Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Bir annenin feryadı



Bir gün cep telefonum çaldı. Bilâl’in annesiydi: “Hocam, Bilâl namaz konusunda sektelemeye başladı. N’olur ilgilenin” diyordu canhıraş bir feryatla.

Hiçbir anne evlâdının enkaz altında kalıp ölümle pençeleşmesine veya yangında tutuşup yanmasına tahammül edemez.

Peki, Cehennem ateşinde yanmaması için de aynı hassasiyeti gösteriyor muyuz?

Nice anne, İslâm dışı bir hayatın, günah ve haramların sonuçta ateşe götüreceğini bildikleri halde bir türlü gereken tedbirleri almazlar.

Bilâl’in annesi Makbule Hanım ise tedbir alanlardan. Oğluyla yakından ilgilenen, öğretmenleriyle sürekli diyalog hâlinde olan, sorup soruşturan, başarısı için didinen bir veliydi Makbule Hanım. Şu var ki bununla yetinmiyor, oğlunun dinine bağlı erdemli bir kişi olarak yetişmesi için de çırpınıyordu. Sadece fen bilimlerinde başarılı olmanın yetmeyeceğini, dinî hususlarda da ilerde olması gerektiğini çok iyi fark etmişti.

Oğlu Bilâl okulunu takdirle bitirdi. Derken lise ve üniversiteye merdiven dayadı.

Telefonun geldiği o günlerde sık olmasa bile irtibatımız devam eden Bilâl’i babasının dükkânında buldum. Oradan buradan derken—annesinin şikâyetini hiç dile getirmeden—namazın hayatımızdaki yeri ve önemi üzerinde durduk. İçinde cevher vardı Bilâl’in. İşlenmeliydi.

Namaz çok önemli yer tutuyor hayatımızda. Dinin direği. Çocukları namaza daha yedi yaşlarındayken başlatmak gerektiği üzerinde durur Peygamberimiz (asm). On yaşına geldiğinde çocuk namaza iyice alışmış, bülûğ çağına girdiğinde de kökleşmiş olacaktır.

O günden sonra Bilâl’le irtibatımız hiç kopmadı. Bilâl okudu, mühendis oldu. Geçenlerde Florya’daki nişanında evlilikle ilgili konuşma yapmamızı istemişti de konuşmuştuk.

Bilâl gün geçtikçe maneviyatta terakkî ediyor. Sohbetleri hiç ihmal etmiyor. Hazzına erdiği sohbetlere arkadaş ve yakınlarının da katılması için can atıyor, mutluluğu onlarla da paylaşmak istiyor.

Birgün sohbete önceden tanıştığımız dayısını oğluyla birlikte getirmişti. Dayısı Nureddin Bey tâ 70’li yıllarda Fatih civarında otururken sohbetlere gelmiş gitmiş. Âşina simalardan bahsetti. Unutmamış o günleri. Yüksek öğrenimde olan oğlu da sohbetlere iştiyakla katılıyor.

Gördünüz değil mi, bir annenin cân ü gönülden feryadı nasıl dünyada bile böylesine güzel meyveler veriyor. Ya ahirette?

20.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.11.2006) - Her ev bir okul

  (18.11.2006) - Ebeveynin evlâdına yaptığı kötülük

  (17.11.2006) - “Neden imanımı kurtarmadınız?”

  (16.11.2006) - İlk hakikat dersi

  (15.11.2006) - Bir PKK'lının eve dönüşü

  (14.11.2006) - Ateşe set germek

  (13.11.2006) - Çocukları sevmek

  (12.11.2006) - Gafletin böylesi

  (11.11.2006) - Anlatılanlar uygulanmayınca

  (10.11.2006) - Cehennemlik âlim

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004