"Gerçekten" haber verir 25 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Kemalizm pazarlığı



Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, göreve başlarken yaptığı konuşmada, evvelce Kara Kuvvetleri Komutanı olarak öne sürdüğü bir iddiayı tekrarlamış; sosyal devletteki zayıflamanın neticesi olarak tarikat ve cemaatlerin kuvvetlendiği görüşünü seslendirmişti.

“Akredite” medya ile iki gün üst üste yaptığı “iletişim” toplantılarında ise bu iddiasıyla neyi kastettiğini açarken, ekonomik çıkarlar için dini kullanmakla suçladığı cemaatlerin, bu alandaki güçlenmelerini siyaset ve eğitime yansıttıklarını söylemişti.

Tamamen uhrevî ve manevî eksenli, sadece iman kurtarma hedefine odaklanmış hizmetine hiçbir siyasî veya ticarî hesabın gölgesini düşürmeme noktasında olağanüstü bir dikkat, itina ve titizlik gösteren Bediüzzaman’ın ölçüleri açısından kesinlikle hiçbir geçerliliği olmayan ithamlar bunlar.

Ama bilhassa Özal ve ANAP’la başlayıp Erbakan ve RP ile kısmen devam eden ve Erdoğan ve AKP ile çok daha ileri boyutlara taşınan süreçte cemaatlerin ticarîleştirme, siyasîleştirme ve son dönemde bunlara ilâveten STK’laştırma tuzaklarıyla aslî kimlik ve fonksiyonlarından ve “cemaat” olma özelliğinden uzaklaştırılmaya çalışıldıkları da gözardı edilemeyecek bir vâkıa.

İşin bu cihetinin, Başbuğ’un suçlamalarından bağımsız olarak, bizatihî cemaatler tarafından samimî bir “iç sorgulama” çerçevesinde mercek altına alınarak enine boyuna irdelenip değerlendirilmesi gerekiyor.

Tabiî bu, cemaatlerin kendi içlerinde yapmaları gereken bir istişare ve sorgulama. Konunun çok önemli diğer bir boyutu ise devletle ilgili. Devletin cemaatlere bakışının demokrasi ve hukuk prensipleri çerçevesinde tamamen değişmesi lâzım.

Toplumun on milyonlarla ifade edilebilecek çok büyük bir kesimini bünyelerinde toplayan, manevî hizmetleriyle ülkeye çok şey kazandıran, maalesef devlet adına uygulanan politikaların da körüklediği iç çatışma risklerini pozitif ve yapıcı tavırlarıyla büyük ölçüde elimine ederek toplumsal huzurun sağlanmasına ciddî katkılarda bulunan cemaatleri “yasadışı yeraltı örgütleri” olarak gören zihniyet mutlaka terk edilmeli.

Bu çerçevede “iç tehdit ve tehlike” olarak nitelenen cemaatleri “istenen çizgi”ye çekmek için özellikle darbe dönemlerinde onlarla el altından birtakım gizli pazarlıklar yürütme ikiyüzlülüğüne de son verilmeli.

Böylesi pazarlıklar 12 Eylül’de de yapıldı, 28 Şubat sürecinin farklı aşamalarında da.

Nitekim 2001 Haziran’ında MGK’ya sunulan bir raporda “Tarikat ve mezheplerin önde gelenleri ile kurulan diyaloglar ve bu çerçevede sürdürülen çalışmalar sonucu, bu grupların devlet ve hukuk sisteminin içerisine çekilmesi ve devletin yanında yer almaları noktasında önemli mesafeler alındı” denildiğini geçen 31 Ağustos’ta bu köşede çıkan yazımızda hatırlatmıştık.

(Bu çerçevede Yeni Asya’nın farklı duruş ve tavrını anlatmaya çalıştığımız 1 Temmuz 2001 tarihli, “Yeni Asya ve pazarlık” başlıklı yazımız için bkz. “Bu Bayrak İnmez” kitabımız, s. 79)

Yeni Asya’nın 23 Eylül tarihli manşeti ise, benzer pazarlıkların, sonraki süreçte, bugün Ergenekon yapılanması olarak kısmen su yüzüne çıkan çetenin veya çetelerin mensuplarınca da devam ettirildiğini gösteren çok ilginç bir haberi duyuruyordu.

2003 yılında ulusalcı ekipten emekli bir binbaşının kendilerine gelerek birlikte çalışma teklifi yaptığını belirten İBDA-C’ye yakın bir ismin, “Şartları şuydu: Siz Kemalizme saldırmayacaksınız, biz de şeriata saldırmayacağız” sözüne bilhassa dikkat!

Önceki dönemlerde “devlet adına” veya o izlenim verilerek yapılan pazarlıklarda da hep bu şart koşulmuştu: Kemalizme asla dokunmayın.

Karşılığında da, pazarlığın muhatabı üzerindeki baskı ve takipleri kaldırmaktan, bazı devlet imkânlarını sınırlı ve kontrollü bir şekilde kullandırmaya kadar varabilen bir dizi “rüşvet”ler vaad edilmekteydi.

“Yem”i yutanlardan, Kemalizm karşıtlığını bırakmanın ötesinde, sıkı ve hızlı Kemalizm savunucularına dönüşenler oldu.

“Bazı şekiller”de görüldüğü gibi.

Kemalizme bakış turnusol işlevi görüyor...

25.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.09.2008) - Millî Güvenlik dersi

  (23.09.2008) - Ders kitabında irtica

  (21.09.2008) - Kadir Gecesini ararken

  (20.09.2008) - Akrediteli “iletişim”

  (19.09.2008) - Bu paralar nereden?

  (18.09.2008) - Ders kitabı skandalları

  (17.09.2008) - Bu skandal geçiştirilemez

  (16.09.2008) - Yeni strateji

  (14.09.2008) - Fâni ömrü bâkileştirmek

  (13.09.2008) - Microsoft’taki başörtülüler

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır