Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

O zaman iş değişir



Komşusu mahkemeye gidip hakime sorar:

“Kadı Efendi, senin öküz, boynuzu ile vurarak benim ineği öldürdü; hüküm nedir?”

“Hayvan kısmı suçlu sayılmaz, bir şey lâzım gelmez!”

“Affedersin, yanlış anlattım heyecandan. Benim öküz senin ineği öldürmüştü!..”

“Ha, o zaman iş değişir, getir şu kalın kabuklu kitabı da bakalım!”

***

Bir öküz tarlada, bir adamı boynuzlayarak öldürdü!

Vahşet bu vahşet!

Şey, İspanya’da oldu bu!

“Hıımmm, Avrupa medeniyeti, hakları var tabiî ki…”

İnek yolu kesti!

“Zaten ne kadar ters olaylar olursa, Türkiye’de olur! Efendim, ineklerle trafiğe çıkılır mı, basacaksın cezayı!

İyi ama, bu Hindistan’da oluyor! Yani, adamlar ineğe taptığı için, yola çıkınca tüm trafik durur!

Mısır kıtası, kumistan olan Sahrâ-i Kebîrin bir parçası olduğundan Nil-i mübârekin feyziyle gayet mahsüldar bir tarla hükmüne geçtiğinden, o Cehennemnümûn sahrâ komşuluğunda şöyle Cennet-misâl bir mevkî-i mübârekin bulunması, felâhât ve ziraatı, ahalisinde pek mergub bir sûrete getirmiş ve o sekenenin seciyesine öyle tesbit etmiş ki ziraatı kudsiye ve vâsıta-i ziraat olan bakar’ı ve sevr’i mukaddes, belki ma’bud derecesine çıkarmış. Hattâ o zamandaki Mısır milleti sevre, bakara, ibâdet etmek derecesinde bir kudsiyet vermişler. İşte o zamanda benî İsrâil dahi o kıtada neş’et ediyordu; ve o terbiyeden bir hisse aldıkları, “icl” meselesinden anlaşılıyor.

İşte Kur’ân-ı Hakîm, Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın risâletiyle, o milletin seciyelerine girmiş ve istidadlarına işlemiş olan o bakarperestlik mefkûresini kesip öldürdüğünü, bir bakarın zebhi ile ifham ediyor.

İşte şu hâdise-i cüz’iye ile bir düstur-u küllîyi, her vakit, hem herkese gayet lüzumlu bir ders-i hikmet olduğunu ulvî bir i’câz ile beyân eder. (Sözler, s. 224.)

***

Güney Afrikalı bir profesör, bazı araştırmalar için Hindistan’a gelir. Hintli meslektaşıyla trenle giderlerken, tren istasyon dışında bir yerde durur.

Bekleyiş uzayınca Güney Afrikalı sebebini sorar. Hintli meslektaşı “Sebebini bilmiyorum, ama gidip bir sorayım” der.

Döndüğünde “Merak edecek bir şey yok,” der. “Tren yoluna bir inek uzanmış, kalkınca yola devam edilecek.”

Bunun üzerine Güney Afrikalı profesör “Hayret, 20. yüzyılda hâlâ ineğe tapılabiliyor!” deyince Hintli profesör sorar:

“Peki, sizde hiç böyle şeyler yok mu?”

Güney Afrikalı önce, “Yok” derse de biraz düşününce beyninde şimşekler çakar ve ürpererek şu cevabı verir:

“Haklısın dostum, bizde de var. Hatta bizim durum sizden de kötü. Sizin inek birazdan kalkar, ama bizde öyle inekler var ki, yıllar geçse bile yine yerlerinden kalkmazlar.”

26.06.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.06.2008) - O zaman iş değişir

  (25.06.2008) - Tefekkürî eserler okumanın kazancı

  (24.06.2008) - Kahraman ordumuz uyuyor mu?

  (22.06.2008) - Ne ayıp, ne ayıııp!

  (20.06.2008) - Nazardan nasıl korunabiliriz?

  (19.06.2008) - Nazar (göz değmesi)

  (18.06.2008) - Selâmın enerji ve sinerjisi

  (17.06.2008) - Şarapçıları sevmek zorunda mıyım?

  (16.06.2008) - Olumlu bakışı kazanabilmek

  (15.06.2008) - Mülkî değil, melekûtî bakabiliyor muyuz?

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır