Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Dini yaşamak



“İçinizde iki sarhoşluk ortaya çıkmadıkça Allah’ın gönderdiği hak din üzerinde olursunuz. Bunlardan biri cehalet sarhoşluğu, diğeri de dünyaya aşırı düşkünlüktür.” (Mecmâü’z-Zevâid, 7: 271.)

Peygamberimiz (asm) böyle buyuruyor. Cehalet sarhoşluğu sebebiyle dinini bilmeyen, ebedî âlemin güzelliklerinden gafil olup fani dünyanın şaşaasına gönül kaptıran insanın dünyasında dini öğrenmek ve yaşamanın ne kıymeti olabilir? Mutluluk kaynağı olan hakikatler ancak öğrenilip yaşandığında fonksiyonlarını icra edebilir.

İslâm, dini yaşamaya büyük önem verir. Yoksa dinin sayısız güzellikleri başka nasıl ortaya çıkabilir? “Allah bir kuluna hayır murad ederse ona dinî anlayış verir” hadis-i şerifi bu açıdan ne kadar anlamlıdır. Birgün Allah Resûlü (asm), “İnsanların en faziletlisi, dinlerini iyice anlayıp şuurluca yaşayanlardır” buyurmuşlardır. (Mecmâü’z-Zevâid, 7:26.)

Bugün İslâm dünyası, cehalet sebebiyle dini yaşamaktan uzak kalıp, onun yararlarından mahrumiyetin sıkıntılarını çekmek zorunda kalmıştır. Güzel örnekler sergileyememek, olumsuz tesirler de yapmaktadır. Oysa İslâma bütünüyle ayna olan Sahabe, İslâmı çok kısa bir zamanda dünyanın dört bir yanına ulaştırmıştı. Anlatmalarına bile gerek kalmıyordu. Davranış ve hareketlerine yansıyan o güzellikler, birer cazibe unsuru oluyor, İslâma canla başla sarılıyorlardı.

İslâmın ilk yıllarında Allah Resûlü (asm) Safa Tepesinde Kureyş’i toplayıp seslendiğinde, onlara sorduğu ilk soru, “Beni nasıl bilirsiniz?” şeklindeydi. Onlar da, “Ya Muhammed, sen doğrusun. Şimdiye kadar senin hiçbir yalanını işitmedik” demişler. Bu itiraftan sonra tebliğini yapmıştı Allah Resûlü (asm). Abdullah bin Selâm, daha Efendimizin (asm) simasını görür görmez, “Vallahi bu simada yalan olamaz, hile olamaz” deyip Müslüman olmamış mıydı?

Demek bütün mesele ruha, kalbe sinen, davranışlara yansıyan İslâma birer ayna olmaktı.

Yaşanan İslâm her devirde etkilerini gösterecektir.

25.07.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.07.2007) - Şükür ve sabır

  (23.07.2007) - Emaneti teslim

  (22.07.2007) - Yöneticilik mahareti

  (20.07.2007) - Peygambere bağlılık

  (19.07.2007) - Regaib bereketi

  (17.07.2007) - İnsanın kıymeti

  (16.07.2007) - Peygambere bağlılık

  (15.07.2007) - Cennetlik adam

  (14.07.2007) - İbretli bir olay

  (13.07.2007) - Peygambere saygı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004