"Gerçekten" haber verir 01 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Uhuvveti zedeleyen olumsuz hasletler



Uhuvvetin yakıtı sevgidir. Sevgi; itaat, saygı ve kaynaşmanın direğidir. Aynı zamanda özgüvenin, başarının itici gücü, ekonomik kalkınma ve ilerlemenin dayanağıdır. Gerçek sevgideki iksir ve güç; yabancılığı kaldırıp, en vahşî varlık ve unsurları bile kardeş, dost yapar. Uhuvvet ve sevgiye dayanan fert, aile, cemaat ve toplum mutlak başarıya ulaşır.

Kardeşlik bağlarını, “tarafgirlik, inat ve haset” keser. Bunlar da, “nifak ve şikak, kin ve düşmanlık” gibi olumsuz duygulardır. Düşmanlık, “hakikat, hikmet, İslâmiyet, psiko-sosyal ve mânevî hayat” açısından son derece çirkin ve zararlıdır. Özellikle mü’minler arasında aşılmaz duvarlar örer. Dolayısıyla düşmanlık, insanlığı da zehirlendirip zulme sebebiyet verdiğinden İslâmiyetçe reddedilmiştir.1 Bediüzzaman mü’minlere kin, nefret, düşmanlık, haset, kıskançlık beslemenin hakikat nazarında zulüm ve insafsızlık olduğunu bizzat kendimizden, kendi iç dünyamızdan hareketle örneklendirir:

Bir gemi veya evde dokuz masum, bir cani ile bulunduğunuzu düşününüz. Caniyi cezalandırmak için gemiyi batırmaya, evi yakmaya çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini anlarsınız. Zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağırırsınız. Hattâ bunun tam tersi, “Birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz”2 der Bediüzzaman.

İnsan Rabbânî bir gemi, İlâhî bir evdir. Elbette her mü’minde iman, İslâmiyet, komşuluk ve benzeri yirmiyi aşkın, masum ve güzel sıfatlar vardır. Size zararlı gelen olan ve hoşunuza gitmeyen bir cani sıfat da bulunmaktadır. (Ki, sizin birkaç cani sıfatınız bulunabilir!) Bu tek cani sıfat yüzünden siz kin, düşmalık beslerseniz, manen onun gemisini ve evini batırıp yakmaya teşebbüs etmiş olmaz mısınız? Bu durum müthiş bir zulüm değil midir?

Mü’minin mü’mine sevgisi, aynı Yaratıcı’nın mahluku olmanın yanında, iman sıfatından dolayıdır da. Müminin kalbi, beytullah, yani Allah’ın evidir. Bu evde pekçok masum sıfatlar oturmaktadır. Bir iki cani sıfat varsa da sevgi sebepleri daha fazladır. İnsan bizzat zâtı için değil, sıfatı için sevilir. Mühim olan hangi değerli sıfatları taşıdığıdır. Bir tane bile olumlu sıfatı varsa, ne kadar olumsuz sıfatları olursa olsun, zatına düşman olmak ve kin bağlamak o masum sıfata haksızlıktır, zulümdür.

Ayrıca, mü’min, kardeşinde bulunan cani sıfatlar için kin ve düşmanlık beslemek değil, şefkat ve lütufla o kötü sıfattan kardeşinin kurtulması için çalışmakla görevlidir. Bunun aksiyle hareket eden, görevini yapmamanın da cezasını çeker. Mü’min kalbi buna göre dizayn edilmiştir. Ona göre hareket etmesi, ayrıca mânevî bir zevk ve lezzet verir. Demek ki, lütufla ıslâhına çalışmak, aynı zamanda salih amel işlemek demektir. Bazen insan, gururu ve nefisperestliği sebebiyle, şuursuz olarak, ehl-i imana karşı haksız olarak düşmanlık eder; kendini haklı zanneder.

Kin, nefret, düşmanlık, haset, kıskançlık beslemek hikmet nazarında da zulümdür. Çünkü, insan yapısına, yaratılışına aykırıdır. Zira, sevgi ve düşmanlık nur ve karanlık gibi zıttırlar; birinin varlığı, diğerin yokluğunu gerektirir. İkisi, gerçek mânâda birleşmezler. Dolayısıyla mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslâhına çalışır.3

Dipnotlar:

1-Mektûbât, s. 253.; 2-Mektûbât, s. 254.; 3-Mektûbât, s. 254.

01.07.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.06.2008) - Cemaat fertlerini kaynaştıran unsurlar

  (29.06.2008) - “Kemalizm ve Atatürkçülük”, Fransız İhtilâlinden beslendi

  (27.06.2008) - “Kemalizm, Atatürkçülük” travma ve reformlar

  (26.06.2008) - O zaman iş değişir

  (25.06.2008) - Tefekkürî eserler okumanın kazancı

  (24.06.2008) - Kahraman ordumuz uyuyor mu?

  (22.06.2008) - Ne ayıp, ne ayıııp!

  (20.06.2008) - Nazardan nasıl korunabiliriz?

  (19.06.2008) - Nazar (göz değmesi)

  (18.06.2008) - Selâmın enerji ve sinerjisi

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır