Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Duânın ihlâslısı



“Ey gözler görmediği halde varlığından asla şüphe edilmeyen!

“Ey insanların vasfetmekten aciz kaldığı, hadiselerin değiştiremediği, felâketlerin etkilemediği Rabbim!

“Sen dağların yüklendiği ağırlıkları, denizlerin hacim ve kapasitelerini bilirsin. Yağmur damlalarının, ağaçların yapraklarının sayısını da bilirsin. Gecelerin kapladıklarını, gündüzün aydınlattıklarını da bilirsin. Ne gökteki herhangi birşey, ne yerdeki bir karış toprak, senin ilminin dışında kalır.

“Ömrümün sonunu hayırlı eyle. Amellerimi hayırla sonuçlandır. En hayırlı günüm Sana kavuşacağım gün olsun.”

Bu tefekkür ve marifet dolu duâyı, ilim ve marifet ehli biri değil, bir bedevî yapıyordu. Namazını kılıp duâsını yapan bedevinin bu duâsı Efendimizin (asm) de hoşuna gitmişti. Duâ ve namazını bitirdikten sonra adamı yanına çağırttı. “Kimlerdensin?” diye sordu.

“Amir bin Sasaa oğullarından diye cevap verdi bedevî. Yanında bulunan bir altını ona verdi. Sonra da “Bu altını sana niçin verdiğimi biliyor musun?” diye sordu. Bedevî, “Akraba olduğumuz için” diye cevap verdi. Çünkü Resûlullah’ın (asm) ninelerinden birisi Benî Amir kabilesindendi. Bedevî bunu hatırlatmak istemişti. Fakat Peygamberimiz (asm), asıl sebebin bu olmadığına şöyle dikkat çekmişti:

“Şüphesiz, akrabalığımız sebebiyle aramızda hukukumuz var. Altını vermemin asıl sebebi, Allahu Teâlâ’yı çok güzel ifadelerle övmendir.” (Mecmâü’z-Zevâid, 10: 158.)

Her güzel söz ve davranışı benimseyen, ödüllendiren Kâinatın Efendisi (asm), bedevîyi de Allah’ı övgüsü sebebiyle ödüllendiriyordu.

Şüphesiz Allah, güzel isim ve sıfatların sahibidir. Kullarının bu güzel isimlerle Kendisine yalvarmalarını ister ve ihlâsla yapılan duâları kabul eder.

Allah’ı en güzel şekilde tavsif eden duâların başında Cenâb-ı Hakk’a bin bir ismiyle hitap edilen Cevşenü’l-Kebîr duâsı gelir. Sayısız fayda ve faziletleri bulunan bu duâ, Allah’ın samimiyet ve safvetle Kendisine yalvaran ve yakaran kullarına birer ikram, hediye ve mükâfattan ibarettir. Yalnız bu faydalar niyet edilerek bu duâ okunmaz. İhlâsla okunur, istenmeden verilir.

Not:

Senelik iznim sebebiyle yazılarıma bir süre ara vereceğim. Tekrar buluşmak ümidiyle...

31.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.08.2007) - Kötü alışkanlıklardan kurtulmak

  (29.08.2007) - Ümmetini düşünen peygamber

  (28.08.2007) - İdeale doğru

  (27.08.2007) - Beratın beratı

  (26.08.2007) - İmtihan dünyası!

  (25.08.2007) - Teslimiyet olmayınca

  (24.08.2007) - Kur'ân'a muhatap olmak

  (22.08.2007) - Şükür mü, şikâyet mi?

  (21.08.2007) - Sözlerin en doğrusu

  (20.08.2007) - Yaşanan İslâm

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri