Türkiye’de, daha TV yayınları başlamadan önce, radyolardan mübarek Ramazan ile alâkalı dinî yayınlar, 1950 öncesinde Halk partili yıllarda yapılmazken, 1950’de iktidara gelen DP ve rahmetli Menderes tarafından yapılmaya başlamıştır.
Biz çocukken eski lambalı bir radyomuz vardı. 1959-60 senelerinin Ramazanlarında, babamın o radyodan, Ankara Radyosu’nu (o zaman daha TRT kurulmamıştı. Her vilayetin radyo ismiyle yayın yapılırdı) dinlediğini hatırlıyorum. Ramazanlarda radyodan Kur’ân okunurdu. Fakat 1960 ihtilâli, o dinî yayınların hepsini kaldırmış, millet de radyodan, özellikle de Ramazanlarda Kur’ân yayını dinleyemez olmuştu. Ve babamın 1961 senesindeki Ramazan ayında hem Halk partililere, ihtilâlcilere kızıp, hem de Arab radyolarından Kur’ân yayını bulup dinlediğini hatırlarım.
Daha sonra AP hükümetinin iktidara geldiği yıllarda radyodan yeniden dinî yayınlar başladı. Daha sonra da tabiî 1968’de TV yayınları başladıktan sonra, yine 1975’deki MC hükümetleri zamanında TV’lerden de dinî program yapılmaya başlandı. İşte biz de o yıllarda, başta Ramazanlar olmak üzere, gençlik yıllarımızda, Risale-i Nurları tanıdıktan sonra, kız kardeşimle beraber radyodan akşam saatlerinde (saat 20.00 civarında) Kahire radyosunu bulur, oradan Kur’ân dinlerdik. O zaman tabiî Mısırlı hafızların çoğunu da oradan tanımıştık. Radyonun yayına başlarken yaptığı anons bugün gibi kulaklarımızdadır ”Savt-el Arab, mine’l-Kahire. El-Kur’ân-ı Kerîm yetluha aleyna eş-Şeyh Muhammed Sıddık Mınşavi. Min Sûretü’l-Bakara” diye anons ederdi. O günleri de hatırlıyorum da, kalbim hüzün doluyor.
YARIM ASIRLIK ARKADAŞIM RAMAZAN OSMAN ZENGİN