Medineliler, her yıl düzenlenen panayırda Peygamberimiz (asm) ile görüşmüş, İslâm hakkında bilgiler almışlar, Akabe Biatı sonrasında İslâm ile tanışmışlardı.
İlk tanışmaları birkaç kişi ile sınırlı iken, ikinci yıl panayır için geldiklerinde içlerinde kadınların da olduğu yaklaşık yetmiş kişilik bir kafile halinde Peygamberimiz (asm) ile görüşmüş ve ona biat etmişlerdi.
RABBİMİZ BİZDEN NE İSTİYOR?
Mekkelilerin yoğun baskıları neticesinde Peygamberimiz (asm) İlâhî bir emir ile Medine’ye hicret ettiğinde Ensar yani Medine kadını erkeği ile gelen misafirlerini sevinçle karşılamış, onlara kucak açmışlardı.
Medineli mü’min hanımlar yani ensar hanımları da tıpkı mü’min erkekler gibi Peygamberimizle (asm) görüşür, sıkıntılarına, suallerine çözüm isterlerdi. Onların hayatta tek bir merakları vardı.
Bediüzzaman Hazretleri’nin Sahabeler bahsinde özetlediği bu merak konusu kısaca şuydu: “Rabbimiz bizden ne istiyor?” Hatta hanımların talebi üzerine onlara özel bir sohbet günü de tahsis etmişti. Kadınlarla ilgili birçok dinî meseleyi onların sorduğu sorular sayesinde öğreniyoruz. Peygamberimizin (asm) hanımları da bu esnada yanlarında hazır bulunduklarını rivayet edilen hadislerden biliyoruz.
Öyle ki, bu sualler bazen de mahrem konulara dair olur, ama onların utanma duyguları, dine dair hakikatleri öğrenmelerine mani olmazdı.
Hz. Ayşe (ra) şahit olduğu bu tablolar karşısında “Ensar kadınları ne iyi kadınlardır; çünkü hayâları dinlerini öğrenmelerine engel olmadı” demiştir. (İbn Hanbel, VI, 148)
Ahirzaman hanımları olarak, dinimizde hanımların mahrem hallerine dair konuları öğrenmemize vesile oldukları için Ensar kadınlarına çok şey borçluyuz.
Peygamber Efendimize (asm) gönderdiğimiz her salâvat hediyesiyle bir nebze de olsa onlara olan borcumuzu adeta teşekkür eder gibi ödemekteyiz. Onlar da “Al ve Ashab” derken duâmıza dahiller.
VERİLEN SÖZLER
İşte bu sohbetler esnasında Peygamberimiz (asm) Medineli Sahabe kadınlardan bir söz aldı. Ensar kadınlarının Resulullaha (asm) verdiği söz şuydu:
Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaklardı.
Ölüye feryat edercesine ağlamayacaklardı.
Hırsızlık ve zina yapmayacaklardı.
Çocuklarını öldürmeyeceklerdi.
Ensar kadınları da yaşadıkları müddetçe verdikleri bu söze riayet edeceklerini belirttiler.
HÜLÂSA
Ahirzaman kadınları olarak biz de Ensar hanımları gibi Resullullaha (asm) söz verdik mi? Söz verdiysek sözümüze sadık mıyız? Ne dersiniz?