"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prof. Dr. Çelik'ten ''bitişik nizam yapı'' uyarısı!

06 Mart 2021, Cumartesi 13:04
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Birimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik, bitişik nizam yapıların riskleri hakkında bilgiler verdi.

Muhtemel İstanbul depremi ile ilgili endişelendiren rapor
7 milyon bina yıkılma riski taşıyor

 

 

 

 

Çelik, başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye'nin hemen her yerinde bitişik nizam yapıların önemli bir sorun olduğunu söyledi.

Bitişik nizam yapılara özellikle İstanbul'un Avrupa Yakası'nda daha sık rastlandığını belirten Çelik, "Bunu semt semt değerlendirmek istemem ama, Şişli ve Beşiktaş gibi iş yeri ve konutun birbiriyle iç içe girdiği yerlerde bu tür yapıların sayısı çok fazla. Tamamen kontrolsüz bir şekilde gelişen yapılaşma şeklidir. Herkes kendi arsa ve parselinden sorumlu. Bir önceki ya da iki yanındaki binalar çok dikkate alınmamış. Bu, uzun zamandır yapı stokumuzdaki sorunlardan biridir." diye konuştu.

Çelik, her yapının deprem esnasında bağımsız hareket edebilme yeteneğine sahip olması gerektiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu, mühendislik açısından mümkün olmakla birlikte, mevcut sorun özellikle büyükşehirlerde var. Avrupa Yakası'ndan Asya'ya geçtiğinizde iç kısımlarda daha düzgün, birbirinden ayrık nizamda ve düzende olan yapılara rastlıyoruz. Bitişik nizamdaki yapıların birbirine yaslanarak birbirini desteklediği düşünülüyor. Bu çok doğru bir durum değil. Bunlar seri halinde birbirine yapışık olarak inşa edildiği zaman depremde bunların davranışları birbirini etkiler. Çoğunlukla bu etkileşim de olumsuz yönde oluyor. Bu sıraların iki başındaki binalar önemli depremlerde çok ağır hasar alıyor veya yıkılıyor."

Bitişik düzendeki yapıların değişik zamanlarda inşa edilme durumlarına vurgu yapan Çelik, bu durumun olumsuz sonuçlarına ilişkin şunları söyledi:

"Bu yapıların kat düzenleri de birbirlerini tutmuyor. Yapının birinin kat hizası diğerinin kolonunun tam hizasına geldiğinde bu depremde çekiçleme olayını ortaya çıkarıyor. Özellikle bir katın döşemesi diğer katın kolonunun ortasına vurduğu zaman bu yapılarda ciddi sorunlar oluşuyor. Bu durum köylere kadar mevcut yapı stokunun en büyük sorunlarından biridir. Bitişik nizam yapıların yeni olması riski azaltmıyor. Burada yapıların birbirilerini olumsuz düzeyde etkileme gibi bir durum söz konusu."

Çelik, bitişik yapıların arsa durumu nedeniyle ayrık hale getirilmesinin zor olduğunu dile getirerek, riskin güçlendirme çalışmalarıyla azaltılabileceğini kaydetti.

Bu tür yapıların olduğu parsellerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Çelik, bu sorunun yaşandığı ülkelerden birinin de Japonya olduğu bilgisini verdi.

Çelik, Japonya'da Ginza bölgesinin arsa maliyetleri açısından dünyanın üst sıralarında olduğunu anımsatarak, söz konusu bölgede maliyetlere rağmen yapılar arasındaki boşluklara dikkat edildiğini vurguladı.

Türkiye'de mühendislik ve mimarlık açısından çok iyi gelişmelerin yaşandığını aktaran Çelik, özellikle 1999'dan sonra kaliteli yapıların inşa edildiğini söyledi.

Çelik, değerlendirmelerinde güvenli şehir konseptine değinerek, söz konusu kavramın birçok bileşeni olduğunu ifade etti.

Binaların durumuna gelmeden önce güvenli şehir konusunda altyapı, ulaşım, hastanelerin durumu gibi başlıklara vurgu yapan Çelik, şu değerlendirmede bulundu:

"Güvensiz bir ortamda depreme yakalanırsanız bu bütünün içerisinde güvenliğin pek bir anlamı olmuyor. Güvenli yaşamın ana formülü kentte her şeyin güvenli olmasıdır. Hastaneler, yollar gibi... Çünkü insanların depreme nerede yakalanacağı belli değil. En çok zaman geçirilen konutlar çok önemlidir. Devlet kurumlarının binalarının durumu önemli, bunların kesintisiz olarak hayatlarına devam etmesi gerekiyor. Yurt dışında bazı üniversiteler kendilerini tanıtırken 'Depreme dayanıklı üniversiteyiz.' şeklinde tanıtıyor. Ülkemizde deprem bilinci fazlasıyla oluşmuş durumda. Şu anda incelenmeyen yer, şehir yok. Her şeyin, yapı stokunun iyi ve kötü taraflarının bilindiğini, halkın da bilinçlendiğini düşünüyorum."

AA

Okunma Sayısı: 1621
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    6.3.2021 15:59:08

    Marmara depreminden sonra ülkemize gelen Japon deprem uzmanı Prf.NAGATAMo diye hatırlıyorum ismin o ise 'Bitişik nizam yapılardın deprem riskinin daha az olduğunu ifadesi idi., Ülkemizde yapılarda NİZAM varmı,varsa plan notlarına ne kadar riayet edilmiştir. Asıl problem ülkemizde planlı alanlarda dahi plan notlarına riayetsizlikler.Yapıları konulan kriter ve şartlarından çeşitli nedenlerle kaçış yani mühendislik hesaplarına,betonarme karkas yapılarda betonun olması gerekn yerine ucuza maliyet etme sevdası ile gayri nizami imalata teşebbüs ve yapmadır. Ksaca hilekarlık almış başını gidiyor. Devlet yapısı olup ruhsatsız olan binlerce yapı,TOKİ imalatı olarak yapılan amma YAPI DENETİM dışında kalan yapılar gibi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı