremlerde hayatını kaybeden kimse olmadı.
***
Sulak bostanda çürük demirle yapılmış

Depremin ardından İzmir Bayraklı’da yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nda arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Apartmanın müteahhidi Hasan Hüseyin Özkan ise kayıplara karıştı. Rıza Bey Apartmanı’nda kullanılan malzemeler tartışma konusu oldu. Apartmanın yapımında kullanılan demirin yıkıma davetiye çıkardığı belirtiliyor. Rıza Bey Apartmanı’nın tapu tescil belgesi 1991 yılına ait. Apartmanın ruhsat tarihi ise 13 Nisan 1993. Binanın yapımına 1993 yılında başlandı. Oturma ruhsatı ise 1997’de alındı. Hasan Hüseyin Özkan’ın İzmir’de “Özkanlar” diye geçen semtte çok sayıda binası var. Artı Gerçek’in haberine göre, Özkan’ın 2000’li yılların başında ticarî faaliyetleri iflas etti. Binalarının büyük bir bölümünü sattı, Uşak’a taşındı. Uşak’ta yeniden müteahhitlik şirketi kurdu.
Planlı bölgede bu sonuç akla ziyan
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu adına açıklama yapan Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Aykut Akdemir, depremde yıkım yaşanan bölgenin 1970’li yıllarda planlandığını söyledi.

Gazete Duvar’ın haberine göre, Akdemir, “Planlanmış bir bölgede böyle bir sonucun oluşması kadar akla ziyan bir durum olamaz. Bu tip zeminlerde planlama aşamasında jeolojik ve jeofizik bütün etütler yapılarak ona göre bir kentin planlamasına ihtiyaç olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
***
Yapısal yetersizlikler yıkıma sebep oldu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezince, merkez üssü İzmir’in Seferihisar ilçesi olan depremde hasarın Bayraklı’da yoğunlaştığı, yıkılan binaların çok katlı betonarme yapılar olduğu, bölgedeki yerel yumuşak zemin koşullarının ve yapısal yetersizliklerin hasar üzerinde etkili olduğunun anlaşıldığı belirtildi. Merkezden yapılan yazılı açıklamada, ilk çözümlemelere göre, depremin Ege Denizi’nde Sisam Adası’nın kuzeyinde yer alan doğu-batı doğrultusunda uzanan normal mekanizmalı bir fay üzerinde meydana geldiğinin anlaşıldığı belirtildi. Açıklamada ayrıca, deniz tabanında meydana gelen çökmeye bağlı oluşan tsunaminin 15-20 dakika içerisinde kıyıya ulaştığı ve Akarca ile Sığacık arasındaki bölgede kıyılarda hasara neden olduğu ifade edildi. Ankara - Anka

***
Deprem, kentsel dönüşümü beklemedi
Bayraklı’daki binaların yüzde 57’si riskliydi, kentsel dönüşümden önce deprem geldi. Ege’yi vuran depremin en çok etkilediği yerlerden biri İzmir’in Bayraklı ilçesi. Yıkılan binaların ve enkazların altında insanların olduğu Bayraklı’da uzun süredir “kentsel dönüşüm” tartışmaları yaşanıyordu. Bayraklı Belediyesi’ne bağlı Deprem Etüt Merkezi’nin analizini yaptığı binaların yüzde 57’si “çok riskli” gruptaydı. Bu merkez, 20 binden fazla konutu testten geçirmişti. Çalışmalara göre ilçedeki yapıların sadece yüzde 5’i “risksiz” sınıftaydı. Üstelik kaçak olarak yapılan ama daha sonraki düzenlemelerle yapı kayıt belgesi almaya hak kazanan yapılarla birlikte ilçedeki binaların çoğu bu testte tabi tutulmamıştı.