Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Nisan 2007
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kutlular ; Mehmet Emin Birinci'yi anlattı...indirmek ve dinlemek için tıklayınız

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

Sivilliği istismar eden formalılar



Toplumsal barışın “dinamit”leri maalesef aydınlardan geliyor. Bu aydınlar güruhunun bir kısmı akademisyen, bir kısmı hukukçu, bir kısmı ise emekli tayfası. Sözüm ona ülkeyi koruma ve kollamanın “sivil” ayağını teşkil ettiklerini zannediyorlar. Daha doğrusu kamunun gizli bir eli olarak darbecilikle deşifre edilen bazı zevatın elindeki dernek ve kuruluşlar üzerinden demokrasi oyunu oynuyorlar.

Bir çok şey amacı dışına çıktığı gibi, sivil oluşum ve karakteri de dernekler üzerinden asker emeklileri ile yeni bir disiplin altına alma girişimleri, fazlasıyla sıkmaya başladı.

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’ün yılda iki defa generallere brifing verdiği bir sürecin içinden, ne kadar sivil inisiyatif ve demokratik refleks çıkar, varın siz hesap edin.

Yeni bir bilgi daha; Atatürkçü Düşünce Derneğine cumhurbaşkanlığı bütçesinden 200 milyarın üstünde yardım yapılmış. Aynı dernek, bu günlerde yeni cumhurbaşkanını belirleme iddiasıyla miting tertip ediyor, sokaklara inmeye çalışıyor.

Başındaki ise emekli bir general. İki defa darbe girişimi hazırlıkları yapan dört emekli generalden biri. Böylesi imtiyazlı ikinci bir sınıf henüz son yüzyılımızda varit değil.

Derneğin parası devletten, sonra devletin işleyişine müdahale niteliğinde konulara girişiyor ve bütçesini o alanda kullanıyor. Devleti temsil eden makamların ideolojik tercihle belli derneklere para aktarmaları ne kadar doğru bir yoldur? Verilecekse, kuralları belirlenmeli ve herkese kriterlere göre adil bir şekilde dağıtılmalı.

Yine özerkliği sadece sivil ve seçimle gelmiş devlet organlarına ve hükümete kafa tutmaktan ibaret, evlere şenlik YÖK’ümüz var. Kendilerinin atanmasından birinci derecede yetkili merci olan cumhurbaşkanının kim olması gerektiğini/gerekmediğini sözde belirlemeye çalışıyorlar.

Bilim insanlarının rasyonel ve objektif esaslı görüş ve düşüncelerini ortaya koyma yerine, dar, bağnaz ve içine kapanmış bir psikolojinin şaşkınlığı ile alkışlı bildiri açıklamaları ve bu aktörlük müsameresine katılmaları hakikaten vahim ve sıkıcı bir görüntüdür.

Meclise müdahale niteliği taşıyan rektörler komitesinin tavrı, cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlıktır. Millî iradeye tepkidir. Hazımsızlık alâmetidir. Bu kadar buyurgan, dediğim dedik ve çaldığım düdük cinsinden pervasızlıklar, demokrasimizin en büyük kurumsal zafiyetlerinden biridir.

Yerel, tabandan seçilmiş, temsil değerini milletten alan her yapıya ve sisteme saygı duymak, herkesin asgarî sorumluluğudur. Gerekçe ne olursa olsun, bunun dışına çıkmak demokrasi rayına çomak sokmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Yargının bağımsızlığı, bazı kurumların özerkliği, belli organların sorumluluğunu aşan yetkilerinin, zaman içinde ve AB sürecinde kendi konum ve fonksiyonları ile paralel bir zemine çekilmeleri ve düzenlenmeleri elzemdir.

Yoksa şahsa ve muhatap kuruluşa göre yasaları tevil etmek, devlet çatısında tartışma açıp, kendi imtiyazına dokunmamak ve hesap vermekten uzaklaşıp, sürekli kendini hesap soran mevkide görme alışkanlıkları, istense de eskisi gibi etkili olamayacaktır ve beyhudedir.

14 Nisan mitingi için “Farkındayız” sloganları ile afişler bastıran kuruluşların, cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale tarzlarının da fiyaskoyla sonuçlanmasını diliyoruz.

Çözüm mercii Meclis olan bir konuyu, sivil olmayan bir hırçınlık ve tahrikle sokakta ve miting meydanlarında aramak, sivil demokrasiyi istismar etmek, milletin tercihlerine karşı durma tuhaflığı tam bir çelişkiler yumağıdır.

Burada siyasî partilere, demokratik kitle örgütlerine ve sivil inisiyatiflerle medya kuruluşlarına ciddî görev düşüyor. Demokrasi rüzgârını öne çıkarmak, ilke merkezli bir tutum sergilemek ve Meclise karşı geliştirilen tepkilere prim vermemek gerekir.

Bu anlamda, sivil sesler daha gür ve demokrasi merkezli çoğalırsa, herkes kazanır. Sonuçta ülkemizin bir türlü tam yerleşemeyen demokratik teamülleri pekişir ve kazanan millet olur.

AB sürecinde cumhurbaşkanlığı seçimini demokratik başarı ile sonuçlandırmak, Türkiye’nin istikbalini ve talihini daha sağlam bir duruşa taşıyacaktır. Sivilliği istismar eden formalı beyinlere dikkat.

11.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.02.2007) - Seçim sathı maili

  (19.02.2007) - Ulusalcı dalganın açmazı

  (18.02.2007) - Merakı merak etmek

  (15.02.2007) - 7. Çerçeve Programı

  (14.02.2007) - Yenilenirken

  (13.02.2007) - Düşünce zafiyetindeki şiddet

  (12.02.2007) - Genel vaziyet

  (11.02.2007) - Geçmişten geleceğe beraberlik

  (08.02.2007) - Derinlik meselesi

  (07.02.2007) - Stratejik ortaklıklarımız

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004