Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Nimetullah AKAY

Kadının değerini kimler düşürüyor?



Ne yazık ki yaşadığımız asırda Cennetten çok Cehennem insanın aklına gelmektedir. Çünkü insanlar olabildiğince fitnelere maruz kalmışlardır. Çünkü helâl diye bildiğimiz işlerden çok haram fiiller revaçtadır. Ve her insan az çok harama bulaşmakta, kendini meşrû olmayan şeylerden korumakta zorluk çekmektedir.

Bütün bir insanlık olarak yirmi birinci asrın imansızlık ve sefahet yangınlarıyla karşı karşıyayız. En önemli meselemiz, bu fitne asrının yangınlarından kendimizi korumak ve huzur-u kalble son nefesimizi verebilmektir. Ama ne yazık ki, bu zamanda ekser insanlar kendilerini zamanın fitnelerinden koruyamıyor ve ebedî hayatı kazanma imtihanında sınıfta kalacak bir duruma geliyor.

İman ve küfür mücadelesinin en çok kızıştığı zamanımızda, bilhassa kadın taifesinin küfür canibince oldukça fazla ve etkili bir şekilde kullanılması yüreğimizi dağlamakta, bizleri derin hüzünlere gark etmektedir. Çünkü bizler erkek de olsak, annemiz, bacımız, eşimiz, kızlarımız kadın taifesinin birer üyesidirler. Dolayısıyla kendimizi kadınlardan ayrı tutamayız ve ‘Onlardan bize ne’ şeklinde bir yaklaşım içine giremeyiz.

İçinde yaşadığımız fitne asrının kadını cehennemlik bir hale getiren yaşantı tarzları, birer erkek de olsak bizleri derinden yaralamaktadır. Çünkü kadın odaklı fitnelerden erkekler de kendini koruyamıyor, onlar da bu yangının ateşiyle kavrulmaktan kendilerini kurtaramıyorlar. Bu sebeple, bu mesele zamanımızın tedavisi zor bir insanlık yarası haline gelmiştir.

Bir bütün olarak insanlık camiasının tamamen kendi mahiyetinden uzaklaşması için kadın üzerinde insî şeytanların oldukça fazla planları bulunmaktadır. Ve ne yazık ki, bugün bu planların büyük bir kısmı uygulama safhasındadır. Üzülerek ifade edelim ki, fitnelere kapılan kadınlar sadece kendilerini değil, toplumun diğer fertlerini de peşlerinden sürüklemektedirler. İşte günümüzün en büyük imtihanı budur.

Peygamber Efendimizin (asm) tâ, yaklaşık bin beş yüz yıl önce ahirzaman fitnesinin şiddetinden bahsetmesi, o zamanın imanlı insanlarını bile titretmiştir. Ve biz bahtsız insanlar o insanlığın medar-ı iftiharı olan Zatın işaret ettiği asırda yaşamaktayız. Bugün fitnelerin odak noktası haline getirilen kadınlarla aklın alamayacağı tuzaklar insanlığa kurulmaktadır. Bu sebeple işimizin zor olduğunu düşünmemiz ve tedbiri bu minval üzere ciddî bir şekilde almamız gerekmektedir.

Erkeklere de büyük görev düşmekle birlikte, mütedeyyin kadınlara bu zamanda daha fazla görevler düştüğünü ve onların zamanımızın fitneleriyle daha iyi mücadele edebilme imkânına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Zira bugün fitne odaklarının büyük çabaları, dindar görünümünde olan kadınların da bu fitneye bulaşmasını sağlamak üzerine yoğunlaşmaktadır. Tesettürü sulandırmak ve dindar hanımları da giyimleriyle moda tuzaklarına düşürmek çabası büyük ölçüde devam etmektedir.

Dinden bîhaber olup nefislerinin tuzağına düşen kadınları yeterince insanlık meziyetlerinden uzaklaştıran mihraklar, inancı gereği giyinen, günahlardan olabildiğince kaçınan kadınların tefessühü için ellerinden geleni yapmaktan geri kalmamaktadırlar. Ne yazık ki, yaşantılarını ehl-i dünyanın yaşantı tarzlarına benzeten kadınların var olması ve gittikçe artması, bu mihrakların büyük ölçüde başarılı olduğunu göstermektedir. İfade edilmesi gereken diğer bir gerçek vardır ki, o da, sosyal hayatın cenderesi içinde sıkışan kadınların bu tehlikeyle daha fazla karşı karşıya olmasıdır.

Ayırımcılık yapmak için değil, sadece tehlikenin daha fazla yakınında bulunan hanımları uyarmak için söylememiz gereken çok şey vardır. Yaratılış kanununun önemli bir parçası olan hemşirelerimizi olabildiğince bu fitne odaklarının tuzaklarından kurtarmaya çalışmak, bir bütün olarak bir insanî görev haline gelmiştir..

Bu çerçevede kadınlara ikazı ihtiva eden çok hadis-i şerifler bulunmaktadır. Kadınların fesat odaklarının tuzaklarına düşmemesi için yapılan ikâzlar, çoğunlukla kadının teşhircilikle meşhur olmasını isteyen çevrelerce, kadının aşağılanması olarak gösterilmektedir. Oysa maksat kadının bir anne olarak ismet ve iffetinin muhafaza edilmesi ve yükseltilmesidir.

09.10.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.10.2006) - Zihniyetler çarpışması

  (02.10.2006) - Kendini beğenmek

  (25.09.2006) - Kazanma zamanı

  (19.09.2006) - Duruşumuz

  (18.09.2006) - Din ikinci planda olmayı kabul eder mi?

  (12.09.2006) - Perde arkasındaki tatlı hayatlar

  (05.09.2006) - Kurtarıcı mekânlar ve sohbetler

  (04.09.2006) - Yarınımız da güzel olsun

  (29.08.2006) - Ümitsizlik için sebep yok

  (22.08.2006) - Onu unutamayız

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004