Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Eleştiri ve siyasî tarafgirlik



İlâhiyatçı arkadaşlarımız ve dahi okuyucularımızdan bazıları telefonla aradı, “Son siyasî yazıların için tebrik ederiz; devam et. İmanî bahisleri herkes yazıyor!”; bazıları, “İman ve kişisel gelişimle ilgili yazılarını zevkle okuyoruz, siz siyaset yazmayın!” dedi. “AKP demokrat mı?” yazısı üzerine gerek telefon, gerek e-posta ile arayanların yüzde 25’i olumlu, yüzde 75’i olumsuz tepki verdi. Kimisi, terbiye sınırlarını aşan fanatikçe sataşmalarda bulunmaktan haya etmedi!

Evvela Bediüzzaman’ın dünya çapındaki eleştiri ölçüsünü tekrar sunalım:

“Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun? Halbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar.

Cevap: Hiçbir müsid ben müfsidimdemez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”1

Bediüzzaman kendisini mihenge vurdurup eleştiriye açıyorsa, Ahmet kim, Mehmet kim, Recep kim, Şaban kim, filan parti kim ki, mihenge vurmayalım, eleştirmeyelim!.. Ayrıca, “emr-i bil-ma’ruf, nehy-i an’il-münker” (iyi, güzel, doğru, hayrı anlatmalı, yaygınlaştırmalı; kötü, çirkin, yanlıştan uzaklaştırmak) gibi bir görevimiz yok mu? Ancak, unutmuyoruz ki, tenkidi de, insaf işletmeli. O zaman hakikat parlar. Eğer inat ve cehalet işletirse, gerçek rencide olur… Elbette eleştirilerini belgelere, haklı gerekçelere, mantıklı değerlendirmelere dayandıranlardan istifade ederiz; eksiklerimizi tamamlar, yanlışlarımızı düzeltiriz. Zira, “Yakanda akrep var!” diyenlere binler teşekkür mihenge sahibiz.

Acaba, eleştiriye açık olmamak ve farklı düşüncelere tahammülsüzlük demokrat olamamanın bir işareti mi? Tuhaf ki; okuduğu gazetesini, içinde bulunduğu grubu, cemaati şiddetle eleştirenler, geçmişte büyük hatalar yaptığını söyleyenler; AKP’nin eleştirilmesine tahammül edemiyor! Ne kadar büyük bir baskı altındalar ki, mazide doğru, isabetli, haklı oldukları çizgiyi muhafaza edemiyorlar!

Aslında tenkitten/eleştiriden değil, tarafgirlikten kaçınmalıyız. Tarafgirlik; bir düşünceye, bir meseleye, bir şeye “hak” gözetilerek değil de, herhangi bir çıkar için veya kendisinin içinde olduğu bir gruba, cemaate, partiye körü körüne meyletmek, yapışmak, yanlışlarına, hatalarına sahip çıkmak şeklinde târif edilebilir. Yani, “Hakkın hatırını âli tutmak değil, Ali’nin hatırını hak tutmaktır!” Hiç şüphesiz bu, tehlikeli bir damardır.

Tarafgirlik yalnzca siyasî değil, içtimâî, dinî, cibillî, ilmî veya hukûkî olabilir! En zararlısı siyasî tarafgirlik olsa gerek. Dinî tarafgirlik, şu fıkradaki gibi olursa, diğer tarafgirliklerin nerelere varacağı tahmin edebilirsiniz:

Karadeniz Bölgesinde yan yana olan iki mahalleli rekabet halinde. Cami yapmada da rekabet eder. Biri, yeni ve muhteşem bir camii yolun kenarına inşa eder.

Diğeri de, “Siz cami yaparsınız da biz yapamaz mıyız?” diyerek, hemen karşısına minaresi çift şerefeli bir cami daha diker. Akşam ezan okunurken: “Oğlum, git bak bakalım ezan-ı Muhammedî bizim camiden mi okunuyor, karşı mahalleden mi?”

Çocuk nefes nefese, “Baba, bizim camiden!” deyince, adam, derinden derine, “Aziz Allah, Celle-Celâmlühü!” çeker.

Dindeki mutaassıbane “tarafgirlik”, böyle acayip bir hâlete sürüklerse; acaba “siyasî tarafdarlık” nice fenâlıklara yol açar; kestirmek mümkün mü? Eğer, siyasete “inatlı taraftarlık” girerse, “Mânevî hayat ve kulluğun sıhhati, düşmanlık ve inatla sarsılır. Çünkü, kurtuluş vasıtası olan ihlâs zayi olur. Zira, tarafgir bir inatkâr, kendi hayırlı amellerinde hasmına (rakibine) üstün olmayı ister. Hâlisen liveçhillâh, yâni Allah rızası için amele pek de muvaffak olamaz. Hem hüküm ve muamelâtında tarafgirini tercih eder, adalet edemez. İşte, faaliyet ve hayırlı işlerin esasları olan ihlâs ve adâlet, husumet ve düşmanlıkla2 kaybolur.

Hem Tahtîecilik (hatalı görme, hata arama, hatalı gösterme) fikri, sû-i zan, (kötü düşünce besleme) ve tarafgirlik hissinin menbaı olduğundan, Müslümanlardaki ruh ve kalblerin omuz omuza verip birleşmesini engeller.

Kalb birliği, karşılıklı sevgi, ve yardımlaşmada büyük yaralar açmıştır. Halbuki hüsn-ü zan, muhabbet ve vahdetle memuruz. 3

Dipnot: 1. Münâzarât, s. 49.; 2. Mektûbât, Yeni Asya Neşriyat, s. 163.; 3. Sünûhât, Yeni Asya Neşriyat, s. 47.

07.06.2007

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.06.2007) - Dinde, ahlâkta, yönetimde, siyasî hayatta ölçü

  (05.06.2007) - AKP demokrat mı?

  (02.06.2007) - Siyasette ölçü

  (01.06.2007) - Bediüzzaman siyaset stratejisini de çizmiştir

  (31.05.2007) - Şiddet ve terörün asıl kaynağı...

  (30.05.2007) - Kaderin siyasetini düşünmek!

  (29.05.2007) - Kalbimizin gücü

  (26.05.2007) - Duygularımızın gücü

  (25.05.2007) - İman gücünün tezahürü

  (24.05.2007) - İman ve paranın kimde olduğu bilinmez mi?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004