Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Meşveret üyeleri ve yöneticilerde aranan vasıflar



Hizmetlerin ölçülü, dengeli ve verimli yapılması için, meşveret üyeliğine seçilecek kişiler önemli. Yöneticiler için aranan kıstaslar, şartlar meşveret üyesi için de geçerli. Peygamberimiz (asm) bir hadîs-i şerîfinde; “Meşveret edilen kimse emîndir”1 der. Yani, hem güvenilir, hem güvenen. Meşveret üyelerinin;

- Emin, itimat edilen,

- Zamanın ve sosyal çevrenin şartlarını bilmesi,

- Akıllı ve ileri görüşlü;

- Âdil, yani hakperest;

- Karşıt fikirlere saygılı;

- Meşveret konusunda uzman ve tecrübe sahibi olması lâzımdır.

Yanlış kişilerle meşveret, kötü sonuçlar doğurabilir. Buna göre istişare; bilgili, doğruyu söyleyeceğinden ve sır saklayacağından emin olunan kişilerle yapılmalı.

İslâm medeniyetinin cumhûrî yönetim sistemi; seçim, adâlet, şeriat (hukuk), kuvvetin kanunda olması ve meşveret esasları üzerine oturur. Hulefâ-yı Râşidin, herbiri hem hâlife hem reis-i cumhur idi. Sıddık-ı Ekber (ra) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahâbe-i Kîrama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat mânâsız isim ve resim değil, belki hakikî adâleti ve hürriyet-i şer’iyyeyi taşıyan, dindar mânâdaki cumhuriyetin reisleri idiler. 2

Üç hâlifeye şeyhülislâmlık (müşavirlik) yapan ve seçimle devlet başkanlığına gelen Hz. Ali (ra) meşverete son derece önem verirdi. Mısıra vali tayin ettiği Malik bin el-Haris el-Eşter’e gönderdiği emirnâmede, yöneticilere, 15 asırdan beri tazeliğini kaybetmeyen vecîz tavsiyelerde bulunmuştu. Meşveret ve müşavirlerle ilgili bölümü şöyle:

- Yanına yaklaştırmayacakların: İnsanlar hakkındaki bütün kin düğümlerini çöz. Seni intikama sürükleyecek ipleri kes. Sence açıklık kazanmamış şeylerin bütününü anlamamış görün. Şunu bunu gammazlayanın sözüne sakın çarçabuk inanma. Çünkü gammaz, ne kadar saf görünürse görünsün, yine hilekârdır.

- Sakın; ne seni yokluk ihtimaliyle korkutarak ikram etmekten geri çevirecek cimriyi, ne zor ve ağır işlere karşı azmini gevşetecek korkağı, ne de zulme saparak sana ihtirası iyi gösterecek hırslıyı danışma meclisine sok! Çünkü cimrilik, korkaklık ve hırs, öylesine farklı huylar ki, ancak, Allahu Zülcelâl hakkında beslenen sû-i zan bunların hepsini bir araya getirir.

- Sana müşavir olacakların en kötüsü senden evvel kötü kimselerle işbirliği yapmış, onların suçlarına ortak olmuş kimselerdir. Böyleleri kat’iyyen sırdaşın olmamalı. Çünkü bunlar, cânilerin yardımcıları ve zalimlerin dostlarıdır. Ne hâcet? Hiçbir zalime zulmünde, hiçbir günahkâra cürmünde yardım etmeyen kimseler arasından, bunların yerini tutacak öylelerini bulabilirsin ki, bunlar, ötekilerin görüş ve tedbirlerine tamamen sahip; buna mukabil, onların günah ve suçlarından kesin olarak temizdirler. İşte senin için böylelerinin yükü en hafif, yardımı en çok, sana şefkati herkesinkinden fazla, senden başkasına muhabbetleri ise o nisbette azdır. Böyle kimseleri hem özel, hem de genel toplantılarında kendine yakın edin.

Sonra bu şahıslar içinden en ziyâde onu beğenmelisin ki, sana acı gerçekleri herkesten ziyâde o söylesin ve şâyet Allah’ın sevdiği kullarının yapmasına razı olmadığı bir harekette bulunmak istersen, sana yağcılığa kalkışıp teşvik etmesin.

- Sadık ve kanaatkâr adamları kendine sırdaş edin. Eğer bunlar seni alkışlamazlar veya yapmadığın bir takım işleri sana isnatla keyfini getirmezlerse bunu da anlayışla karşıla. Zîrâ, alkışa ve yersiz övgüye müsamaha etmek insana büyüklük taslatır ve kibire yaklaştırır.

- Sakın insanların iyisi ile kötüsü senin yanında bir olmasın. Zirâ, onları eşit görmek; iyileri iyilikten soğuturken; kötülerin de fenâlığa olan meylinde onlara cesâret verir.

- İyi niyeti yaygınlaştır: Bilmiş ol ki, vali ile halk arasında karşılıklı güven ve iyi niyete dâvet eden şey, valinin kendilerine hizmette bulunması, yüklerini hafifletmesi ve adâletle hükmetmesidir. O halde insanların arasında iyi niyetin gelişmesini sağla. Zirâ, seni zorluk ve sıkıntılardan ancak onların iyi niyeti kurtaracaktır. Onlara yaptığın bu iyiliklerin mükâfatını, sana karşı duyacakları güvenle görürsün. Onlara kötü muâmele etmenin karşılığı ise sana duyacakları düşmanlıktır.3

Dipnotlar: 1- Tirmizî, Edeb 57; Ebû Dâvûd, Edeb 123; İbn-i Mâce, Edeb 37.; 2- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayatı, s. 332.; 3- Hz. Ali’den (ra) Devlet Başkanlarına Öğütler, Seha Neşriyat, s. 10-11.

07.11.2007

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.11.2007) - Bediüzzaman’da meşveret pratiği, kişileri meşveret

  (05.11.2007) - İstişare, hürriyet, terakki ve Hacc

  (04.11.2007) - Meşveretin geçerli olmasının şartları

  (03.11.2007) - Bediüzzaman’a göre istişarenin hükmü ve gücü

  (01.11.2007) - Asr-ı Saadet’te meşveret

  (31.10.2007) - İstişâre nedir?

  (30.10.2007) - Bir ihtiyaç olan istişarenin esaslarını herkes öğrenmeli

  (29.10.2007) - Temel sosyal hastalığımız nedir?

  (27.10.2007) - Hizmet, tebliğ, katılım/meşveret, murakabe ve kontrol

  (25.10.2007) - Daire yapılanması ve sıkıntıların asıl kaynağı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri