Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdurrahman ŞEN

“Mevlânâ Yılı” bitiyooor!



UNESCO tarafından bütün dünyaya ilân edilen “Uluslararası Mevlânâ Yılı”nın artık iyiden iyiye sonuna geldik.

Mevlânâ’yı sevenler; “Yahu neler yapıldı yıl boyu? Doğrusu biz hiç de bir şey anlamadık. Yapılan dişe dokunur bir etkinlik, kalıcı bir faaliyet göremedik!” diye hayıflanadursunlar…

Kimi kültürel kurum ve kuruluşlar, batı modelli etkinliklerle görevlerini (!) yapmış olmanın huzuruyla şimdilerde yılbaşı kutlamaları hazırlıklarına hız veriyorlar…

O güne kadar yapılanları, o güne kadar yapılmayanların olduğuna da dikkat çekerek daha kalıcı bir şeyler yapmak durumunda olduğumuzu hatırlatmak için 15 Temmuz 2007’de bu sütunlarda “Mevlânâ yılı bitiyor da” başlığı altında; “… dürüst olalım… Söz konusu yılın yarısını da geçtik… Peki… Normal yıllardan farklı ve özel olarak ‘Mevlânâ Yılı’na münhasır ne gördük?

‘Mevlânâ’ adını, fikriyatını, dünyasını, inanç anlayışını bize olduğu kadar dünyaya da anlatacak kaç tane sahne eseri sergileyebildik geride kalan 6 ay içinde?

Ya da; ufukta var mı böyle bir hazırlık? Ben göremiyorum…Ya siz?

‘Mevlânâ’ adını, fikriyatını, dünyasını, inanç anlayışını bize olduğu kadar dünyaya da anlatacak kaç tane edebî eser yayınlayabildik geride kalan 6 ay içinde?

Ya da; ufukta var mı böyle bir hazırlık? Ben göremiyorum…Ya siz?

‘Mevlânâ’ adını, fikriyatını, dünyasını, inanç anlayışını bize olduğu kadar dünyaya da anlatacak bir film değil, belgesel olsun çekebildik mi geride kalan 6 ay içinde?

Ya da; ufukta var mı böyle bir hazırlık? Ben göremiyorum…Ya siz?” demiştim.

Yukarıda zikrettiğim sorulardan sonuncusunda bir film eksikliğine temas etmişim… Çünkü; geçen yıldan başlayarak Konya Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde böyle bir çalışma başlatılmıştı ama… Ne yazık ki o başlayış, yıl içerisinde icraata dönüşemedi. Özlemle beklenen filmin senaryosunu yazmakla görevlendirilen sevgili ağabeyim Ömer Lütfi Mete, “Mevlânâ yılı” dolayısıyla fikrini soran Gerçek Hayat’tan Gülcan Tezcan kardeşime, genel anlamdaki fikirleriyle beraber şöyle konuşmuş: “ Mevlânâ ile ilgili film projemin senaryo çalışmasını ağırlıklı olarak bitirdim. Yönetmenin ve yapımcının kesinleşmesinden sonra başka işlemler de olmalı muhakkak. Benim inandığım 250 sayfa senaryo ortaya çıktı.

Mevlânâ Yılı’nda çok parlak faaliyetler göremedim. Konya ile sınırlı kaldı. Prens Charles’ın gelmesini bile Mevlânâ Yılı’nın bir faaliyeti olarak algılayabilenler olabilir. Bu günlerde Konya’da uluslar arası bir kısa film yarışması var. Hz. Mevlânâ’nın eserlerinden ilhamla bir uluslararası kısa film yarışması. Ama Mevlânâ Yılı’nı Yunus Emre Yılı kadar bile değerlendirdiğimizi düşünmüyorum. Konya için aynı şeyi söyleyemem. Özellikle Konya Belediyesi’nin Kültür Dairesi Kültür AŞ adı altındaki şirketiyle bir hayli çaba sarf etti, dünyada da bazı faaliyetlere katıldılar. Bizim medyamıza yansımadı bile. Faaliyetlerin çok az olduğunu düşünüyorum, olanların da medyamız tarafından değerlendirilmediği kesindir. Nazım Hikmet Yılı ilan edilseydi 2007, Türkiye’de kıyametler kopmuştu. Medyamız sabah akşam bundan bahsederdi. Bunu, Nazım Hikmet Yılı olsa da ona ilgisizlik gösterilsin anlamında söylemiyorum. Ama öyle bir şey olsaydı Türkiye Allak bullak olurdu. Mevlânâ olunca ulusal medya bunu görmezden geldi.”

Gerçek Hayat’ın; “Mevlânâ Yılı bitiyor ruhunuz duydu mu?” başlıklı haberinde Gülcan Tezcan kardeşimin yazdıklarına kulak vererek, yıl boyu yapılanların genel bir özetini de görmek mümkün. Burada sayılan “yapılanlar”ın, yapılması gerekenler yanında “devede kulak” mesabesinde oluşu ise yüreğimizi yakan, başımızı önümüze eğen acı gerçeğimiz.

Sözü burada Gülcan Tezcan kardeşime bırakıyorum: “UNESCO tarafından Mevlânâ Yılı ilân edilen 2007 bitmek üzere. Aylardır çeşitli kurum ve kuruluşlar hummalı çalışmalar sonucu birbirinden önemli programlara imza attı.. Aralık ayı Mevlânâ’yla ilgili çok daha yoğun faaliyetlere sahne olacak. Neler yapıldı yıl boyunca diye özetlemek gerekirse liste hayli uzun. Hemen her san’at disiplininden Mevlânâ ile gönül bağı olan pek çok san’atçı Mevlânâ Yılı’na özel performanslar ve eserler ortaya koydu. Çeşitli kültür san.at kurumları ‘Mevlânâ’ya özel sergi ve faaliyetlerle 800.yıl coşkusuna katıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Haziran ayından başlayarak sahne sanatları, konser, sergi, sema gösterileri, sempozyum ve konferanslarla Aralık ayını da kapsayacak şekilde İstanbul’da Mevlânâ konseptiyle bir seri program hazırladı. Rûmi Senfonik Gösteri alanında bir ilk ve farklı bir çalışma olarak dikkat çekti. Mercan Dede, Ahmet Özhan konserleri büyük ilgi gördü. Yaz boyunca açık hava sema gösterileri yapıldı. Uluslar arası Neyzenler Buluşması da İstanbul’da Mevlânâ buluşmasının önemli başlıklarından biri olarak hatırda kaldı.

Kültür Bakanlığı san’atçılar ve edebiyatçılarla dünyanın dört bir yanına adeta Mevlânâ çıkarması yaptı. Kültür ve san’at merkezi niteliğindeki başta Paris olmak üzere New York, Cenevre, Berlin, Cakarta, Duşanbe, Kahire, Londra, Melborn, Roma, Sidney, Şam, Şikago, Tokyo, Washington ve Yeni Delhi’de Mevlânâ’yı tanıtıcı konferanslar, tasavvuf müziği konserleri, Sema gösterileri yapıldı. Ömer Tuğrul İnançer yönetimindeki Kültür Bakanlığı Tarihi Türk Müziği Topluluğu neredeyse nefes almadan yurtiçi ve yurtdışında sayısız sema ayini icra etti ve yıl sonuna kadar da konserler devam edecek.

Kültür Bakanlığı’nın Hz. Mevlânâ’nın 800. doğum yıldönümünde Konya’da düzenlediği ‘görkemli’ kutlama ise eleştirilerden fazlaca nasibini aldı. Mevlânâ gibi bir değerin lazerli, havaî fişekli batılı bir doğum günü coşkusuna kurban edilmesi ve şehir dışından gelen konukların organizasyon bozukluğunun kurbanı olmasına Tüketiciler Birliği sert tepki gösterdi. Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Kemal Özer, Mevlânâ ve hoşgörü adına hoşgörüsüzlük sergilendiğine dikkat çekerken Konya’da Mevlânâ’nın ticari bir meta gibi algılanmasına sitem etti.

Mevlânâ’ya dair sempozyumlar da yapıldı elbette. Kültür Bakanlığı İstanbul ve Konya’da Uluslar arası Mevlânâ Celâleddin Rumi Sempozyumu” düzenlerken Harran Üniversitesi de Şanlıurfa Mevlevihane’si Yaşatma ve Kültür Derneği işbirliğiyle ‘Uluslararası Mevlânâ ve Mevlevilik” Sempozyumu düzenledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce yapılacak olan ‘Hoşgörü’nün Adı Mevlânâ’ konulu konferans ise Aralık ayının ilk günlerinde.

Konya Büyükşehir Belediyesi ‘Mevlânâ Yılı’na en iddialı hazırlanan bir kurum olarak dikkat çekti. Uzun süredir çekilmesi planlanan ‘Mevlânâ’ filmi için çalışmalar hızlandırıldı. Ancak sinema filmi senaryo aşamasından öte geçemedi. Buna karşılık Konya Belediyesi’nin yapımı olan Mevlânâ konulu çizgi film dünya televizyonlarında yayınlanmaya başladı. ‘Mevlânâ Hoşgörüsünde Uluslararası Gençlik Buluşması’ da Konya Belediyesi’nin Mevlânâ’yı dünya gençlerine anlatma çabası olarak kayıtlara geçti.

Ortada bu sayfalara sığdıramadığımız yüzlerce başlık altında sıralanabilecek ‘Mevlânâ Yılı’ faaliyeti söz konusu iken akademisyenlere ve kültür sanat adamlarına sorduğumuzda 800. yılın hakkıyla kutlanılmadığı görüşünde birleşiyorlar. Prof. Dr. Kenan Gürsoy, devletin üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğine dikkat çekerken medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının Mevlânâ’yı sahiplenmediklerinin altını çiziyor. Prof. Mahmut Erol Kılıç’a göre ise Kültür Bakanlığı’ndaki doku uyuşmazlığı Mevlânâ Yılı’nda yapılması planlanan pek çok çalışmanın hayata geçirilmesine engel oldu.”

Öyle ya da böyle… Koca bir yıl geldi ve gidiyor…

Bu arada “Uluslar arası Mevlânâ Yılı” da öyle ya da böyle… Bi-ti-yooooor!

Eserlerinden ya da adına yapılmış bir tiyatro eseri sahneleyemeden…

Eserlerinden ya da adına yapılmış bir film çekemeden…

09.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.12.2007) - “Karagöz” deyip geçersek...

  (25.11.2007) - Mehmet Zeki Akdağ

  (18.11.2007) - Ekrem Kaftan şiiri üstüne...

  (11.11.2007) - Ah şu TV dizileri...

  (04.11.2007) - Nihayet!

  (29.10.2007) - Nasrullah Camii vaazı - 2 -

  (28.10.2007) - Nasrullah Camii vaazı - 1 -

  (21.10.2007) - Puşkin, Âkifimiz ve yine AKM yıkımı...

  (14.10.2007) - “Hiç ibret alınsaydı...”

  (07.10.2007) - “Dünya insanlarının sığınağı”

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri