Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

İdeale doğru



İslâmın hedeflediği insan tipi; kötülüklerden uzak, iyiliklere koşan, güzel huylarla mücehhez bir insan tipidir. Meleklerin dahi saygı duyduğu bir varlıktır o. Gönüllerde taht kurar, başlarda gezer.

Artık İslâma gönül veren insan, bu hedefe ulaşabilmek için canla başla gayret eder. Daha sabahleyin evinden çıkarken, “Allah’ım! İsmine sığınır, onunla başlar, Sana güvenip dayanırım. Allah’ım, doğru yoldan sapmaktan, saptırılmış olmaktan; ayağımın kaymasından, kaydırılmış olmaktan, haksızlık etmekten, haksızlığa uğramaktan; saygısızlık etmekten, saygısızlığa uğramaktan Sana sığınırım” (Riyazü’s-Sâlihîn Terc, 1;119 (Hadis no: 82); Ebu Davud ve Tirmizî’den) der.

Her işin Allah’ın emri, izni ve Onun sonsuz kudretine dayanarak gerçekleşeceğine; iyilikleri yapmak, kötülüklerden uzaklaşmak Onun vereceği güç ve kuvvetle olabileceğine, her an her saniye Ona muhtaç olacağına öylesine inanır ve teslimiyetle hareket eder ki şu duâyı da bir sünnet olarak yapar: “Allah’ım! Senin isminle yola çıktım. Sana güvenip dayandım. Günahlardan korunmam ve Sana itaatte bulunmam ancak Senin muvaffak kılmanla mümkündür. ” (A.g.e. Hadis no: 82)

Bu duygu ve inançla işe başlayan mü’min o kadar azimli ve gayretlidir ki iyilik neredeyse oradadır, kötülükten ise uzaktır.

Maddeten ve mânen bu yolda olabilmek için gayret gösterir artık. Allah Resûlü (asm) iyilik yapmaya o kadar teşvik eder ki, “Her Müslümanın sadaka vermesi; hayır yapması gerekir” buyurur. “Ya tasadduk edecek birşey bulamazsa?” sorusuna, “Eliyle çalışıp hem kendisi istifade eder, hem de sadaka verir” diye karşılık verir. İkinci soru gelir: “Onu da yapamazsa?” “Sıkıntıya düşmüş bir ihtiyaç sahibine yardım eder.” “Ya bunu da yapamayacak durumdaysa?” “O zaman iyiliği emreder.” “Onu da yapamazsa?” “Kötülüğe karşı kendini tutar. Bu da bir sadakadır.” (A.g.e., [Hadis No: 141]; Buharî ve Müslim’den.)

Demek mü’min iyiliklerin, güzelliklerin insanıdır. Elinden geldiğince iyiliklere koşacak, kötülüklerden uzak kalacaktır. Böyle bir insan, değil insanların gıptayla baktığı, meleklerin dahi saygı duyduğu bir insan olmaz da ne olur?

28.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.08.2007) - Beratın beratı

  (26.08.2007) - İmtihan dünyası!

  (25.08.2007) - Teslimiyet olmayınca

  (24.08.2007) - Kur'ân'a muhatap olmak

  (22.08.2007) - Şükür mü, şikâyet mi?

  (21.08.2007) - Sözlerin en doğrusu

  (20.08.2007) - Yaşanan İslâm

  (19.08.2007) - İlim uğruna

  (18.08.2007) - Beş cümle

  (17.08.2007) - Mü’minin hayatı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri