Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Çöken hesap ve model



Sosyolojik ve tarihî zemine dayanmayan hayalî hesaplar, su üzerine atılan temeller gibi çökmeye mahkûmdur. Şimdi de o oluyor. Siyasetin başarılı olması için sağlam bir zemini olmalıdır. ABD’nin Irak’taki hesapları çöktüğü gibi, modeli de çökmüştür. Hem hesabı, hem de modeli tutturamamıştır. Öncelikli olarak ABD’nin Irak’ta iki ayaklı bir politika kurma hayali vardı. Bunun dinî ayağını Abdülmecid Hoi gibilerle kuracaktı ki Irak’a girişinde yanında taşıdığı paralarla birlikte Mukteda taraftarlarınca ortadan kaldırılmıştır. Böylece bu dinî ayak kurulmadan çökmüştür. Bilâhare laik ayak da çökecektir.

Amerikan adamları sonuca varamadan İlâhî seleksiyonla ortadan kalkıyorlar. Afganistan işgali sırasında da Abdülmecid Hoi’ye benzer bir şekilde Abdülhak ülkeye sızarken haklanmıştı. Hoi ile Abdülhak’ın başına aynı şeyler geldi. Gazetemize uğrayan bir ziyaretçinin elinde ABD’nin Müslüman dinî liderlerle ilişkilerini gösteren bir dosya vardı. Dosya da Zeyno Baran’la birlikte çalışan Nakşibendi Şeyhi Hişam Kabbani’nin Straw’la birlikte fotoğraflarını gördüm. Başka bir karede İslam Kerimov ve kızıyla da birlikte görünüyordu. Benzeri kareleri Hoi öldükten sonra da basında görmüştük. Jack Straw ile Abdülmecid aynı karede görünüyordu. Ve Hoi 1991 isyanından sonra Saddam’ın güçlerinden kaçtıktan sonra Londra’ya sığınmış ve dışarıda Hoi vakfına bağlı okullar açıyordu. Ama bu din üzerinden siyaset mühendisliği Irak vakıasında tuz buz oldu.

İkinci kademede ABD laik ekibini devreye sokmak istiyordu. O da şapa oturdu. Ahmet Çelebi kimseye güven vermedi. Talabani gibi Çelebi de herkesle oyun kuruyordu. Canbaz gibi her telde ve ipte oynuyordu. Bir ayağı Tahran’da diğer ayağı ise Washington’da idi. Kimi önce satacağı hiç belli olmazdı. Abdülaziz Hekim ve Rafsancani gibi liderler de aynı kategoriye girebilirler. Bunların Türkiye’de de benzerleri vardır. Arif olan anlar. ABD laik piyonları da masaya sürdü, ama maya tutmadı. Ahmet Çelebi tutarsız davranışlarıyla en başta Amerikalıların gözünden düştü. İyad Allavi de kendisine laik zemin bulamadı. Baas’ın tabanının üzerine oturması gerekirdi ama kendisi de Baas’ın hainlerinden birisiydi.

Dolayısıyla ABD’nin elinde adam kalmadı, eldekiler tükendi. Böylece, ABD’nin işgal sonrası hesapları tutmadı ve çöktü. Hesap hatası yaptı. Bilmecburiye zorlamayla girilen seçimden çıkan laik değil de İran’a angaje olmuş Şiî siyasî parti ve liderlerle iş tutmak zorunda kaldı. Bu B planıydı ve işe yaramıyor. ABD’nin C planı var mı, bilinmiyor, ama olsa bile onu yapacak kadrolar yok. C planı olsa olsa bir darbe planı olabilir, ama darbeyi yapabilecek ne ekip, ne kadro ne mühimmat var. Yağma zihniyeti sonunda bataklığı getirdi. Kimsenin de bu bataklığın içinden çıkması mümkün gözükmüyor. Bundan dolayı Suud Dışişleri Bakanı Faysal böyle bir bataklığa dalmak için hiçbir cesaretlendirici unsur görmediklerini söylüyor. Bataklığa dalan boğulma tehlikesi taşıyor.

***

Adamlar üzerindeki hesapları tutmadığı gibi öngördüğü siyasî ve dinî modeli de tutmadı. Bush Bağdat’ta ve Washington’da sarsılırken kendisini kimse dinlemiyor. Kürtler şantajla bataklıktan pay koparma hesabı yapıyorlar. Maliki ise ‘Battı balık yan gider’ hesabı Bush’un Saddam fırçasına, “Bush’un Washington’daki durumu bizim buradaki durumumuzdan daha kötü’ diyerekten mukabele ediyor. Demek ki ipler kopmak üzere ve 2007 daha sıcak geçecek.

Bush karizmayı çoktan çizdirdi. Babası kendisini kurtarmak istedi ona da fırsat vermiyor. Bush’un artık kurtuluşu yok. Ama kendisiyle birlikte hâlâ çoklarını tamuya götürebilecek bir güce de sahip. İşin tehlikeli olan tarafı da bu. Bush’un neocon kadrosu çöktüğü gibi dışarıdan devşirme kadroları da çöktü. Zira bu ilişki samimiyete değil çıkara dayanıyordu üstelik sosyolojik ve tarihî altyapısı da yoktu. Sadece siyasi mühendisliğe dayanıyordu.

Bush’un dinî modeli Necef’i Kum’a rakip yapmaktı. Bunun için de Abdülmecid Hoi biçilmiş kaftandı, ama erken kaybetti. Öbür taraftan bir de devlet için düşünülen laik model vardı. David Frum ve Richard Perle’ün sözünü ettiği Kemalizme öykünen bir laik modeldi bu. İngilizler bunu Sati Hüsri ile Kral Faysal ikilisiyle vizyona koymak istemişlerdi. Bu ikili Türkiye’deki reformları veya inkılâpları devşirmek ve taklit etmek istiyorlardı.

Rıza Şah’ınki gibi Faysal’ın taklit modeli de tutmamıştı. Amerikalılar bu modeli tutturmanın peşinde 50 yıl koşturmuşlardı. Neoconlar bu hususta Mısır’da Nasır, Endonezya’da Suharto ve Irak’ta Saddam gibi adamlardan medet umuyorlardı. Onların şahsında ikinci bir Mustafa Kemal bulmayı umut ediyorlardı. O hayalleri de olmadı veya kendileri yıktılar. Bugünlük o öngördükleri model sadece Kuzey Irak’ta yaşıyor. Liderleri Latinceye geçtikleri ve Arapçayı kaldırdıkları gibi kimlik kartları üzerinde başörtüsüne bile geçit vermiyorlar. Bunlar tarafgirlikleri ve istikametleri zıt ama yöntemleri bir modeller. Nejat ile Bush modelinin ayniliği gibi. Necef modeli çöktüğü gibi İyad Allavi veya Çelebi gibilerinin çapsız çıkmasıyla laik model de çökmüş oldu. Geriye sadece enkaz kaldı.

***

Dolayısıyla geride tek bir seçenek kalıyor. Derinleşen kaos. Artık BOP hayali de ötesinde ulaşılamaz bir hedef. Zaten Baba Bush’un ağızlarda sakız olan Yeni Dünya Düzeni ve BOP’tan daha önce ortaya attığı Ortadoğu Ortak Pazarını hatırlayan var mı? Çöküş trendi giderek hızlanıyor. Artık ABD’nin işgal sırasında kullandığı ulus inşası çöktüğü gibi onun devamı olan BOP adındaki yeni Ortadoğu inşası da sizlere ömür. Çatı topyekün olarak ABD’nin üzerine çöküyor.

Bu saatten sonra ABD’nin bölgede yapıcı bir rol oynaması kabil değil. ABD bölgede bitti. Geride nasıl çekileceği ve geride bırakacağı hasar hesabı kalıyor. Son ihtimal şudur: BOP yerine ABD bölgeden vuruşarak çekilecek ve en son İran ile birbirlerine kalıcı hasarlar verdikten sonra film şeridi kopacaktır. Çünkü diğer seçenekler neredeyse bitti.

19.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.01.2007) - Kerkük tasması

  (17.01.2007) - Gizli misyon

  (16.01.2007) - Ehl-i Beyt meselesinde orta yol

  (15.01.2007) - Ehl-i Beyt gerçeği

  (14.01.2007) - Aşıka Bağdat sorulmaz

  (12.01.2007) - Aleviliğin üç boyutu

  (11.01.2007) - Şiî ve Sünnî aleviliği

  (10.01.2007) - ‘Ben de Alevîyim’

  (09.01.2007) - ‘Hepimiz Aleviyiz’

  (08.01.2007) - Biz nereye, soğuk oraya

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004