"Gerçekten" haber verir 16 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Yeni strateji



KAPATMA dâvâsının “ihtar” kararıyla sonuçlanmasından sonra başlayan süreçte AKP’nin hareket alanı alabildiğine kısıtlanırken, gelişmeler partiyi ayrı bir cepheden, yolsuzluk suçlamalarıyla yıpratma kampanyasının açıldığını gösteriyor.

Şaban Dişli olayı zincirin ilk halkasıydı. Hedef vuruldu, Dişli’nin partideki görevlerinden ayrılmak zorunda kalmasıyla netice kısmen alındı.

CHP sonu gelmez laiklik-irtica yaygaralarıyla elde edemediği sonuca bu konudaki ısrarlı takibiyle ulaşmayı başardı ve “surda bir gedik” açtı.

Tabiî, olayı gündeme getirenler, Dişli’nin milletvekilliğini bırakıp partiden istifasını da istiyorlar. Ama işin o noktaya kadar varmasını engelleyen Erdoğan Dişli’yi yine de korumuş oldu.

Geçmiş dönemde de AKP, bir kısmı milletvekili ve bazıları da teşkilât yöneticisi konumundaki bazı mensuplarının karıştığı yolsuzluk iddialarının muhatabı olmuş; hattâ bu iddialar sebebiyle bir milletvekili bu sıfatını da bırakmış—ve 22 Temmuz’da tekrar seçilmeyi başarmış,—kimi teşkilâtlar ise feshedilerek kadroları değiştirilmişti.

Ancak bunlar geniş zaman aralıklarıyla ve dağınık bir şekilde gündeme gelen münferit örnekler olarak algılandıkları ve AKP yönetiminin iddialar karşısında duyarlı bir tavır sergilediği görüntüsü verildiği için, yıpratıcı bir etkileri pek olmadı.

Hattâ o dönemde yine Dişli’yle ilgili olarak sanırız başka bir konuda yine benzer bir iddia gündeme gelmiş, ama fazla üzerinde durulmamıştı.

Şimdi ise farklı bir durumla karşı karşıyayız.

Bu defa galiba, senelerdir biriktirilip el altında tutulan dosyaların belli bir plan çerçevesinde sistematik şekilde gündeme getirilmesi suretiyle yürütülen bir kampanya vizyona sokulmuş gibi.

Geçen defa geçiştirilen Dişli meselesinin bu defa netice alınıncaya kadar takip edilmesi ve tartışmaların iyice yoğunlaşması üzerine Dişli’nin partiden istifa etmek mecburiyetinde kalması, bu süreçteki ilk örnek olarak haliyle dikkatleri çekti.

Eşzamanlı olarak Gaziantep’teki imar pazarlığıyla ilgili olarak gündeme taşınıp—aslı çıkmadığı için mi, yoksa taraflar uzlaştığı için mi bilmiyoruz—peşi bırakılan iddialar, AKP’li yerel yönetimlere ilişkin başka dosyaların da işareti gibi.

Şu an için asıl “bomba,” çok yönlü ve çok boyutlu kavgaları tetikleyen Almanya’daki Deniz Feneri Derneğiyle ilgili iddialar. Ve görünen o ki, bu olayda, bir taşla birden çok kuş vurma hesapları yapılmış. Hedefte RTÜK Başkanından, başından beri AKP’yi destekleyen bir TV kanalı ile Erdoğan’ın yakın ilişki içinde olduğu bir diğer medya grubuna, bazı bakanlara, hattâ bizzat Başbakana ve AKP’ye kadar uzanan stratejik adresler var.

367 formülünün mucidi olarak bilinen ve AKP hakkındaki AYM kararını “Odak olduğu yargı kararıyla tescillendi, bundan sonra aynı iddia ile açılacak yeni bir dâvâda ek delile ihtiyaç duyulmadan parti kapatılır” şeklinde yorumlayan Kanadoğlu’nun, “Yurt dışından maddî yardım aldığı ispatlanırsa AKP kapatılır” içtihadıyla yeniden sahneye çıkması, öngörülen hedefi iyice netleştirdi.

Tabiî, bir de Deniz Feneri derneği ve onunla birlikte, gönüllü insanî yardım organizasyonlarının bu iddialardan alacağı yaralar söz konusu.

Türkiye’deki Deniz Feneri, Almanya’daki adaşıyla bir ilgisi bulunmadığını söylüyor. Ancak gerek ismin tıpa tıp aynı olması, gerek oradan gelen yüklü miktarların yasal yollarla kabul edildiği beyanları, gerekse dernek adına yapılan açıklamaların ortaya çıkan toz duman içinde kaybolup gitmesi, dernek açısından hüzün verici talihsizlikler.

Deniz Feneri, 28 Şubat’ın İstanbul Valisiyle o dönem fazla içli dışlı olmanın bedelini mi ödüyor!

Bu yardım işleri zaten hassas konu. Bosna’ya yardım paraları RP’nin az mı başını ağrıtmıştı?

16.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.09.2008) - Fâni ömrü bâkileştirmek

  (13.09.2008) - Microsoft’taki başörtülüler

  (12.09.2008) - 12 Eylül niye bitmiyor?

  (11.09.2008) - Orada teslim, burada taarruz

  (10.09.2008) - Yıpratan kavga

  (09.09.2008) - Eksen ülkeyiz, ama...

  (07.09.2008) - Kur’ân ve tefsir okumak

  (06.09.2008) - AB’de yine rehavet

  (05.09.2008) - Tuhaf ziyaret

  (04.09.2008) - Yanlış sözler

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır