"Gerçekten" haber verir 13 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Suna DURMAZ

Amman izlenimleri (2)



Bir önceki yazımda Amman’da okuyan oğlumu ve bir arkadaşımı ziyaret etmek için Haziran ayında üç haftalığına Amman’a gittiğimi ve bu gezide edinmiş olduğum izlenimleri değerli okuyucularımla paylaşmak istediğimi bildirmiş, ilk makalede Ürdün hakkında derlediğim bilgileri arz etmiştim.

Bu yazıda ise gördüklerimi, duyduklarımı aktarmak istiyorum.

Türk vatandaşları kolaylıkla Ürdün’e girebiliyor. Havaalanında veya hudutta 10 dinar verip vize alabiliyorsunuz.

Oğlumun beni karşılamakta biraz geç kalmasını fırsat bilerek havaalanında bulunan yolcular üzerinde biraz göz gezdirdim. Amacım bu ülkeyi daha çok kimlerin ziyaret ettiğini öğrenmekti. Grup grup Çinliler vardı meselâ. Tabiî sırtlarında çantaları, ayağında sandaletleriyle Avrupalılar da. Ancak Çinli gruplara göre sayıları daha azdı.

Bunlardan başka, Haliç ülkelerinden gelen Araplar da bir hayli fazlaydılar. Yaz tatillerini geçirmek için Avrupa’ya gidemeyen Haliçliler için Beyrut ve Amman sayfiye yeri hükmünde.

Yolcular üzerinde göz gezdirmem oğlumun gelişiyle sona erdi. Kucaklaşıp koklaştıktan sonra kiralamış olduğu arabaya bindik. Dikkatimi çeken ilk şey Kuveyt’teki gibi otobanların olmaması ve yolların ‘devvar’ denilen yuvarlaklarla birbirine bağlanmasıydı. Trafik ışıkları fazla yoktu. İki şeritli yolda, üç araba seyretmekteydi. Otobüs, minibüs gibi toplu taşıtlardan ziyade daha çok taksiler vardı. Maharetli taksi şöförleri kendilerine işaret edilen noktada trafiğin yoğunluğuna aldırmadan hemencik duruyorlardı. Bu durum beni oldukça tedirgin etmişti. Halbuki, araba kiralarım diye ehliyetimi yanıma almıştım, ama benim bu trafikte araba kullanmam neredeyse imkânsız gibi görünüyordu.

Amman şehri esas itibariyle Cebel Amman, Cebel Hüseyin, Cebel Kal’a, Tilaal Ali gibi yedi tepe üzerine kurulmuş olan bir şehir. Toplu konut mefhumu yok buralarda. Betonarme olmayan, beyaz taştan yapılmış dört-beş katlı apartmanlar gözüme çarptı ilk bakışta. Bir de yolların temizliği dikkatimi çekti. Öyle pırıl pırıl değildi, ama beklediğimden daha temiz buldum doğrusu. Cadde ve sokakları Hintli ve Seylanlı işçiler tarafından sabah akşam temizlenen zengin ülke Kuveyt’e karşılık, bu imkâna sahip olmayan Amman temizdi!

ORTADOĞU'NUN

EĞİTİM MERKEZİ AMMAN

Rabbimin bizlere bahşettiği en büyük nimetlerden birisi mü'minleri kardeş ilân etmesidir. Bu kardeşlik, Üstadın deyimiyle ‘uhuvvet’, bam başka birşey. Karşılık beklemeden vermek uhuvvetin temel esası. Misafir olarak evinde 23 gün kaldığım arkadaşım ve eşi işte böyle insanlar. Varlarını yoklarını kardeşleriyle paylaşmaktan zevk duyan cankardeşler Dr. Habip Akbulut ve Nadide Akbulut.

Bu satırları okuyan kardeşlerimiz, özellikle de İstanbul’da olanlar için yabancı değil Akbulut ailesi. Tabiî hemen “Akbulutların Amman’da ne işi var?” diye soracaklardır elbette. Cevabı duyunca şaşıracaksınız; çünkü ben de ilk duyduğumda şaşırmıştım. Nadide Akbulut’un eşini ve iki oğlunu İstanbul’da bırakarak dört çocuğunu alıp Amman’a gelişinin tek sebebi var; o da dil öğrenmek. Yanlış duymadınız! Dil öğrenmek, hem İngilizce, hem de Arapça. Ve Akbulut ailesi gibi, çok Türk ailesi var aynı sebeple Amman’da bulunan. Bana söylenene göre, bu kervan daha da uzayacağa benziyormuş. Ve bu yıl yeni Türk ailelerinin gelmesi tahmin ediliyormuş....

Bu ailelerin küçük çocukları Arap okullarında okurken, bazıları da Arapça-Türkçe eğitim veren ‘Hamidiyye’ adlı Türk okulunda okuyorlar. Genç kızlar da Ürdün’ün çeşitli üniversitelerinde. Anneler ise Ürdün Üniversitesi Dil Merkezinde Arapça kurslara devam ediyorlar. Kısacası hummalı bir dil öğrenimi içindeler. Tabiî masrafları karşılamak eşlerin üstüne düşüyor her zaman olduğu gibi. Erkekler Türkiye’deki işlerine devam edip, kimisi ayda bir, kimisi ise üç ayda bir hanımlarını ve çocuklarını ziyarete geliyorlar. Bir gün bu hanımlarla buluştuk. Ben “Hem Türkiye'de, hem de yurt dışında iki evi birden geçindirmek oldukça zor olsa gerek” dedim.

Hanımların cevabı ise şuydu: ”Türkiye'de çağın olmazsa olmazı olan İngilizce'yi öğrensinler diye çocuklarımızı özel okullara veriyorduk. Dünyanın parasını verdiğimiz halde yeterli derecede dil öğrenemiyorlardı. Burada aynı paraya iki dili birden ve de çok çok daha iyi seviyede öğrenmekteler. Bunun yanında bizler de eğitim alıyoruz. Çocuklarımız kıyafet sınırlamasına maruz kalmadan özgürce okuma imkânına sahipler. Bilâkis, kendilerine saygı dahi duyuluyor. Hem Araplar Türkleri çok seviyorlar. Bu yönden de bir sıkıntı çekmedik. Diğer taraftan, Amman güvenilir bir yer; hırsızlık gibi adi suçlar çok az. Geçim olarak ise, çarşı-pazar fiyatları Türkiye gibi, belki biraz daha ucuz” dediler.

Küreselleşen dünyada yabancı dil bilmenin önemi gittikçe artıyor. Türklerin bunu idrak etmesi önemli bir gelişme. Bugün hangi meslekte olursan ol, kariyer sahibi olmak için mutlaka dil bilmen gerekiyor. Şu bir gerçek ki; dil eğitimine sarf edilen para ve bu uğurda çekilen zahmet karşılıksız kalmayacaktır.

Ortadoğunun orta yeri olan Ürdün, tam bir eğitim merkezi. 8’i devlet olmak üzere tam 21 üniversite var Ürdün’de. Haliç ülkelerinden yaklaşık 15 bin talebe burada okuyor. Bunların üç bini Kuveyt’ten.

Ürdün, Türkiye'de okuma şansını yakalayamayan gençlerimiz için de bir alternatif olabilir. Yalnız bir şartla, o da ÖSS’ye girmiş olmaları gerekiyor.

Ayrıca, karşılıklı kültürel anlaşma çerçevesinde verilen Millî Eğitim Bakanlığı dil bursları var. Türkiye bir yıllık dil kursu için her yıl 15 öğrenci gönderiyor Ürdün’e. Bu öğrencilerin de üniversite bitirmiş olmaları gerekiyor. Öğrencilerin kurs masrafları Ürdün hükûmeti tarafından karşılanıyor. Ayrıca, kendilerine bir yıllık ikame, aylık 100 dolar burs ve kalacak yurt veriliyor.

Resmî burs dışında, kendi çabalarıyla gelip Ürdün Ünv. Dil Merkezinde bir yıl Arapça okuduktan sonra, başta Ürdün Ünv. olmak üzere farklı üniversitelerin Arap Dili Edebiyatı, İngiliz Dili ve Edebiyatı, İslami İlimler, Eczacılık ve Psikoloji vs... gibi dallarda okuyan bir kaç genç kızımızla tanıştım. Arapçaları gayet iyi seviyedeydi. Hatta bizim Kuveyt’teki dil merkezi öğrencilerinden daha iyiydi diyebilirim. Öğrencilerimiz, kız öğrenciler için emniyetli bir ülke olan Ürdün’de okumaktan memnun kaldıklarını, Arapça öğrenirken İngilizce öğrenme fırsatını yakladıklarını ve en kısa zamanda üniversite eğitimlerini bitirip vatana hizmet etmek istediklerini anlattılar. Bizim temennimiz de ilim zırhına bürünen kız-erkek tüm gençlerimizin güzel vatanımıza hizmet etme şerefine ermeleridir.

İnsan yurt dışına çıkmadan dilin önemini fazla anlayamıyor. Benim için de öyle olmuştu. Kuveyt’e geldiğimde ne Arapça, ne de İngilizce tek kelime dahi bilmiyordum. Konuşamadığımdan insanların yüzüne aval aval bakıp duruyordum. Bu dil bilmemezlik yüzünden utandığım anlar çok olmuştur. Bu yüzden dil öğrenimini çok önemserim. Amman’da Türk ailelerinin dil uğruna yaptıkları fedakârlığı görünce, bu konuyu mutlaka yazmalıyım dedim. Umarım yazdıklarım, çocukları için yurt dışı öğretimi düşünen ancak tereddüt içinde olan ailelere faydası olur.

Resmî bursla Ürdün’e gelmek isteyenler, internet üzerinden şu adrese başvurabilirler:

[email protected]

Ayrıca Ürdün üniversiteleri hakında bilgi almak isteyenler içinde internette tarama yaptım. Çokça sayfa var; ben kapsamlı gördüğüm birini seçtim. Umarım faydalı olur. htt:// ec.europa/education/programs/tempus/ countries/higher/jordan.gdf

13.07.2008

E-Posta:


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.07.2008) - Amman izlenimleri-3 : Wihdaat mülteci kampı

  (20.07.2008) - Amman izlenimleri-3 : Wihdaat mülteci kampı

  (13.07.2008) - Amman izlenimleri (2)

  (12.07.2008) - Amman izlenimleri

  (17.05.2008) - Batı-İsrail dostluğunun Protestan temeli

  (14.05.2008) - Filistin direniş şiirlerinden bir demet

  (28.07.2007) - Rikaz

  (25.07.2007) - Türkiye’yi tanıtmada dilin önemi

  (14.04.2007) - Kuveyt’in önemi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır