Biliyorsunuz 2025 yılı ülkemizde ‘Aile Yılı’ olarak kabul edildi. Günümüz ailesinin Âl-i İbrahim’den alacağı çok dersler var. Anneler, babalar, çocuklar, gençler Hz. İbrahim’in aile fertlerini tanımalıdırlar.
Hz. Hacer (r. anha) beş vakit namazımızda dua ettiğimiz Âl-i İbrahim’in (Hz. İbrahim’in ailesi) fertlerinden biri. Adı Kur’ân’da geçmese de Peygamberler Tarihinde zikredilen yönleriyle sabrı, tevekkülü, rızası ve gayreti ile günümüz kadınlarına örnek oluyor.
Hacer kelime anlamı olarak “terk etmek, hicret etmek, şirkten uzaklaşmak, emsalinden üstün olmak” anlamına gelir.
Hz. Hacer’in (r. anha) maceralı hayatı
İslâm kaynaklarında Hz. Hacer’in firavunun cariyelerinden biri olduğu rivayet edilir. Rivayet edilen bir başka hadiste Hz. İbrahim’in eşi Sare ile firavunun olduğu bir şehre geldiklerini, firavunun onlara zarar vermek istediğini, Rabbimizin onları koruduğunu sonra onlara bol hediye ile birlikte Hz. Hacer’i de vererek geri gönderdiği rivayet edilmiştir.
Çocuğu olmayan Hz. Sare eşine Hz. Hacer’i ikinci eş olarak takdim eder. Bu evlilikten Hz. İsmail dünyaya gelir.
(Peygamberimiz (asm) Hz. İsmail’in (asm) soyundandır.)
Hz. Sare bebeği olan Hacer’i kıskanmaya başlayınca eşine onların evden uzaklaşması için baskı yapmaya başlar. Gelen vahiy üzerine Hz. İbrahim (as) eşi ve bebeğini evden uzaklaştırıp o zamanlar ıssız bir çöl olan Mekke’ye Kabe’nin bulundurduğu yere götürür. Hz. Hacer (r. anha) “Bizi hiçbir ekinin yetişmediği bu ıssız yerde bırakıp gidecek misin?” diye sorar. Hz. İbrahim (as) bunu Rabbinden gelen emirle yaptığını belirterek biraz yiyecek ve su bırakıp yanlarından ayrılır. Duruma üzülen Hz. İbrahim (as) geride bıraktığı ailesi için Kur’ân’da yer alan şu duayı yapar: “Ey rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, senin mukaddes evinin (Kâbe) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki Rabbim, namazı kılsınlar. İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara rızık ver ki şükretsinler.” (İbrahim Suresi, 37.)
Su ve erzak bittiğinde bebeğin öleceğinden endişelenen Hz. Hacer (r. anha) iki tepe arasında (Safa-Merve) yedi kez gidip gelerek su arar. Suyun (Zemzem) oğlunun hemen yanı başından çıktığını gördüğünde Allah’a şükreder. Peygamberimiz (asm) “Allah İsmail’in annesine rahmet etsin eğer suyun önünü kapamasaydı zemzem akıp giden bir ırmak olurdu” demiştir.
Hz. İsmail’in büyümesinden sonra Rabbimiz Hz. İbrahim’den (as) onu kurban etmesini ister. Hz. İsmail bunu kabul eder.
Âl-i İbrahim’in imtihanı semadan indirilen bir koç ile neticelenir. Müslümanlar olarak hac ibadetimiz ve Kurban Bayramımızda yapılması gereken ibadetler bu olaylardan kaynağını alır.
Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail çevreden gelen kabilelerle birlikte yaşarlar. Bugünkü Mekke şehrinin temelleri böyle atılır… Doksan yaşında vefat eder. Mezarı Hicr mevkiindedir.
(Hicr: Mekke’de Kâbe ile hatim denilen yarım daire şeklindeki duvar arasında kalan ve altınoluğun altına rastlayan yer.)
Hülâsa: Günümüzün türlü problemlerle boğuşan ailesinin Hz. İbrahim’in (as) ailesinden alacağı çok dersler var.
Kaynak: (https://islamansiklopedisi.org.tr/hacer)
(Bizim Aile dergisi, Ekim 2025)