Ne zaman vatan-millet menfaatine bir iş yapacak olsak belli çevreler hemen itiraz etmeye başlarlar. Keza, Kanal İstanbul meselesinde de böyle oldu. Kuyruklarına basılmış gibi her yerden sesler gelmeye başladı.
Bazıları diyor ki, “ismi neden Türkçe değil?” Yani, Türkçe olması için İstanbul Kanalı dememiz gerekiyormuş. Kanal İstanbul böyle, İngilizce bir tabir gibiymiş. Bir “ı” sesi ile Türkçe olacak öyle mi? Yahu biz bu kanalı Ahmet, Mehmet için yapmıyoruz ki... En çok yabancılar kullanacak. Katarlı dostlarımız meselâ, Türkçe bilmezler, ama maşallah hepsi sular seller gibi İngilizce biliyor.
Başka biri çıkıp ekonomik, ekolojik tahribatları olur diyor... Allah Allaaah... kim diyor? Eko... Lojik nedir? Mantık demektir. Yani Eko’nun mantığına göre böyle olurmuş. Greko-romen değil, kaçak güreş denir bunun yaptığına! Eko ne demek biliyor musunuz? Eski dilde “aks-i seda” denirdi, şimdiki gençler bilmiyor tabiî böyle şeyleri. Böyle aksi sesler ve sedalar her zaman olacak, ama biz bildiğimizi okumaktan vazgeçmeyeceğiz. Çatlasalar da, patlasalar da yapacağız. Yeneceğiz, şişireceğiz, dolma yapıp pişireceğiz, böyle biline...