"Gerçekten" haber verir 22 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ahmet DURSUN

İki Türkiye



Türkiye derin gündemiyle boğuşmaya, bu derin gündem Türkiye’yi boğmaya devam ediyor. Her geçen gün bu derinlik biraz daha artıyor, çatışma şiddetleniyor; ama ipin ucunun nerelerde olduğunu, suların ne zaman ve nasıl durulacağını kimse tam olarak tahmin edemiyor.

Kronolojiyi çok fazla geriye götürmeden 367 krizinden itibaren yaşananları göz önüne getirdiğimizde, son bir yılda zihinlerimizin nelerle meşgul edildiğini, algı dünyamızın nelerle doldurulduğunu görebiliriz. Son olarak, kapatma dâvâsı ve Ergenekon soruşturmasının doğurduğu gerilimlerin, kutuplaşmaların bizi nasıl bir Türkiye’ye doğru götürdüğünü görebiliyor muyuz? Türkiye bu derin gündemiyle boğuşurken, bu gündem sağımızı - solumuzu; her yanımızı kuşatırken neleri yitirdiğimizi, nelerden uzaklaştığımızı, temizlenme çabaları içinde aslında gitgide kirlendiğimizi anlayabiliyor muyuz? Türkiye’nin gitgide tehlikeli şekilde ayrıştığını fark edebiliyor muyuz? Bu ayrışma iki farklı Türkiye profilini açıkça gözler önüne seriyor.

İki Türkiye…

Birinci Türkiye; elit, tepeden bakmaya alışmış, kendini beğenmiş, efendidir; ezmeye alışmış, ezmeyi alışkanlık haline getirmiş, hakim, yöneten ve yöneticidir. İkinci Türkiye; kendisine hep tepeden bakılmış, kendisine pek fazla bir şey sorulmamış, ezilmiş, hükmedilmiş, yönetilendir.

Birinci Türkiye; ihtirasları uğruna her şeyi mubah görecek kadar yoldan çıkmış, Makyavelist; siyasetin cazip girdabına kapılmış muhteris bir pragmatist, içinden çıktığı topluma yabancılaşmış. İkinci Türkiye; mütevekkil, mübahlık onun için helâl dairesiyle sınırlı; sabırlı, isyankâr değil; sadece sitemkâr…

Birinci Türkiye; makam ve mevkiyi kutsamış, bir köşe kapmak, kaptığı köşeyi kaptırmamak uğruna değerlerini - inançlarını ayaklar altına alacak kadar soysuzlaşmış. İkinci Türkiye; sahip olduklarıyla yetinmesini bilen, mutluluğunu küçücük dünyasında bulabilen, ne olursa olsun, ne denirse densin bırakmamacasına değerlerine yapışan bir yücelik içinde. Akşam evine bir parça helâl ekmeği götürebilmenin en büyük değer olduğunun farkına varmış bir asaletin mümessili.

Birinci Türkiye’nin mümessilleri; nefret kılıçlarını kuşanmış, köşesini kaptırmamak uğrunda kâh bir avukat, kâh bir savcı… Birinci Türkiye tepiniyor; onlar tepindikçe ikinciler eziliyor. Dönüp kimse bakmıyor, kimse sormuyor: “Bir yeriniz acıdı mı, incindiniz mi?” diye.

Birinciler müteharrik-i bizzat olduklarını sanıyorlar; piyondan başka bir şey olmadıklarının farkında değiller. Başkaları üflüyor, onlar oynuyorlar; oynadıklarının bir ülkenin kaderi, nesillerin geleceği olduğunu göremeyecek kadar basiretsizler. İkinci Türkiye, yavaş yavaş her şeyin farkına varıyor.

Birinci Türkiye asıl görevini unutmuş; yine de pişkin. Sıkıntılı bir sağlık sistemi, iflâs bayrağını çekmiş bir eğitim sistemi, güvenilirliğini yitirmiş bir adalet sistemi, kalem oynatmalarla iyi gösterilmeye çalışılan hasta bir ekonomi, korunamayan sınırlar… Birinciler bindikleri dalı kestiklerinin farkında bile değiller, siyaseti kirletiyorlar, güzeli içlerinde barındırmıyorlar; saltanatlarının ilanihaye süreceğine inanıyorlar. İkinci Türkiye bu duruma tiksinerek bakıyor, artık güvenmiyor, müsebbiplerden nefret etmeye başlıyor; aldatılmışlığın çaresizliği içinde, sadece bir parça huzur istiyor.

Meselenin can alıcı noktası: İkinci Türkiye ihmal ediliyor. Birinciler; ikincilerin ihmal edildiği sürece Ergenekonların bitmeyeceğinin, ‘ah!’ ateşinin dönerek bir gün kendilerini de yakacağının bir türlü farkına varamıyor.

22.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.07.2008) - Derin gündemin kıskacındaki eğitim

  (08.07.2008) - Ergenekon adaleti ya da adaletsiz hukuk devleti

  (01.07.2008) - Futbol asla sadece futbol değildir

  (24.06.2008) - Bezdiren film

  (17.06.2008) - Kapitalizmin fendi, vicdanı yendi

  (10.06.2008) - Muhasebe zamanı

  (03.06.2008) - HAZİN BİR MAĞLÛBİYET ÖYKÜSÜ

  (27.05.2008) - Ankara kriterleri

  (20.05.2008) - İçimizdeki Ergenekon

  (13.05.2008) - Üzücü sorular

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır